Sen yenince yol sevinir, yolcu sevinir. Ayaklara turap olanlar sevinir. Sen yenince hayatı Hüseyni bir kıyam olarak yaşayanlar sevinir. Sen yenince dağ taş, kurt kuzu, börtü böcek, dilsiz mahlûkat sevinir.

Sen yenince bin yıllardır güneşin alnında çatlayan Nevşehir ovasında su bekleyen kuru toprak sevinir. Tek oğlunu askere gönderip oğlunun askerden gönderdiği fotoğrafını yapıştırıcı bulamadığı için ekmek hamurundan kopardığı bir parça ile ahşap duvara asan Cemile teyze sevinir.

Sarmaşıklar en çok kendine tutunur. Duvarın önemi yoktur onlar için. Tutacak tek dalı kalmayan yetim ve öksüzler sevinir. Ev işçileri, gündelikçiler, üzümde, fındıkta, çayda, tütünde çalışan emekçiler sevinir.

Karaman’ın Ayrancı ilçesinde Bolkar Dağları eteğindeki Berendi köyünde yer sofrasındaki tarhana çorbasına aynı anda 8 kaşık birden sallayan Delice ailesi sevinir. Çünkü sen yenince Trabzon Alona’da Albay’ın düzünde sabahtan akşama kadar kara lastikle plastik topun peşinde koşan çocuklar sevinir. Sen yenince Çorum’un Kargı ilçesi Abdullah yaylasındaki çiçekler sevinir. Sen yenince Munzur’un suyu sevinir, İspir’deki terzi Hacı Hafız sevinir.

Çünkü sen yenince kâğıt işçileri sevinir. Çocuğuna bezi paket ile değil tane ile satın alan babalar sevinir. Perşembe Pazarı’ndan, Tophane’ye sırtında yük taşıyan Yozgatlı hamal sevinir.

Bingöl Yedisu’da iki ayağına farklı ayakkabı giyerek okula giden Çetin sevinir.
Batman’daki tek göz evlerinde yedi kardeşi ile büyüyüp üniversitede Boğaziçi veya ODTÜ’yü kazanacakken Trabzonspor’u canlı izleyebilmek için KTÜ’yü yazan Mutlu sevinir. Erzurum’da yatılı öğretmen okulunda okurken buğulu camlara “Şampiyon Trabzon” yazarak soğuk yorganın altına giren Turgay sevinir. Sen kazanınca Makedonya İştip’te Ağlar Dağı’nın eteğinde gönüllü imamlık yapan Ali sevinir.


Sen yenince Kazım Koyuncu sevinir, Mehmet Dalman sevinir, Hüsnü Civelek sevinir.
Sen yenince tek dal sigarası kaldığı için biri görüp ister de ona vermemezlik yapmayayım diye sigara paketini gömlek cebinden beyaz çorabına koyan Süleyman sevinir. Mardin Derik’te şehit olmuş korucu ağabeyinin kimliği ile 16 yaşında askere giden Yılmaz sevinir. Kastamonu Abana’da orman koruculuğu yaparken çam ağaçlarının altında, reçine kokusu eşliğinde cep radyosu ile maçları izleyen Dilaver amca sevinir. Niğde Bor’da 40 metrekarelik dükkânında arkasında Atatürk, Trabzonspor ve “Maşallah” yazısının bulunduğu duvara yaslanarak nalburluk yapan Niyazi dayı sevinir. Sen sevinince yumurta satarak maç bileti parasını denkleştirmeye çalıştığı için tavukların başında nöbet duyan Tahsin sevinir. Sen yenince Aydın’da inşaat şantiyesinde AS600 kamyonla şampiyonluk turu atan işçiler sevinir. Sen yenince 40 yıldır Sinop’ta bir sahil kasabasında çatlamış ve nasırlaşmış elleri ile her sabah bordo-mavi sandalıyla balık avına çıkan balıkçı Ergün dayı sevinir.

Digor’da kaçak nargile tütünü satan Serdal sevinir. Muğla’da teknelere simit poğaça vererek rızkını çıkartan Erdal sevinir. Marmaris Bozburun’un “Abi olacağız gari” diyen tekne ustaları sevinir.Kırklareli Kaynarca’da değirmen işleten Bekir abi sevinir.

Sen kazanınca el sevinir, yel sevinir, gonca güller menekşeler değil bir tek, sen kazanınca uçurum kenarlarında yamaçlara zorla tutunan ayrık otları sevinir. Sen kazanınca bir yudum su bulmak için yeri metrelerce kazarak su arayan Etiyopyalı çocuklar sevinir. Sen kazanınca Batman’da kız kardeşiyle koyunlara çobanlık yaparken geven otu toplayan Metin sevinir. Sen kazanınca Beşparmak Dağları’nda gece 1-3 nöbeti tutarken sevgilisiyle evlilik hayali kuran Artvinli Selçuk sevinir. Sen kazanınca öldürülen annesinin eteğinden bir parçayı koparıp kokusu kendisine sinsin diye koynuna saklayıp uyumadan ona sarılan Filistinli yetim çocuk Ammar sevinir. Sen kazanınca Ordu’da fındık toplayan Urfalı fındık işçisi Selman sevinir. Sen kazanınca en yakın dostu mala, kürek olan Vanlı sıvacı ustası Mahmut sevinir, Adana’da Allah’ın sıcağı altında pamuk toplayan Erol sevinir. Tarsus Musalla Mahallesi’ndeki Uğur sevinir. Küba sevinir, Bosna sevinir.

Sen kazanınca seneler önceki Türk dostluk elini unutmayıp armasını ay yıldızlı bordo-mavi yapan Drogheda United sevinir.Sen kazanınca, yoksul Hint mahallesi Slumdog’ta saçtan çatılara yağan yağmuru ninni bilerek uyuyan Hintli çocuk sevinir.

“Hayat sabırdır” diyen ve sabırla bu anı bekleyen Budistler sevinir.

Sen öyle bir sevinçsin ki, mevsimler sende değişir.

Sen kazanınca, mesafeler kısalır. Tonya Kadıralak’ın mavi yıldız çiçekleriyle, Alano Makot’un komar çiçekleri sevinçten birbirine koşar.

Sen kazanınca Zümrüdüanka kuşu değil, çirkin ördek yavruları sevinir. Sen kazanınca Ahmed Arif’in “Bir umudum sende, anlıyor musun?” şiirindeki gibi umudu ekmek yapan yoksul, kimsesiz, aç, fakir yatağa giren milyonlar sevinir. Bolkar Dağı eteğinde beslediği keçilerine Turgay, Necati, Hami, Şota ismini veren çoban Bahri amca sevinir.

Sensin bir umudum çünkü sen kazanınca kainattaki tüm ötekiler sevinir.

Sen kazanınca; adaleti en yüksek duygu gören Şamanlar kazanır.

Sen kazanana kadar sevincimiz Kaf Dağı’nın ardında sanırdık. Sen kazandın, Kaf Dağı’nın ardındakiler kazandı. Nuh’un gemisindekiler sevince boğuldu. Dede Korkut efsaneleri yeniden yazacak, Evliya Çelebi Ortahisar’dan şehre bir daha girecek.
Aleksandr Puşkin Erzurum’a bir kez daha yolculuk edecek, Bob Dylan dedesinin topraklarına geri dönecek.

“Futbol asla sadece futbol değildir” diyen Simon Kuper’i Trabzonspor haklı çıkaracak ve yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot mezarında rahat uyuyacak.

Her şey sen kazanıncaya kadardı. Sen kazandın.