Turizmde Trabzon’umuzun alternatif pazarlara, farklı ürünlere ve yeni destinasyonlara ihtiyacı olduğu hepimizin malumudur.
Şehrimizde turizm sezonunun uzaması, pazar farklılaşması ve ürün farklılığı açısından sağlık turizmi önemli bir turizm çeşididir.
Son günlerde şehrimizde sağlık turizmine yönelik çalışmaları görmekteyiz.
Trabzon’da turizm potansiyelinin artırılması adına yapılan sağlık turizmi çalışmaları takdire şayan bir konudur.
Sağlık turizmine yönelik yapılan çalışmalar takdire şayan ancak sağlık turizmine hizmet edecek alt yapımız maalesef takdirlik değildir.
Konuya derinlemesine girmeden önce sağlık turizmi ve turistin sağlığı kavramlarına değinmek istiyorum.
Literatürde sağlık turizmi sağlığın korunması, geliştirilmesi veya hastalıkların tedavi edilmesi amacıyla kişilerin ikamet yerlerinden başka bir ülkeye seyahat ederek sağlık ve turizm olanaklarından yararlanmasıdır.
Turistin sağlığı ise; ülkemizde herhangi bir nedenle geçici süreli olarak bulunan yabancıların, ülkemizde bulundukları sırada ani gelişen hastalıklarda ve acil durumlarda sağlık hizmeti alması olarak ifade edilmektedir.
Bu iki kavram isminin içinde “sağlık” barındırmasına rağmen; sağlık turizmi ticari kaygı gütmektedir ve turistlerin birinci önceliği sağlık hizmeti almaktır.
Turistin sağlığında ise turistin geliş amacı sağlık hizmeti satın almak değil, tatildir. Tatili esnasında acil müdahale gerektiren sağlık hizmetlerinden yararlanan turistler, turistin sağlığı kapsamında değerlendirilmektedir.
Birbiri ile sürekli karıştırılan bu iki kavramda kamu; turistin sağlığına öncelik verirken özel sektör sağlık turizmi kapsamında ticari kaygıyı ön planda tutmaktadır. İşin yükünü kamu çekerken, ticari getirisini özel sektör kazanmaktadır.
Ülkemize girişlerde sağlık sigortası mecburiyeti getirilmemesi de turistin sağlığı konusunda kamuyu büyük bir yükün altına sokmaktadır.
Yine kamunun turistin sağlığı alanında uyguladığı korumacı fiyat politikası da üstlendiği yükle doğru orantılı kazanç sağlamasını engellemektedir. Kamu uyguladığı politika ile işyükünü üstlenip kazancı özel sektöre bırakmaktadır.
Sağlık turizmi; adında turizm ibaresi barındırması hasebi ile turizmcilerle ilgili görünse de hastanelerin iştahını daha fazla kabartmaktadır.
Kamu hastaneleri bu pastadan pay almaya çalışmakta ancak mevzuatta kamunun özel sektöre fatura karşılığı hakediş ödemesinin önü kapanması başta olmak üzere daha farklı birçok konudan dolayı pastadan çok pay alamamaktadırlar.
Kamu hastanelerinin yeterli pay alamayışlarının sebebi sadece mevzuat değil tabiki.
Hastanelerin fiziksel şartları, yabancı dil bilgisi başta olmak üzere nitelikli yardımcı personel çalıştırma güçlükleri, hastanelerin yoğunlukları, uluslararası sigorta şirketleri ile anlaşmalar vb. birçok konu bu payın çoğalmasını engellemektedir.
Kamunun hantal kaldığı alanlardaki eksiklikleri özel sektörün özgürlüğü ile kapatan özel hastaneler ise pastadaki payını her geçen gün artırmaktadır.
Şehrimizde özel hastaneler pastadan fazlaca pay almalarına rağmen gerek fiziksel gerek teknik gerekse hekim sayısı ve çeşitliliği bakımından Trabzon’da ki kamu hastaneleri ile kıyas edilemeyecek seviyededirler.
Şehrimizdeki özel hastaneler hekim kalitesi anlamında iyi olmalarına rağmen gerek fiziksel gerekse teknik altyapı olarak farklı büyükşehirlerdeki birçok özel hastane ile rekabet edemeyecek durumdadırlar.
bu eksiklikler hastanelerimizin üst gelir seviyesindeki sağlık turistlerine ulaşmasını engellemektedirler.
Oysaki sağlık turizminin turizm bölümünde şehir olarak çok iyiyiz. Araç ve otel sayısı bakımından Türkiye’de birçok şehirden iddialı durumdayız.
Bölgemizin albenisi, Ortadoğulu misafirlerin gözündeki cazibesini tartışamayız bile…
Bölgemiz sezonda Ortadoğu’yu hedef almışken sağlık turizminde Azerbaycan ve Gürcistan’a yönelmesinin yegâne sebebi hastanelerimizin altyapısal eksiklikleridir.
Tıpkı kültür turizminde olduğu gibi sağlık turizminde de hedefimiz nitelikli turist olmalıdır.
Nitelikli turiste ulaşmak anlamında turizmde alt yapımız yeterli olmasına rağmen sağlıkta bu altyapıyı sağlayamamaktayız.
Bu durum sağlık turizminin sağlıksız büyümesine sebep olmaktadır.
Şehrimize sağlık turizmi ile ivme kazandırmaya gayret eden tüm bileşenle teşekkür ederken; konunun sağlık tarafındaki yatırımcılarını ellerini taşın altına sokmaları yönünde zorlamalıyız.
Trabzon yakın ve ucuz olduğu için değil; coğrafyası, hizmeti ve altyapısı ile tercih edilen bir sağlık turizmi destinasyonu olmalıdır.
Bunun içinde sağlığın altyapısının en az turizmin altyapısına kavuşması gerekmektedir.
Kalın sağlıcakla…