UEFA Avrupa Ligi 2. ön eleme turu ilk maçında Trabzonspor, Ruzomberok ile karşı karşıya geldi. Bordo-mavililer mücadeleden 2-0'lık galibiyetle ayrılarak rövanş öncesi avantaj elde etti.
YUNUS EMRE SEL – İYİ Kİ VARDIN UĞURCAN
Yeni sezon, yeni heyecan ve yeni bir başlangıç. Sezonun ilk resmi maçında Trabzonspor'un oyuna çok daha fazla ağırlığını koymasını ve kağıt üzerinde güçsüz gözüken rakibi karşısında çok daha arzulu olmasını bekliyorduk. Ancak öyle olmadı. İlk 35 dakika organize olamayan, özellikle merkez orta saha ile ofansif oyuncular arasındaki uyum sorunu dikkat çeken Trabzonspor, geçtiğimiz sezondan kalan stoperlerdeki iletişim eksikliğini de sürdürdü. Bu dakikalarda takımı oyunda tutan ise geçtiğimiz sezonun belki de en çok eleştirilen ismi, Montella'nın Avrupa Şampiyonası'nda görmediği kaleci Uğurcan Çakır oldu. Öyle kurtarışlar yaptı ki hem eleştirilere hem de aslında Montella'ya da gönderme yapıyordu. Ancak çok koşan rakip karşısında, bireysel anlamdaki bariz kalite farkını kullanan Trabzonspor golü bulan taraf oldu.
Bardhi, Vişça ve Trezeguet ile tamamlanan gol denklemi, bir organizasyondan çok bireysel yetenek barındırıyordu. İkinci yarıda ilk yarıya oranla daha tempolu başlamak isteyen Trabzonspor, final pas tercihlerinde çok önemli hatalar yaptı. İkinci yarıda da takımı ayakta tutan isim yaptığı birbirinden önemli kurtarışlarla Uğurcan oldu. Şu ana kadar 8 transfer yapan Trabzonspor'un özellikle orta sahada takımı yönetecek, oyun aklı olacak, tüm organizasyona şekil verecek çok özel bir oyuncuya ihtiyaç duyduğu ise çok net bir şekilde ortaya çıktı. Trabzonspor belki Slovakya'dan skor olarak istediğini aldı ama oyun olarak ortaya koydukları yeni sezon öncesi umut vermekten uzaktı. Cihan Çanak'ın attığı ikinci gol ise bireysel yetenek, arzu, istek ve hepsinden önemlisi gerçek bir Trabzonsporlunun sahadaki yansıması oldu adeta. Kamp raporunda da yazmıştım bu sene çok adından söz ettirecek Cihan Çanak.
REHA KAPSAL – MORAL VE GÜVEN
Trabzonspor, sezona Slovakya'da oynadığı ilk resmi maçla başladı. Öyle bir 45 dakika oynandı ki sahanın en iyisi Uğurcan Çakır ise fazla söze gerek yok sanırım. Tam 5 tane net gollük pozisyonu kurtardı.
Takımın hiçbir bölgesinde oyuncu performansı yeterli değildi. Bordo mavililer, top rakipteyken kimin ne yaptığının belli olmadığı dağınık bir görüntü verdi. Golü ancak geçiş hücumu ve de rakip savunmada sayısal eksik olduğunda yerleşim hatası yaptığında bulabilirdi. Nitekim bu şekilde golü attılar. Böyle kötü oynanan bir devrede takımın motivasyonunun sağlamak için gelen gol ilaç gibi geldi Trabzonspor'a.
İkinci yarının ilk yarı ile bir farkı yoktu. Rakip takımın seviyesi çok yetersiz olmasına rağmen Trabzonspor oyunun kontrolünü ele alamadı. Böylesine kötü oyuna rağmen yaklaşık 70 dakika beklemek anlaşılır gibi değildi. Geçen sezondan gelen 8 oyuncuya rağmen teknik direktör Abdullah Avcı'nın hala bir oyun hafızası oluşturmaması düşündürücü.
Yeni transfer genç Cihan Çanak attığı mükemmel golle daha ilk resmi maçta "Ben buradayım" diyerek kalitesini ortaya koydu. Mutlaka Avcı gibi tecrübeli bir hoca, bu maç sonrası gerekli analizi yapıp eksiklikleri bulup rövanş ve lige takımı hazır bir şekilde çıkaracaktır. Böyle iki ayaklı maçlarda her ne kadar kötü oynasa da deplasmanda alınan 2 farklı galibiyet tabii ki moral ve güven açısından çok önemliydi.
