Ruh Sağlığında Geçiş Klinikleri: Gençler İçin Köprü

Bir genç, yıllarca çocuk psikiyatri polikliniğinde tedavi görür. Doktorunu tanır, terapistine alışır, ailesiyle birlikte güvenli bir ortamda destek alır.

Ama 18 yaşını doldurduğunda ne olur?

Bir anda sistem değişir. “Artık yetişkin oldun” denir ve genç, kendisini bambaşka bir klinikte, yeni doktorlarla, farklı kurallarla bulur. İşte tam bu noktada çoğu zaman bir kopukluk yaşanır.

Bu kopukluğun tedaviyi aksatmasını önlemek için dünyada yaygınlaşan yeni bir model var: Geçiş kliniği.

Geçiş klinikleri, gençlerin çocuk ruh sağlığı hizmetlerinden yetişkin ruh sağlığına daha yumuşak ve sağlıklı bir şekilde geçmelerini sağlar. Yani kapılar bir anda kapanmaz, köprüler kurulur.

Nasıl mı?

Bazen çocuk ve ergen psikiyatristi ile yetişkin psikiyatristi birlikte görüşmeye katılır.
Bazen de süreç yavaş yavaş yeni ekibe devredilir.
Böylece genç de, ailesi de kendini yalnız hissetmez.

Peki neden bu kadar önemli?

Çünkü araştırmalar, bu dönemde kopukluk yaşayan gençlerin tedaviyi bırakma, ilaçlarını düzensiz kullanma ve sosyal destekten uzaklaşma riskinin çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Özellikle otizm, dikkat eksikliği, bipolar bozukluk veya şizofreni gibi uzun süreli takip gerektiren hastalıklarda geçiş klinikleri adeta can simidi oluyor.

Türkiye’de henüz çok yeni bir uygulama olsa da, önümüzdeki yıllarda daha fazla gündeme geleceğini düşünüyorum. Çünkü ruh sağlığında süreklilik, tedavinin en az tanı kadar önemli bir parçası.

Gençlerin yalnızca bugününü değil, geleceğini de korumak istiyorsak, bu kırılgan geçiş dönemine daha çok önem vermek zorundayız.

Unutmayalım: Ruh sağlığı bir yolculuk. Ve o yolculukta, geçişleri kolaylaştırmak hepimizin görevi

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }