İKİ VEKİL HEDEFİNE ADIM ADIM
Trabzon’da son dönemlerin en çok koşan, koşturan, program yapan, bir gününü dahi boş geçirmeyen il başkanı kim deseniz, MHP Trabzon İl Başkanı Tolgay Sivrikaya‘nın öne çıktığını söyleyebiliriz.
Küsleri barıştıran, geçmişe el uzatan, geleceğe ışık yakan bir başkan olarak Trabzon’da MHP üzerindeki ölü toprağını savurdu, önceki dönem iktidarın gölgesinde ezilen MHP teşkilatları artık Trabzon’da MHP’nin yeni yönetim şekli ile çok da iktidara bağımlı olmayı veya onun gölgesinde olmayı tercih etmiyor.
Ve Sivrikaya tüm Türkiye’de birçok teşkilat sus pus olmuşken her konuda özellikle de terörsüz Türkiye konusunda partililerini teşkilatlarını bilgilendiriyor, her konuyu anlatacak etkili isimleri Partiye davet ediyor, sürekli saha buluşmaları ilçe buluşmaları yapıyor.
İl başkanı atandığında önceki seçim 1 vekil alamayan MHP’nin ilk genel seçimde en az 2 milletvekili alması için azami gayret sarf edeceğini belirtmişti.
Bazı il başkanları gibi tribüne vekilliğe değil direk teşkilata odaklanan Sivrikaya hedefine emin adımlarla ilerliyor. Belki zor ama imkansız değil.
Trabzon’da MHP’yi iki vekilin temsil ettiği dönemlerde çok uzak değil. Bakalım Sivrikaya bu hedefine ulaşabilecek mi?

GAZETECİLER DE KOMİSYONDA YER ALACAK…
Seçim takvimi yaklaştıkça Trabzon’un siyasi atmosferi iyice ısınıyor.
Bu hareketliliğin en belirgin hissedildiği adreslerden biri de Cumhuriyet Halk Partisi… Daha yeni kongrelerini yapan CHP’de yukarıda da dediğimiz gibi hareketlilik üst düzeyde…
CHP İl Başkanı Mustafa Bak önderliğinde ilçe başkanlarıyla geniş kapsamlı bir toplantı yapıldı.
Toplantının ana gündemi: Yerel çalışmalar, yaklaşan seçim takvimi ve Trabzon’un güncel siyasi başlıkları…
Başkan Bak, toplantıya katılan tüm ilçe başkanlarına teşekkür ederken bir yandan da fırsat buldukça esnaf ziyaretleriyle sahadaki temasını artırıyor.
CHP’de hareketlilik yalnızca il düzeyiyle sınırlı değil…
İlçe örgütlerinde de hummalı bir hazırlık var.
Örneğin Ortahisar İlçe Başkanlığı, seçim sürecine daha kurumsal bir altyapıyla girmek için Hukuk Komisyonunu kurdu.
Bu komisyonun ilk adım olduğu, farklı alanlarda yeni komisyonların da yolda olduğu ifade ediliyor.
Tabi neden ilk olarak Hukuk Komisyonu kuruldu…
Hukuk komisyonunun kurulmasının nedeni aslında seçim işlerinden kaynaklı…
Başkan Batmaz, erken seçim talebinin altlığını oluşturmak adına Hukuk Komisyonunun kurulduğunu söyledi. Batmaz, “Seçim sathı mahalline girdiğimizde bizim tüm hazırlıklarımızın yerel seçimlerde olduğu gibi ilk adımını şimdiden atıyoruz” dedi.
Peki Ortahisar’da bu komisyonlar artacak mı?
O soruya da net olarak ‘Evet’ yanıtını verebiliriz.
Öğrendiğimiz kadarıyla Hukuk Komisyonunun ardından Hayvan Hakları Komisyonu kurulacak. Hatta muhtemelen önümüzdeki hafta bu komisyonda duyurulacak.
Yaklaşık 10 gün içerisinde de yine İlçe Başkanlığı çatısı altında Ortahisar Ekonomi Masası kurulacak. Burada şu ayrıntıyı verelim: Ekonomi Masası’nın içerisinde gazeteciler ve profesörler de olacak. Başkan Batmaz, bu komisyon da olacak isimlerle ilgili Trabzon hassasiyeti olan gerek parti içinde parti dışında alanında uzman isimlerin bu komisyonda yer alacağını söyledi.
Hatta bu noktada şu ayrıntıyı verelim. Ortahisar Ekonomi masası aslında bir fikir kulübü tarzında faaliyet yürütecek. Yani Trabzon’daki düşünülen veya yapılan bütün yatırımlar burada masaya yatırılacak.
Ortahisar İlçe Başkanlığının, ihtiyaç duyarsa bu komisyonları daha da arttırmayı planladığını da ekleyelim…
Kısacası CHP Trabzon’da “erken seçim varmış gibi” tempo artırmış durumda.
Hem il yönetimi hem ilçe teşkilatları, sahayı ve örgüt yapısını aynı anda güçlendiriyor.
Trabzon siyaseti ısınıyor; CHP ise şimdiden kamp moduna geçmiş gibi…

