ADIM DEĞİL, POZİSYON YOK!
Galatasaray - Trabzonspor karşılaşması, her ne kadar bordo-mavili ekip açısından büyük bir hedef maçı olmasa da, “sağlam bir test” niteliğindeydi.
Fatih Tekke’nin oyun planı sahada birebir karşılık buldu. Takım, hocasının çizdiği sınırların dışına çıkmadan oynadı. Oyun disiplini, saha içi organizasyonu, rakibe pres dengesi ve cesaretiyle Trabzonspor, uzun zamandır bu kadar diri görünmemişti.
Galatasaray’ın bırakın golü, ciddi denilebilecek bir pozisyonu bile yoktu. Tekke’nin planı, ezberlenmiş bir rakibi kilitleyen, nefes aldırmayan bir yapıdaydı. Galatasaray belki de bu sezon ilk kez böylesine çaresiz kaldı.
Trabzonspor’un farkı; sahadaki her oyuncunun görev bilinciyle hareket etmesiydi. Kimse bireysel şov peşinde değildi, herkes zincirin bir halkasıydı. Disiplin, yardımlaşma, pozisyon bilgisi… Hepsi yerli yerindeydi.
Böylesine zorlu bir deplasmanda alınan bu puan, ilerleyen haftalarda altın değerine
dönüşecek.
Çünkü Galatasaray gibi bir takıma karşı sadece puan almak değil, onu çaresiz bırakmak da özgüven tazeler.
Fatih Tekke ve öğrencileri, “yenilmeden kazanmanın” ne demek olduğunu bir kez daha gösterdi.

TRABZONSPORLU OYUNCU HERKESİN DİLİNDE
Trabzonspor’un genç yıldızı Oulai, Galatasaray maçının hem öncesinde hem sonrasında gündemin merkezindeydi.
Henüz 19 yaşında ama sahada bir profesyonel soğukkanlılığıyla oynuyor. Oyunun temposunu hissediyor, orta alandaki dengeyi kuruyor, takımın nefes almasını sağlıyor.
Trabzonspor, uzun süre sonra yeniden “taş gibi bir takım” görüntüsünde.
Kaleciden stopere, orta sahadan forvete uzanan omurganın merkezinde artık Oulai var.
Gücüyle, oyun aklıyla, topu baskıdan çıkarma becerisiyle takımın ritmini belirliyor.
Oynadığı bölgeyi sadece savunmuyor; şekillendiriyor, yön veriyor.
Oulai’nin farkı yalnızca fizik gücü değil.
Top ayağına geldiğinde hızlanışı, driplingi, kısa pas temposundaki istikrarı dikkat çekiyor.
Topla en hızlı hareket eden oyunculardan biri olarak, oyunun iki yönünü de oynayabiliyor.
Bir yandan baskı kırıyor, diğer yandan hücuma geçişi başlatıyor.
Bu yaşta böylesine olgun oynaması, Trabzonspor’un teknik ekibinin elinde nasıl bir cevher olduğunu gösteriyor.
Zaman zaman hatalı paslar yapsa da denemekten vazgeçmiyor; bu da onu klasik bir “defansif orta saha” değil, modern oyunun merkez figürü haline getiriyor.
Top kaybettiğinde hemen reaksiyon veriyor, alan kapatıyor, oyunu yeniden şekillendiriyor.
Trabzonspor yıllardır böyle bir denge oyuncusu arıyordu.
Oulai’nin performansı sadece bugünün değil, yarının Trabzonspor’unu da şekillendirecek türden.
Şehrin futbol kültürüne yakışan bir mücadele karakteriyle oynuyor, her hareketinde özgüvenini belli ediyor.
Bu çocukta sadece futbol değil, hikâye var. Trabzonspor’un ruhuna dokunan, iz bırakacak bir oyuncu geliyor.

