Trabzon Şehir Plancıları Odası Sözcüsü Ercan Şen, özellikle Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Numune Kampüsü, Ahi Evren Göğüs ve Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi ve Kemik Hastalıkları Hastanesi’nin şehir merkezindeki mevcut konumlarının, hizmet alan halk açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
“Biz şehir hastanesinin gerekliliğini tartışmadık, mesele yer seçimindeydi” diyen Şen, hastane yer seçiminin şehrin nüfus dağılımı ve erişilebilirlik açısından çok kritik olduğunu vurguladı:
“Şehir hastanesi ilk ortaya çıktığında Tabipler Odası ile ortak bir akademik çalışma yaptık. 600-700 kişi üzerinde küçük bir anketle halkın beklentilerini ölçtük. İnsanları sıkmadan ‘Yeni hastane yapılsa nerede olmalı?’ diye sorduk. Sağlık hizmeti insanların temel kullanımına yönelik bir hizmettir. Dolayısıyla kısa sürede ve kolayca ulaşılabilir olmalıdır. Kaşüstü’ndeki hastaneyi daha yukarı taşıdığınızda ulaşımda sıkıntılar yaşanıyor. Sağlık tesisleri, nüfusun en yoğun olduğu bölgeye hitap edecek şekilde konumlandırılmalıdır.”
Şen, şehir merkezindeki hastanelerin kapatılarak Akyazı mevkiindeki şehir hastanesine taşınmasının halk için ciddi bir erişim sorunu yaratacağını belirtti:
“Numune kampüsünün olduğu bölgede yaşayan insanlar yaya olarak kolayca hastaneye ulaşabiliyor. Şimdi şehir hastanesine gitmek için araca, dolmuşa, taksiye binmek zorunda kalacaklar. Acil durumlarda 112’ye her zaman ulaşamayabilirsiniz, kendi imkânınızla gitmek zorunda kalabilirsiniz. Bu durum hizmetin etkisini azaltacak. Sağlık hizmeti lüks değil, anında ulaşılması gereken bir ihtiyaçtır.”

Şehir plancısı Şen, mevcut hastanelerin kapatılmasıyla birlikte o bölgelerdeki ekonomik ve sosyal dokunun da olumsuz etkileneceğini ifade etti:
"Hastanelerin çevresinde yıllardır hizmet veren ticarethaneler, eczaneler, ulaşım ağları var. Hüseyin Avni Aker’in taşınmasında da benzer sorunlar yaşandı, bölge bir anda ekonomik olarak boşaldı. Şimdi aynı durum sağlık tesislerinde de yaşanacak.”
Ayrıca Şen, kapatılan hastane arazilerinin geleceğine ilişkin kaygılarını dile getirerek bu alanların yapılaşmaya açılabileceği uyarısında bulundu:
“Kapatılan sağlık tesisi alanları ne olacak? Kamusal alan olarak mı kalacak yoksa başka amaçlarla mı değerlendirilecek? Geçmiş deneyimlerimiz bize bu alanların çoğu zaman yapılaşmaya açıldığını gösteriyor. Sağlık Bakanlığı ile protokol yapılıp, ‘Size şehir hastanesini yaptık, araziyi bize devredin, biz de TOKİ aracılığıyla konut veya ticari alan yapalım’ denirse bu büyük bir planlama hatası olur. Bu kararlar bilimsel ihtiyaç analizine göre verilmelidir.”
Şen, şehir hastanesine ihtisaslaşmış sağlık kurumlarının taşınmasının mantıklı olabileceğini, ancak genel sağlık hizmeti sunan merkezlerin şehirden uzaklaştırılmasının planlama ve hizmet erişimi açısından doğru olmadığını belirtti:
“Bir ruh sağlığı hastanesi ya da sanatoryum gibi sürekli yatılı tedavi gerektiren kurumlar şehir dışına alınabilir. Fakat günlük sağlık hizmetine erişim için halkın yaşadığı bölgeye yakın tesisler şarttır.”
Trabzon Şehir Plancıları Odası Sözcüsü Ercan Şen, şehir hastanesine geçiş kararının “ben yaptım oldu” anlayışıyla alındığını savunarak konunun kamuoyunda tartışılması ve kapatılacak hastane arazilerinin kamusal fayda doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Şehrin merkezindeki sağlık tesislerini kapatıp halkı Akyazı’ya yönlendirmek planlama açısından doğru değil. Biz de bu süreçte kapatılan hastane arazilerinin geleceğini yakından takip edeceğiz.”
Şen’in açıklamaları, Trabzon’da şehir hastanesine geçiş sürecinin kent planlaması ve halk sağlığı açısından yarattığı kaygıları bir kez daha gündeme taşıdı.





