Birkaç gündür, şehrin ayak altında en çok ciro yapan, ilgi gören üç kırtasiye mağazasında gözlem yapıyorum.
Okullar açıldı, mağazalar tıklım tıklım.
Kırtasiyecilerin büyük sıkıntısı var.
Üç harfli mağazaların ve süper marketlerin kırtasiye çeşitleri satması onların çok ağrına gidiyor..
Herkes işini yapsın.
Bu arada ultra süper marketlerin yakında ilaç satmaları ile ilgili yeni bir gelişme olabilir, bu duyumu aldım.
Kırtasiyecilerde, toplumun her kesiminden insanı gördüm.
Çocukları da.
Özellikle çocuklar, kırtasiye çeşitleri arasında kendini kaybediyor. Raflara uzanıyor, yanındaki; annesi, babası, ablası bir yakını onları uzaklaştırıyor.
Kırtasiyede, fiyatlar uçmuş.
Geçen sene 3 lira olan sıradan bir kalem 7 lira.. 15’e kadar olanı da var.
Defter ve diğer yardımcı kırtasiye çeşitleri ateş pahası.
Çünkü ürünlerin birçoğu ithal, birçoğunun da üretimi Türkiye’de yapılıyor fakat hammaddesi yurt dışından geldiği için kur artışı nedeniyle fiyatlar 2’ye 3’e katlanmış.
Bizzat şahit oldum.
Bir anne ağlayarak çocuğunun aldığı kırtasiyelere parasının yetmediğini söyledi.
Görevli personel, patronuna gitti. Patronu, bizim hayrımız olsun dedi.
De, patron ne kadar hayır işleyecek.
Buradan iktidarın Trabzon’daki milletvekillerine, il başkanına, il yöneticilerine, Belediye başkanlarına sesleniyorum.
Kime diyecekseniz deyin.
Hiç olmazsa ilk öğretimde, ders kitapları gibi kırtasiye de bedava dağıtılmalı.
Bunu deyin Ankara’ya.
Niye varsınız?
Artık ilk okuldaki çocuklar da..!
Biz Trabzonluların da çok yakından tanığı şimdilerde Fethiye’de Kaymakamlığı yapan Alper Balcı, bir okulu ziyarete gitti.
Görüntüleri basına yansıdı.
İlk okul 4’üncü sınıflarla bir arada oldu.
Şöyle bir diyalog geçti;
Kaymakam: Çocuklar bir sıkıntı var mı?
Çocuk: Var
Kaymakam: Ne?
Çocuk: Kantinde tost çok pahalı.
Kaymakam: Kaç lira
Çocuk: 15 lira. Geçen sere 5 liraydı
Kaymakam, bayan okul müdürüne döndü
-Bak öğretmenim tost pahalıymış
Arka sıralardan bir çocuk bağırdı
-Sadece tost mu? Defter kalem silgi de pahalı
Alper Balcı sınıftan çıkarken, tostun 12,5 lira olmasını istedi.
Dünyayı çocuklar yönetse, hayat da pahalı olmayacak.
Avcı ilk kez..!
Trabzonspor’da göreve başladığı günden bu yana Abdullah Avcı basın toplantılarında takım oyunu ve performansı ile ilgili tahlil yaparak soru soran gazetecilere cevaba başlarken rutin olarak şöyle der..;
“O tahlilinize katılmıyorum..”
İlk kez Avcı, Adanademirspor maçından sonra kendiliğinde “Kendimi de sorgulayacağım” dedi.
Bu iyi bir gelişme.
Hadi sorgula hocam.
Özeleştiri çok iyidir çok.
O sıkıntı ne?
Trabzonspor için herkes şu yorumu yapıyor.
Takımda bir sıkıntı var ama ne?
İşte o “ne”yin 5 cevabı
Takım hala şampiyonluk havasında
İçerde ücret dengesizliği moral bozuyor
Takım iyi çalışmıyor
Avcı kendini yenilemiyor
Kadroda köklü değişikliğin mayası tutmadı
Bu arada kesketini de çıkardın hocam..!
Şenol Hoca Trabzonlu ha..!
Valla Şenol Güneş kadar kafanıza taş düşsün.
Adam, kökten Trabzonlu ya.
Trabzon’da evi var.
Gelmiş memleketine, tatilini geçiriyor.
Dostları ile bir araya geliyor.
Doğal olarak, dostları Trabzonspor ile ilişkili.
Yıllarca takımda oynamış. Kaptanlık yapmış. Şehirde çevresi Trabzonsporla yolu bir biçimi ile kesişenler.
Geziyor,tozuyor.
Size ne?
Hemen Trabzonspor ile ilişkilendiriyorsunuz?
Şenol Güneş’in Trabzonspor’a geri dönüşü bir şartla olur.
Başkan olarak.
Diğer hiçbir görev Güneş’e yakışmaz.
Şenol Güneş’in Trabzonspor’da misyonu artık Başkanlık yapmaktır.
O da Ağaoğlu ben artık yokum dedikten sonra.
Ve Güneş’in Trabzonspor’daki kaderi başkanlıkla bir gün kesişecektir.
Kendi istemese de bu olacak.
Şimdi de dinazorlar
Biz, Trabzonspor’un ergen taraftarlarının camiaya, kulübe takıma zarar verdiğini iddia ederken, şimdilerde onların; olgun ve ağır başlı yaklaşımları, duruşu takdirlik.
Takımı sahipleniyorlar.
Avcı’ya destek veriyorlar.
Biz dinazor neslin temsilcileri;
Gazeteciler
Ağzı laf yapanlar
Eski yöneticiler
Kulübün sağından solundan geçenler
Tribünde yıllarca yer edinenler
Sokakta futbol ulaması geçinenler
Trabzonspor’u öyle bir eleştiriyor, Avcı’ya öyle bir yükleniyorlar ki.