MECLİSTE BAŞKENT SAKİNLİĞİ
Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisi’nin dünkü oturumunda boş sıralar gözden kaçmadı…
Nedeni ise belli: Başkan Ahmet Metin Genç...
Ankara’da temaslardaydı, üstelik yalnız da değildi. Genç’e eşlik eden isimler de dahil mecliste epey bir izinliydi…
Normalde 13 kişi izinli görünüyordu ama Başkan Genç’i de sayınca tablo 14 izinli meclis üyesine çıktı.
Bu sayı, meclis oturumlarında son dönemlerin en yüksek izinli oranlarından biri olarak dikkat çekti.
İzinli isimler arasında belediye başkanları da yer alıyor. Görünen o ki, bir kısmı da Başkan Genç’le birlikte Ankara temaslarında bulunuyordu.

Peki kimler izinliydi?
Meclisten izinli olan isimler şöyle sıralandı:
Hüseyin Azizoğlu, Turhan Eyüboğlu, Hamza Bilgin, Coşkun Şahin, Yasin Kul, Mehmet Öztürk, Enver İskenderoğlu, Ahmet Keleş, Mustafa Bıyık, Mehmet Nuhoğlu, Kenan Şengün, Hasan Çebi ve Hüseyin Özderya.
Tabii bu saydığımız isimlerin hepsi Ankara’ya Başkan Genç ile birlikte gitti diyemeyiz. 14 kişinin içinde farklı nedenlerden dolayı izin alan isimlerin de olduğunu belirtelim…
Bu tabloya bakınca Trabzon’da siyaset kulisleri “Acaba Ankara’da ne görüşüldü?” sorusunu sormaya başladı bile.
Ankara temaslarının gündeminde hem yatırım projeleri hem de bakanlık düzeyinde yapılacak görüşmelerin olduğu belirtiliyor.
Ancak bu kadar ismin aynı anda Ankara’da olması, “Trabzon’a nasıl yatırım gelecek?” sorusunun da merak uyandırmasına neden oldu desek yeridir…
Siyasetin nabzı bu hafta Trabzon’da değil, başkentte atıyor gibi görünüyor...
GENEL BAŞKAN TRABZON’A GELİYOR!
Trabzon’da İYİ Parti İl Kongresi için geri sayım başladı. 23 Kasım’da gerçekleşecek kongreye, şu an İl Başkanlığı için tek aday olarak mevcut İl Başkanı Muhammet Erkan katılacak.
Ancak henüz başka bir adayın çıkmamış olması, kongreye dair merakları artırıyor. Kongre, Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde saat 12.00’de yapılacak.

Önceki duyurularda, İYİ Parti Grup Başkanvekili Turan Çömez’in de kongreye katılacağı belirtilmişti. Ancak dün gelen yeni bilgiler ışığında, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun da kongreye katılacağı öğrenildi.
Kongre, Trabzon’da partinin geleceği açısından önemli bir dönemeç olacak.
Özellikle il başkanının kim olacağı ve partinin Trabzon’daki yönetim şekliyle ilgili alınacak kararlar, hem yerel siyasette hem de genel seçimlerde belirleyici rol oynayacak.
Tüm gözler şimdi 23 Kasım’daki kongreye çevrilmiş durumda.
İTTİFAK ORTAĞINDAN DESTEK…
CHP Trabzon İl Başkanlığı, geçtiğimiz günlerde Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianameye karşı dün Trabzon’da tepki gösterdi.
Partililer yürüyüş düzenleyip Atatürk Alanı’nda basın açıklaması yaptı.
Biz de bu süreçte yürüyüşte ve basın açıklaması esnasında gözümüze çarpan detayları sizlere aktarmak istedik. Farklı siyasi partilerden de gelen destek herkesin dikkatini çekti.
İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Erkan ve Sol Parti İl Başkanı Bilal Akcelep, yürüyüşün başından sonuna kadar CHP’nin tepkisine destek verdi.
Hayatını kaybeden 20 vatan evladı da unutulmadı. Şehitlerimiz sebebiyle müzik yayını yapılmadı, yürüyüş öncesinde herkese siyah kurdele dağıtıldı ve İl Başkanı Mustafa Bak’ın konuşmasından hemen önce 20 şehidimizin isimleri okundu, onlar için saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu.
Başkan Bak’ın konuşmasının ardından Ekrem İmamoğlu’nun yapay zekâ ile hazırlanmış ses kaydı kalabalığa dinletildi. Başkan Bak, kendilerine destek veren il başkanlarını alkışlatarak programın sona erdiğini duyurdu.
SİYASİLER DE O SEÇİMİN SONUCUNU MERAK EDİYOR…
Trabzon’un sivil toplum dinamikleri içinde öyle bir kurum var ki, siyasiler de belediye başkanları da onun nabzını yok sayamıyor: Trabzon Şoförler ve Otomobilciler Odası.
Malum… Bu odanın gücü sadece etkisiyle değil, üye sayısının büyüklüğüyle de ölçülüyor. Dolayısıyla yaklaşan seçimler sadece bir oda seçimi değil; kentin siyasetine de etki edebilecek bir potansiyel…
Şoförler Odası’nda seçim heyecanı yavaş yavaş artıyor.
Ocak 2026’da yapılacak genel kurul öncesi kulislerde hareketlilik had safhada.