OLCAY ÇAKIR: UMUT VERİCİ IŞIK
Hazırlık maçı kıvamında oynanan ilk resmi müsabakadan derin anlamlar çıkarmaya gerek yok... Üç aşağı beş yukarı geçen seneki kadro ve anlayış vardı sahada... Abdullah Avcı yeni transferleri Draguş’u, Ozan’ı ve Lundtsram’ı eski dizilime dahil edip taraftarlarının da huzuruna çıkarmış oldu. Baştan ifade edelim... Uğurcan Çakır’ın kurtarışlarıyla sürekli adından söz ettirdiği bir karşılaşmada iyiyi, kötüyü, hazır olup olmamayı çok da analiz etmeye gerek yoktur diye düşünüyorum. Rakip Ruzemberok, bütçesi, mütevazi kadrosuyla, yüksek sayılabilecek direnç ve fizik ortaya koymaya çalışsa da bitiricilikleri son derece zayıf bir takım görüntüsü verdiler. Yani bu takımın Trabzon’da ikinci maçta da benzer bir hazırlık, benzer bir idman maçının üstüne çıkabileceğini düşünmüyorum. Trabzonspor, böylesi bir rakibe karşı elbette daha fazlasını yapmalıydı diye düşünsem de ilk resmi maçın anlaşılabilir olduğunu söyleyelim bakalım. Hem lige, hem bir sonraki tura hazır değil Trabzonspor orası kesin. Ancak yeniler yavaş yavaş katılacak, eksikler tamamlanacak daha... Trezeguet yine deli dolu, heyecan verici, Visca kaldığı yerden devam eder görüntüdeydi. Diğer çok şeyi ilk maç der geçeriz ama benim özellikle anlamadığım tek konu şu oldu: Ozan Tufan’ı sağ beke hapsedip, “Hiçbir şey” yapmamasını izlemek yerine, onu geçen yıl saç baş yolduran bölgeye çekip, neden kadroya dahil edilen çiçeği burnunda transfer Malheiro bek oynatılmadı? Rakip sol açığı çok mu tehlikeliydi analizlerde? Neyse... Uğurcan Çakır geri dönerse Trabzonspor da geri döner. Sırf Uğurcan Çakır’ın verdiği ışık bile umut verici kabul edilebilir.
ENGİN KEHALE: BU GALİBİYET UĞURCAN ÇAKIR'A YAZAR
İlk 11’ler açıklandığında, Trabzonspor’da geçen sezondan farklı üç isim vardı sahada. Ozan Tufan, Lundstram ve Draguş. Hal böyle olunca, insan oyun kalitesinde -sezon başı olmasına rağmen- çok ciddi bir düşüş beklemiyor. Lundstram’ın da günün iyilerinden bir tanesi olduğunu düşünürsek, bordo mavililerin Slovak ekibi karşısında beklenenin altında kaldığını söyleyebiliriz. Abdullah Avcı’nın öğrencileri, özellikle savunma anlamında vasata bile ulaşamayan bir performans gösterdi. Geçiş oyunlarında geç kalmalar, kademelerde hatalar, birebirde kolay geçirmeler birleşince galibiyeti getiren isim, Uğurcan Çakır’dan başkası değildi. Maç bitince notlarıma baktım, ön sırada hep bordo mavililerin kalecisi var. 9, 18, 42, 64, 65 ve 81. dakikalar Uğurcan’ın kritik kurtarışları. İlk yarının sonunda Bardhi’nin zekası, Visca’nın pasörlüğü ve Trezeguet’nin ceza sahası koşuculuğuyla gelen gol, onların da direncini ikinci yarının ortalarına kadar düşürdü. Tabii ki Trabzonspor’un ideal 11’i, Slovakya’dakinden çok daha farklı olacak. Savunmaya en az iki, muhtemelen üç değişiklik gelecek. Belki Mendy’nin orta sahaya geçmesiyle oradaki direnç artacak. Yine de geçen sezondan beri birlikte çalışan bu grubun, çıtayı daha yukarı koyması gerekirdi. Bir not da Draguş ile ilgili. Geçen sezondan beri Rumen oyuncuyu izlerken çift santrforlu yapıda çok daha etkin olabileceğini düşünüyorum. Maçın en önemli mesajı, bu sezonki sayısal olarak fazla olan transferlerin aslında takımın ileri gitmesi için bir lüks değil, ihtiyaç olduğunu gösteren geçen sezondan devam eden oyuncuların performansıydı. Cihan Çanak, tam da bu noktadaki söylemime imza atar gibi son dakikada golünü atıp turu neredeyse garantiledi.
LEVENT TÜZEMEN: ONUACHU’YA İHTİYAÇ VAR
Ruzomberok önünde Trabzonspor'u Uğurcan sırtladı. İnanılmaz kurtarışlara imza atarken Trabzonspor'un şampiyon olduğu sezonda ortaya koyduğu performansı sergiledi. Uğurcan'ın alkış gerektiren oyunu yeni sezon için Abdullah Hoca'nın kale için elini rahatlatacaktır. Ruzomberok önünde amaç Trabzon'a turu kolaylaştıracak bir skorla dönmekti. Visca'nın hazırladığı pozisyonda Trezeguet'nin attığı gol Trabzonspor'un turu avuçlarının içine almasını sağladı. Kazanırken hataları da görmek gerekir. Trabzonspor Slovak rakibine ciddi gol fırsatları verdi. Savunmada pozisyon hataları yaptı. Visca, Trezeguet ve kaleci Uğurcan zihinsel ve fiziksel olarak yeni sezona hazır olduklarını oynadıkları oyunla gösterdiler. Cihan Çanak'ın golü alkışlanacak güzellikteydi. Ozan çalışkanlığıyla ön plana çıkarken Lundstram, Draguş vasat kaldı. Bardhi duran topları kullanmaktan başka iş yapmadı. Trabzonlu oyuncular birbirleriyle oynama alışkanlığını kazanamamış takım görüntüsündeydi. Ruzomberok daha iyi pas yaptı ve hücuma etkili çıktı. Abdullah Hoca oyun anlayışına değer veren bir isim. Bu Trabzonspor'un Onuachu'ya ihtiyacı var. Neden mi? Geçmişte, Sorloth ve Cornelius gövdeli, güçlü, fizikli golcülerdi Trabzonspor'a da büyük katkı verdiler. Dragus tam bir santrfor değil. 2.01 boyundaki Onuachu uzun boyu, gücü ile gol yollarında verimli olur ve Trabzon'u şampiyonluk yarışının içinde tutar, Nwakaeme'nin yapacağı nokta ortalarda da goller atar.