PLAJ, 2. ETAPTA KALIYOR…
Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin önceki gün Ankara’dan getirdiği en önemli haber, Uzunkum Yaşam Alanı (Gülcemal) Projesi’nin 10 Şubat’ta ihaleye çıkacak olmasıydı.
Hedef dün de yazmıştık: 2027 yazında bitirmek… Ancak işin içinde dikkat edilmesi gereken çok önemli bir ayrıntı var.
10 Şubat’ta ihaleye çıkacak olan bölüm, projenin 1. etabı…
Peki plaj kısmı?
O 2. etapta yer alıyor ve o bölüm için ihale tarihi henüz netleşmiş değil.
Fakat burada kritik bir durum var: Projenin asıl yükünü yani en çok zaman kısmını 1. etap oluşturuyor.
2. etap ise büyük oranda peyzaj düzenlemesi üzerine kurulu. Yani daha kısa sürede tamamlanması planlanıyor.
Bu açıdan bakıldığında; İşin ağır kısmı şimdi başlıyor, görünüm ve estetik ağırlıklı ikinci bölüm ise daha sonra hızlı bir şekilde ilerleyecek.
Bu süreç, yöntem açısından Çömlekçi Projesini hatırlatıyor: Çömlekçi’de 1. etap bitti, ardından 2. etap devreye girdi.
Ancak Uzunkum’da önemli bir fark bulunuyor. Burası bütüncül bir proje…
Birbirine eklemlenen, devam eden, parçalı değil tam anlamıyla bütün bir kıyı düzenlemesi.
Bu nedenle etaplar ayrı tarihlerde ihale edilse de tasarım dili ve genel plan tek bir bütün olarak uygulanacak.
İşin bir başka önemli tarafı ise yapılaşma dengesi: 1. etapta yoğunluk sınırlı, 2. etapta ise çok daha sınırlı olacak.
Yani proje ilerledikçe bina azalacak, peyzaj ve açık alanlara verilen önem artacak.
Kısacası…
Uzunkum’da ilk ihalenin yankısı sürdü ama perde arkasında netleşen tablo, projenin adım adım daha da “yaşam alanı” kimliğine kavuşacağını gösteriyor.
Bekleyip göreceğiz… 2027 yazı Trabzon için önemli bir eşik olacak.

A JET’İN UÇAĞI MI YOK?
Bir okurumuzun özellikle dikkatini çeken bir hususu paylaşalım.
Şu anda Türkiye’de Ankara’dan sonra İstanbul Sabiha Gökçen havalimanına en çok uçuş Trabzon şehrinden yapılıyor.
Fakat dikkat çeken husus şu. Sabahları öğlen 12’ye kadar Trabzon’dan A Jet firmasının İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na uçuşu yok.
Öte yandan Pegasus Havayolları’nın öğleye kadar en az 3 seferi oluyor.
Ve çoğu zamanda Pegasus full çekiyor uçak bileti bulmakta yolcular zorlanıyor.
A Jet bir nevi Pegasus’un ekmeğine yağ sürüyor. Uçak sayısının az olması 1000 TL civarından başlayan bilet fiyatlarını 6000 TL’ye kadar yükseltiyor.
A Jet firmasının bu yönde kendini bir sorgulaması gerektiğini belirten okurumuz ‘Yolcular alternatifsiz bırakılıyor’ diyerek yetkililerden konuya eğilmesini istiyor.
Bizde bu haklı talebi ilgililere iletmiş olalım.