UĞURCAN SOYUNMA ODASINDA!
Trabzonspor’un altyapısından yetişip uzun yıllar kaptanlık bandını taşıyan Uğurcan Çakır, kariyerinde ilk kez bordo-mavili takıma rakip oldu. Sezon başında Galatasaray’a transfer olan milli kaleci için maçın anlamı büyüktü.
Uğurcan’ın eşi ve kardeşi karşılaşmayı tribünden takip etti. Maç sonrası Trabzon’dan gelen bazı yakınlarıyla kısa sohbetler gerçekleştiren tecrübeli file bekçisi, ardından Trabzonspor soyunma odasına gitti.
Burada eski takım arkadaşlarıyla görüştü, maç üzerine konuşmalar yaptı ve gösterdikleri performanstan dolayı tebrik etti.
Saha dışında bu görüntüler yaşansa da Trabzonspor taraftarı yıllarca kolladığı Çakır’a ilk defa tribünlerden hem görsel hem de desibeli yüksek şekilde tepki verdi.
Trabzonspor taraftarı her ne kadar Çakır’a tepkili olsa da Onana sonrası bu durum minimize edilmiş durumda.
Onana’nın ortaya koyduğu özveri ve sahiplenmişlik tüm Trabzonspor taraftarının takdirini kazandı.
Galatasaray’a da karşı oldukça sağlam bir görüntü ortaya koyan Kamerunlu Galatasaray’ın ilk kez gol atamadığı maçta başrol oynadı.

PROMOSYONLAR NE DURUMDA?
Kurumlarda promosyonlar bekleniyor. Bazı kurumlar anlaşmalarını sağlarken bazı kurumların ise pazarlıkları devam ediyor.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz hafta pazarlık için bankalarla masa oturdu. 82 bin lira promosyon konuşuldu ama anlaşma sağlanmadan masadan kalkıldı. Hem de 36 ay değil 38 ay olarak konuşuldu.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç personeli için banka yöneticilerini arayarak 90 bin liraya bağlanmasını istedi.
Yarın da anlaşma duyurulacak sözleşme imzalanacak ardından promosyonlar banka hesaplarına yatırılacak.
Ortahisar Belediyesi de büyükşehir belediyesinin promosyonunu bekliyor. Acele etmiyor.
Büyükşehire göre hareket edeceği yönünde bilgi var.
İş Bankası’ndan istediğini alamayan Ortahisar Belediyesi'nin de rakamı büyükşehir açıklandıktan hemen sonra belli olacaktır...

MEYDAN’IN YENİ SINAVI: DOLMUŞLAR
Bir şehrin aynası, hiç kuşkusuz meydanıdır. Şehrin kalbi orada atar, karakteri orada okunur, misafirine ilk izlenimi orası verir.
Trabzon’un kalbi de her zaman Meydan olmuştur. Bu nedenle Trabzon’u yöneten her belediye başkanı, Meydan’ı güzelleştirmek, düzenlemek, nefes aldırmak için azami gayreti göstermiştir.
Bu hikaye aslında bir “trafik cesareti” hikayesidir.
Volkan Canalioğlu döneminde “Kimse Uzun Sokak’ı trafiğe kapatamaz” denilmişti. Canalioğlu yaptı, trafiği kaldırdı, bugün Uzun Sokak bir yaya cenneti haline geldi.
Ardından Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu geldi. O dönemde de “Meydan Parkı otobüslere, dolmuşlara kapatılamaz” denildi.
Gümrükçüoğlu yaptı; otobüsleri, dolmuşları kaldırdı, Meydan Parkı nefes aldı.
Sonra Murat Zorluoğlu sahneye çıktı. Bu kez hedef Kahramanmaraş Caddesi idi. “O cadde trafiğe kapatılamaz” sesleri yükseldi. Zorluoğlu kararlıydı; o da yaptı. Kahramanmaraş Caddesi bugün yayaların kullanımına açık.
Ve şimdi sıra yeni bir eşiğe geldi.
Bugün Trabzon Meydanı’nın en büyük problemi dolmuşlar.
Şehrin merkezine kadar giren, Meydan çevresinde sıkışıklık yaratan dolmuş trafiği artık hem esnafı hem vatandaşı hem de şehir estetiğini zorluyor.
Gözler şimdi Ahmet Metin Genç’te.
Trabzon’un yeni döneminde dolmuşların şehir merkezinden uzaklaştırılması, daha modern bir taşımacılık sistemine geçilmesi en çok beklenen adım. Ahmet Metin Genç bu konuda kararlı, duyarlı ve çözüm odaklı bir duruş sergilerse, Meydan tarihine iz bırakan o isimler listesine kendi adını da güçlü bir şekilde yazdıracak.
Canalioğlu Uzun Sokak’la, Gümrükçüoğlu Meydan Parkı’yla, Zorluoğlu Kahramanmaraş Caddesi’yle anılıyorsa…
Ahmet Metin Genç de “Dolmuş devrimiyle” anılabilir.
Trabzon’un aynasında yeni bir sayfa açılmak üzere.
Sorun net, beklenti büyük. Şimdi herkes aynı soruyu soruyor:
“Ahmet Metin Genç, Meydan’ın yeni sınavını da başarıyla verebilecek mi?”

‘BEN BURADAYIM, PARTİYİ BÜYÜTÜYORUM’
İYİ Parti Trabzon’da kongreye sayılı günler kaldı…
Tarih 23 Kasım. Yani sadece 20 gün var.
Ama dikkat çeken şu ki, parti içi hava alışıldık kongre atmosferinden biraz farklı.
Şu anda sahada yalnızca mevcut il başkanı Muhammet Erkan görünüyor.
Henüz başka bir aday ismi öne çıkmış değil…
Ancak mevcut yönetime yönelik eleştiriler, tabanda sessiz bir rahatsızlık olduğunu da gösteriyor, ancak cesaret edip aday olan da yok…
Bu nedenle gözler, “son dakikada” aday çıkıp çıkmayacağında…
Muhammet Erkan’ın bu süreçte yürüttüğü strateji ise epey konuşuluyor.
25 Ekim’den itibaren neredeyse her gün yeni bir üye kaydını fotoğraflarla birlikte kamuoyuna açıklıyor.
Kimi günlerde bir, kimi günlerde iki ya da üç kişi…
Şu ana kadar rakam sanırız 11’i geçti…
Bu tablo, Erkan’ın sadece örgüt içinde değil, dışarıya da, bir nevi “Ben buradayım, partiyi büyütüyorum.” mesajını verdiğini gösteriyor.
Ancak şu net: Erkan sahada aktif, taban ise gözlemde.
Bu tablo 23 Kasım’a kadar değişir mi?
İYİ Parti’de son anda taşların yerinden oynadığı çok görüldü.
Kısacası, kongreye 20 gün kala Trabzon’da sessizlik var ama o sessizlik, fırtına öncesi de olabilir…

FINDIK FİYATINI DÜŞÜREN KİM?
Fındık üreticisi son dönemde ciddi bir hayal kırıklığı içerisinde.
Peki bu durumun nedeni nedir?
Şöyle ki fındık geçen ay 340 TL bandını gördü. Ama şimdi bakıyorsunuz bir 280 TL, 300 TL bandında seyrediyor. O da 50 randımansa.. 50 randıman değilse daha da düşüyor.
Gel gelelim dünyanın en büyük üreticisi Tükiye’de, ikinci en büyük üretici İtalya’da fındık rekoltesi beklenin çok altındayken, neden fiyatlar yukarı seyretmiyor da aşağı yönde hareket ediyor…
Aslında bu durumun tek nedeni var da piyasada tek oyuncu kalması…
Çünkü baktığımızda asıl alıcı olan TMO’nun fiyatı güncel piyasa fiyatının çok altında. Fiyat güncellemesi de yapılmıyor.
Üretici de mecburen serbest piyasaya gidiyor. Serbest piyasada da en büyük alıcı belli. Onun da elinde yeterli seviyede fındığı var.
Ve bu fiyattan depolarını doldurmak istemeyip elindekini kullanınca bu kez de talep olmuyor ve fındığın fiyatı otomatikmen bu seviyede kalıyor.
Bu noktadan bakıldığında üretti de fındığı soğuk hava depoları olmayınca mecburen satmak zorunda kalıyor ya da emanete veriyor.
Zaten Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Pehlevan ile dün yaptığımız görüşmede, “Adam tek tabanca kaldı. TMO açıkladığı fiyatta duruyor. Adam ihtiyacını görüyor. Otomatik olarak fındığın fiyatını aşağı çekiyor. Manipülasyon yapıyor.
Bu kimin yaptığı belli. Türkiye’eki fındığı kimin aldığı belli” dedi.
Fındığın hem devletin hem de borsaların açıkladığı rekoltenin çok altında seyrettiğine dikkat çeken Pehlevan, “Adam da fırsatı buldu. Ümüğünü sıkıyor. Fabrikaları çalışıyor. Sıkışan mecburen fındığını satıyor. Bu iş bilmezliğin sonucu. TMO hala 195 TL’ye fındık alıyor. 380’i gören fındık, 280’e düşer mi? Bu rekolteyle fındığın şu anda normalde 400’ü geçmesi gerekiyordu…” dedi.






