İMPARATORLUK ŞEHRİ KIYIDA MI KALDI?
Trabzon, son yıllarda bazı stratejik yatırımlarda geri plana itildiği yönündeki serzenişler kulislerde sıkça konuşuluyor. Özellikle iktidarın güçlü olduğu, altı milletvekilinin dördünü AK Parti’nin kazandığı bir şehir olmasına rağmen Trabzon’un hak ettiği yatırımları alamaması, hem sokakta hem Ankara koridorlarında dikkat çekiyor.
Örnek mi? İlk olarak Trabzon’a kurulması planlanan lojistik üs projesi, sessiz sedasız Rize’ye kaydırıldı. “Telafi edilir” denilerek Trabzon’a başka yatırımlar sözü verilse de bu vaatler havada kaldı. Teşvikte ise komşu iller beşinci bölge avantajlarından yararlanırken, Trabzon üçüncü bölgede kaldı.
İŞKUR üzerinden işçi alımlarında da durum farklı değil. Nüfus yoğunluğuna göre bakıldığında Trabzon, Rize ve diğer komşu illerin gerisinde kalıyor. Atamalarda da benzer tablo söz konusu; nüfusu daha düşük illere daha fazla kontenjan tanınırken, Trabzon’a ayrılan pay beklentinin çok altında.

En dikkat çekici gelişmelerden biri de yıllardır konuşulan Trabzon–Erzincan Demiryolu meselesi. AK Parti iktidara geldiğinden bu yana gündemde olan proje, bugün yerini Rize–Erzurum hattı tartışmalarına bıraktı. Bu değişim, şehirde eleştiri yorumlarına neden oluyor.
Oysa Trabzon, tarih boyunca bir imparatorluk şehri. Ancak bugün ne bir raylı sistem, ne teleferik, ne füniküler, ne de modern çağın büyük ölçekli yatırımlarına sahip. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ısrarları ve Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun destekleriyle şehir içi raylı sistem projesi start alacak gibi görünüyor. Ama bu çaba bile şehrin genel yatırım eksikliğini gölgeleyemiyor.
Kulislerde şu cümle sıkça dile getiriliyor:
“Trabzon’u ihmal edenler sadece Ankara değil; bu şehrin milletvekilleri de sorumluluk almalı. İktidarıyla muhalefetiyle Trabzon’a hakkını vermek zorundalar.”
Ve bu söz sadece siyaset kulislerinde değil; Ankara’daki bürokrat da, Faroz’daki balıkçı da, Zigana’daki etçi de söylüyor…
ORTAHİSAR BELEDİYESİ’NDEN DÜĞÜN SALONU…
Trabzon’da Ortahisar Belediyesi, Kent Lokantaları ile dar gelirli vatandaşlara sunduğu hizmetin bir benzerini şimdi de hayata geçireceği ‘Düğün Salonu’ ile verecek.
Biliyorsunuz, özellikle yaz ayının gelmesiyle birlikte tüm Türkiye’de olduğu gibi Trabzon’da da düğün sayıları artmaya başladı.
Bu noktada düğün salonlarının ücretleri ise bir hayli yüksek.
Bu nedenle de kimi çiftler nikâhı tercih edip, yakın çevreleri ile eğlenmeye gidiyor.

İşte bu noktada vatandaşa en azından bir nebze olsun can suyu olmak isteyen Ortahisar Belediyesi de bir yatırımcı ile birlikte Düğün Salonu Projesi’ni hayata geçirmeyi planlıyor.
Öğrendiğimiz kadarıyla düğün salonunun yapılacağı yer Erdoğdu-Soğuksu Mahallesi tarafında olacak.
Proje çalışmaları da devam ediyor.
Proje onaylandıktan sonra, çalışmalara son sürat devam edileceğini de belirtelim.
Muhtemelen çalışmalar kısa sürede hayata geçirilecektir.
ARAKLI, ÇÖP KOKUSUNDAN NE ZAMAN KURTULACAK?
Trabzon’un Araklı ilçesinde çöp tesisinin yaydığı koku, biliyorsunuz bölge sakinlerini illallah ettirdi. Öyle ki oradaki vatandaşlar, özellikle yaz aylarında ata topraklarına gitmekte zorlanıyor. Sıcağın etkisiyle de bölgede koku bir hayli fazlaydı.
Tabii yapılan bu isyana artık kayıtsız kalınamadı ve orada “vahşi depolamayı” bitirmek için geçtiğimiz günlerde adımlar atıldı.
Araklı Belediye Başkanı Hüseyin Avni Coşkun Çebi’yi aradık.
Başkan Çebi, bölgede 2 aydır çalışma yürütüldüğünü söyledi.
Başkan Çebi, “Benim oradan gerek muhtar, gerekse sağduyulu vatandaşlarla görüşmelerimde kokunun azaldığını ifade ediyorlar. Ama zaman zaman yine oluyormuş” dedi.
Fakat Başkan Çebi, kokunun yüzde 80 oranında azalma tarihi olarak ocak ayını işaret ediyor. Çünkü çalışmalar aralık ayında tamamen bitecek ve bölgede yürütülen “vahşi depolama” tamamen ortadan kaldırılacak.
Hatta vahşi depolamanın bitirilmesi demek, enerji üretiminin artırılması anlamına geliyor.
Çebi, “Yeni üniteler kuruluyor. Projeye yeni bir taşeron firma da ilave oldu. Amaç orada vahşi depolamayı kaldırmak ve enerji üretimini artırmak. Yıl başında yüzde 80 oranında kokunun azalmasını bekliyoruz” dedi.