ERTUĞRUL DOĞAN’DAN NE İSTEDİLER?
Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, önceki gün adeta bir maratona imza attı.
Tam 7 saatte 6 ilçe gezdi. Durmadı, yorulmadı. Ama asıl dikkat çeken? Halkın ilgisi. Özellikle Şalpazarı adeta tarih yazdı. Yüzlerce öğrenci, "Başkanım buradayız!" dedi. Yıllar sonra bir Trabzonspor başkanı ilçeye geldi, çocuklar için unutulmaz bir gündü.
Ama sadece Şalpazarı mı?
Hayır. Çarşıbaşı, Beşikdüzü, Vakfıkebir, Düzköy ve Yomra da aynı tablo: Coşku, sevgi, umut...
Her belediyede özel hazırlıklar yapılmıştı. Sanki bir devlet büyüğü geliyordu. Ama gelen kişi "şehrin ruhu" Trabzonspor'un Başkanı'ydı.
Peki bu ziyaretin asıl amacı neydi?
Açık konuşalım: Başkan destek istemeye çıktı.
Ama bu destek, klasik anlamda bir “yardım kampanyası” değil. Tam aksine, birlik olma çağrısıydı.
Ve dikkat: İlçelerde halk da, belediye başkanları da mesajı aldı. “Tam destek” sözünü herkes verdi.
Ama asıl mesele neydi?
Her ilçede halkın, gençlerin, taraftarların Başkan’a ilettiği öneriler, istekler vardı.
Ve ilginçtir…
Hiçbiri bireysel değildi. Tamamı toplumsal ve yapıcı taleplerdi.
Şalpazarı’nda öğrenciler topluca maç izlemek istediklerini söyledi.
Çarşıbaşı’nda taraftarlar Trabzonspor bayrağı için özel bir direk talep etti.
Beşikdüzü’nde “Hamsi Festivali” yapılması istendi.
Bir okulun boyanması rica edildi.
Amatör kulüplere malzeme desteği talebi geldi.
Ne mi oldu?
Başkan hepsine “Tamam!” dedi. Tek bir kişiyi bile kırmadı.
Ve şimdi bomba bilgi:
Çok yakında Trabzon Limanı’nda, Trabzonsporlu futbolcuların da katılacağı bir hamsi festivali düzenlenecek. Hem şehrin ruhu canlansın diye, hem de kulüp-halk kenetlensin diye.
Kısacası...
Trabzonspor, artık sadece bir futbol kulübü değil. Bir gönül hareketi gibi çalışıyor.
Ve görünen o ki...
Bu hareket, ilçelerden yeniden doğuyor.

YILDIZLARA TEKLİF VAR
Başkan Doğan’ın son mesajlarını yan yana koyduğunuzda tablo netleşiyor. Bu hikâyenin merkezinde Fatih Tekke var.
Ertuğrul Doğan, gerek yöneticilik gerekse başkanlık döneminde teknik adamlara alan tanıyan, saha içi kararları mümkün olduğunca profesyonellere bırakan bir isim oldu. İstisna sayılabilecek tek dönem Bjelica süreciydi. O dönemde Pepe ve Onuachu gibi kritik transferlerde doğrudan devreye girmişti.
Bugün ise bambaşka bir tablo var. Kontrol tamamen Tekke’de.
Gidecekler, kalacaklar, kadronun omurgası… Hepsi Fatih Tekke’nin sunacağı rapora bağlı. Başkanın bu konuda aceleci ya da yönlendirici bir tavrı yok. Yetki verilmiş, sorumluluk da verilmiş durumda.
Ancak işin teknik tarafında zaman daralıyor.
Mevcut tabloda ciddi bir kontenjan sorunu var. Visca’nın ayrılığıyla bir boşluk oluştu ama bu alan uzun süre boş kalmayacak. Kenarda dahil olmayı bekleyen Tony var. Onun da geleceğini hesaba kattığınızda, tabloda en az iki oyuncunun vedası kaçınılmaz görünüyor.
İşte bu noktada düğüm yine Tekke’de çözülüyor.
Başkan Doğan’ın her konuşmasında altını çizdiği bir gerçek var:
“Zamanımız çok fazla değil.”
Öte yandan Pina, Oulai, Folcarelli ve Batagov’a olan ilgi de tabloyu karmaşıklaştırıyor. Takım formdayken, saha içi denge yakalanmışken gelen her teklif taraftarı doğal olarak tedirgin ediyor.
Tam bu noktada Başkan Doğan’ın yaptığı kritik açıklama, meselenin ruhunu özetliyor: “Aklımızdan şu anda giden kadroyu bozmak gibi bir düşünce yok. Farklı bir durum olur, çok büyük bir teklif gelir… Çok büyük bir oyuncu havuzumuz var. Dolayısıyla eski gibi düşünmesin taraftarlarımız. B planı olmadan o işi bozmayız.”
Bu cümle sıradan bir teminat değil. Bu, geçmişte yapılan hatalara gönderme içeren net bir duruş.
Artık refleksle değil, planla hareket edilecek.
Artık ‘sattık, yerine bakarız’ dönemi yok.
Artık Tekke’nin raporu olmadan adım atılmayacak.
Trabzonspor’da ipler serbest bırakılmadı, bilinçli şekilde teslim edildi.
Ve bu teslimiyetin adresi belli:
Tüm kontrol Tekke’de.