İlk adaylığını açıklayan isim, bir süredir sahada gezen Önder Engin Özsalih olmuştu.
Mevcut başkan Ömer Hakan Usta da doğal olarak yeniden aday. Ancak iş sadece bu iki isimle sınırlı değil gibi görünüyor…
Şoför esnafıyla yapılan sohbetlerde konuşulanlara bakılırsa aday sayısı beşi bulmuş durumda.
Üstelik bu isimler arasında eski durak başkanları da var.
Yani sahayı, yönetimi ve üyeleri yakından tanıyan isimler yarışa dahil oluyor.
Eğer seçime kadar “çekilme” veya “birleşme” olmazsa, Şoförler Odası bu dönem son yılların en çekişmeli seçimine sahne olacak gibi görünüyor.
Trabzon’un trafiği bir yana, bu seçimde “siyasi trafiğin” de epey yoğun olacağı kesin.
TRABZONSPOR’A MAL EDİLEMEZ
Trabzonspor tribünlerinden Jan Marie’nin bir Atatürk karşıtı söylemi gündemi bir anda kararttı.
“Jan Marie” lakabıyla bilinen Mehmet Fındıkçı’nın açıklamaları binlerce, on binlerce tepki mesajı doğurdu; eski yöneticiler de olaya kayıtsız kalmadı. Nevzat Aydın’ın, “Tribün liderliği İstiklal Marşı’na, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saygı duymayanlara kalmıştır…” sözleri ve Gökhan Saral’ın “GEREKİRSE DÖNERİZ… Tribündeki çekirdek çöplerini de temizleriz.” çıkışı, konunun sadece bireysel bir tartışma olmadığını; kulüp, taraftar ve toplum vicdanının sınandığını gösterdi.
Bir spor kulübü, kurum kimliği ve milli değerler söz konusu olduğunda tarafsız kalamaz — sessizlik, fiilen bir tercihtir ve etkisi sahadaki sonuçlardan çok daha geniş olabilir.

Fındıkçı ise tansiyonu düşürmek yerine sosyal medyada ısrarcı bir çizgide devam etti: Saral’a yönelik “Buyur gel biz oradayız, önce tribünlerin yolunu öğren birader” yanıtı ve ardından paylaştığı;
“Eğer benim yazdığım suçsa buna devletin savcıları karar verir. Suçsa gider yatarım. Şahıslar karar veremez. Son sözüm bu olsun. Bir daha bu konuda rahatsız edilirsem beni arayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağım.” dedi.
Şunu da bilmekte fayda var: Mehmet Fındıkçı tüm Trabzonspor taraftarının lideri değildir. Trabzonspor tribünlerinde 13 grup vardır ve Trabzonlu Gençler grubu da sadece bir tanesidir. 800 kişilik grubu bulunan Fındıkçı’nın söylemleri sadece kendisini bağlar.
Trabzonspor tribünleri ulusal değerlerine saygılı çizgisiyle bilinir ve bunu kimseye anlatma ihtiyacı yoktur.
PEKİ NE YAPILMALI?
Yaşanan tartışmaların ardından gözler şimdi Trabzonspor camiasına çevrilmiş durumda. Çünkü bu tür olaylar sadece bireysel bir çıkıştan ibaret değil; kulübün kurumsal duruşunu, taraftarın hassasiyetini ve kamuoyunun beklentisini doğrudan etkileyen gelişmelerdir.
Trabzonspor gibi köklü bir camiada, milli değerlere ve toplumsal duyarlılıklara gölge düşürecek her söylem, sadece bir kişiyi değil tüm camiayı yıpratır. Bu nedenle hem kulüp yönetimi hem de tribün temsilcileri bu süreçte soğukkanlı, net ve kararlı bir duruş sergilemek zorundadır.
Bu noktada üç acil adım gerekiyor:
1- Trabzonspor yönetimi açık, net ve zamanında bir tavır koymalı; taraftarlarını, kulübün değerlerini ve hukuk sınırlarını hatırlatmalı.
2- Tribün önderliği iddiasında bulunanlar, temsil sorumluluklarını unutmamalı; sporun birleştirici gücünü zedeleyecek söylemlerden kaçınmalı.
3- Hukuki sınırlar çerçevesinde, hakaret/nefret söylemi iddiası varsa ilgili merciler devreye girmeli; ancak toplumsal tartışma da hukukla birlikte yürütülmeli, linç kültürüne teslim olunmamalı.
Sonuç olarak; belli bir grup liderliği olsa da bu kimlik statü ve etki getirir ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk da getirir.
Spor kulübü yönetimleri, taraftar önderleri ve kamuoyunun ortak sorumluluğu, gerilimleri tırmandırmak değil, ortak değerler etrafında meseleleri soğukkanlılıkla çözmektir.