Peki, enerji üretimi nasıl artacak?
Aslında bu sorunun cevabı şu şekilde:
Vahşi depolama olmayacağı için gelen çöpün hepsi yakılacak. Bu yanma işleminden çıkan ısıyla da enerji üretimi artırılacak.
Enerji üretiminin artmasıyla birlikte TRABRİKAB’a üye bütün belediyeler —ki buna Rize de dâhil— artık o tesisten belli bir seviyede gelir elde edecek.
Tabii burada kokuyu azaltacak en büyük etken, vahşi depolamanın olmayışı.
Çünkü orada kokuya neden olan, enerjiye dönüştürülemeyen çöplerin vahşi depolama ile bir yere biriktirilmesinden kaynaklanıyor.
Eğer vahşi depolama olmazsa, belki de koku da olmayacak, çöplere gelen martılar da artık o bölgede varlığını sürdüremeyecek.
Başkan Çebi, “Tabii çöp konusu benim kucağımda bulduğum bir konu… Dahlim yok ama geldiğim andan itibaren çöp tesisinin rehabilitasyonu ile ilgili çalışmaları hiç bırakmadım. Orada defalarca halkla görüştüm, birlikte süreci yürütüyoruz. Şu an için çalışmaların bitmesini bekleme aşamasındayız” dedi.
POLİS VE ZABITA MAHKEMELİK
Ortahisar Belediyesi’nin düzenlediği Autofest Modifiye ve Klasik Araç Festivali, bu kez araçlardan çok polis-zabıta kavgasıyla gündeme geldi.
İddiaya göre zabıta ekipleri, festival sırasında yaşanan bir olaya ilişkin polisi defalarca aradı ancak polis olay yerine geç geldi.
Polis cephesinden ise farklı bir iddia geldi: Zabıta, kendi çözebileceği konularda polisi gereksiz yere meşgul etti, ayrıca kazaya karışan kişileri savunmaya çalışarak polis müdahalesini engelledi.
Olay, MOBESE kameralarının altında yaşandı. Kimin ilk yumruğu attığı, ilk müdahaleyi kimin yaptığı gibi detaylar da bu görüntülerden ortaya çıkacak. Hem zabıtalar hem de polisler birbirlerinden şikâyetçi oldu.
Vatandaş ise “İki kolluk kuvveti birbirine girerse bu şehirde huzur nasıl sağlanır?” sorusunu sormaya başladı. Şimdi gözler, olaya dair her anı kayda alan MOBESE görüntülerinde… Kararı ise mahkeme verecek.
TAKVİYESİZ OLMAZ
Trabzonspor, yeni sezonun ilk maçında zor da olsa sahadan galibiyetle ayrılarak “büyük takım refleksi” sergiledi. Ancak orta sahadaki yapısal zafiyetler şimdiden alarm veriyor.
Maçın kırılma anlarında oyuna ağırlığını koyan isimlerin başında Folcarelli geldi. Oyun kurulumundaki soğukkanlılığı, ikinci toplara olan hâkimiyeti ve rakip baskısını kırma becerisi takdire şayandı. Okay Yokuşlu ise savunma geçişlerinde doğru pozisyon almasına rağmen tempo ve hız açısından bir noktadan sonra oyundan düştü.
Bu tablo, teknik ekibin hem ofansif hem de merkez orta saha hattına en az iki transfer ihtiyacını net biçimde ortaya koyuyor.
Tekke’nin uygulamak istediği yüksek tempolu ve önde baskıya dayalı oyun planı, mevcut kadro yapısıyla istenilen seviyeye ulaşamıyor. Bu nedenle dün alınan 3 puan, oyunun kalitesi bir yana, skor odaklı bir “kritik kazanım” olarak değerlendirilmeli.

Hücum hattı açısından ise sezon genelinde sorun yaşanmayacağı sinyalleri var. Zubkov’un derin koşuları, Olaigbe’nin bire birde yarattığı tehdit, Nwakaeme’nin top saklama becerisi, Visca’nın çizgi üzerindeki etkinliği, Sikan’ın savunma arkası koşuları, Felipe’nin yaratıcılığı ve Onuachu’nun hava toplarındaki üstünlüğü; Trabzonspor’un hücum çeşitliliğini sezon boyunca yüksek tutacak gibi görünüyor.
Savunma hattında ise Batagov adeta bir duvar gibiydi. İkili mücadelelerdeki sertliği, hava topu hâkimiyeti ve rakip forvetleri oyundan düşürme becerisiyle “Türkiye’de üstüne stoper var mı?” sorusunu akıllara getirdi. Kaptan Uğurcan Çakır ise geçmiş yıllarda transfer dedikodularının ardından yaşadığı formsuz başlangıçların aksine, bu sezona güven veren bir performansla giriş yaptı.
Sezona böyle kritik bir galibiyetle başlamak, psikolojik olarak takımı yukarı taşıyacaktır. Ancak net gerçek şu: Trabzonspor’un şampiyonluk yarışında iddialı olabilmesi için orta saha hattına acil güçlendirme şart.
YÖNETİM BU İŞE DUR DEMELİ!
Son dönemde Trabzonspor’un iç saha maçlarında dikkat çeken bazı olumsuz görüntüler yaşanmaya başladı. Tribün kültürü ve taraftar bütünlüğü açısından önemli olan bu konu, ilerleyen haftalarda daha ciddi boyutlara ulaşabilir.
Bazı taraftarların Papara Park’a farklı takımların formalarıyla giriş yapması, kimi Trabzonspor formalarının arkasına başka takımların oyuncularının isimlerini yazdırması, bazı kişilerin stada farklı ürün ve aksesuarlarla gelmesi ya da akreditasyon olmadan saha içine girebilmesi gibi durumlar gözleniyor.

Sezonun ilk haftalarında bu tür düzensizlikler “alışma dönemi” olarak tolere edilebilir. Ancak tribün güvenliği ve taraftar aidiyetinin korunması adına, bu alışkanlıkların önüne geçilmezse belli bir noktadan sonra camianın huzurunu bozacak ve gereksiz gerginliklere yol açacaktır.
Bu noktada Trabzonspor yönetimine önemli bir görev düşüyor. Papara Park’ta tribün talimatnamesi net biçimde uygulanmalı;
Trabzonspor haricinde başka kulüp formalarına stada giriş izni verilmemeli.
Binlerce güvenlik personeli daha dikkatli olmalı.
Trabzon şehri ve bölgesindeki diğer kulüpler bu kuralın istisnası olabilir.
Böylece kimsenin Trabzonspor markası üzerinden gündem yapmasının önüne geçilmiş olur.
SES VE IŞIK SİSTEMİ NASILDI?
Trabzonspor, 2025-2026 sezonu açılış maçında taraftarlarına yalnızca futbol değil, görsel ve işitsel anlamda da unutulmaz bir deneyim sundu. Papara Park’ta gerçekleştirilen özel etkinlikler, aslında başka bir karşılaşma için planlanmıştı ancak şartlar nedeniyle bu maça taşındı.
Maç öncesinde sosyal medya içerik üreticisi KADM Futbol ekibi ile müzik performanslarıyla tanınan Twins Project DJ ekibi tribünleri coşturdu. Tribün etkileşimini artıran bu organizasyonlarla birlikte Papara Park’ın yenilenen aydınlatma ve ses sistemi de taraftarın beğenisine sunuldu.
Yapılan modernizasyon, stadyuma adeta yeni bir kimlik kazandırdı. Taraftarlar, “9 yıl boyunca çile çekmişiz, haberimiz yokmuş” yorumlarıyla memnuniyetlerini dile getirdi.

Yeni akustik düzenleme sayesinde, ses eskisi gibi kulak tırmalamadı. Ancak subwoofer (bas) frekanslarının yüksek olması, bazı noktalarda sesin net çıkışını engelledi.
Bu durum, ilerleyen süreçte yapılacak equalizer ayarlarıyla kolaylıkla dengelenebilir.
Aydınlatma sisteminde ise yüksek lumen gücüne sahip projektörler ve dinamik ışık senkronizasyonu ile kusursuz bir görsellik sağlandı.
Işık şovunun tribün atmosferine büyük katkı sunduğu gözlendi. Yine de sistemin ilk kez bu maçta tam kapasite kullanıldığı düşünülürse, ilerleyen haftalarda çok daha yaratıcı ve senaryolaştırılmış light show performanslarının izlenmesi bekleniyor.
Papara Park, bu yatırımla birlikte sadece bir stadyum değil, aynı zamanda maç günü deneyimini üst seviyeye taşıyan bir etkinlik alanı kimliğine büründü.






