Deveyi ayakta tutan iç kısım demirlerin birbirine eklenip, kaynak edilmesiyle yapılıyor. Daha sonra devenin üstü, deve derisini anımsatacak yün örtüyle kaplanıp, halı örtülüyor. Maket devenin içine giren 2 kişi açılan göz deliklerinden dışarıyı görüp, çalan türkülerin ritmine göre hareket ederek, Bayburt oyunları oynuyorlar.
Geçmişten günümüze yaşatılarak aktarılan Deve Oyunu’nu Bayburt’ta uzun yıllar icra eden Fehim Sayıner’den bahseden Yazıcıoğlu, Sayıner’in Kars’ta çalıştığı yıllarda Deve Oyunu’nun eğitimini alıp, Bayburt’a uyarladığını söyledi. Yazıcıoğlu, bir zamanların Tarihi İpek Yolu güzergahı olan Bayburt’ta deve kervanlarının da varlığından bahsetti ve oyunun o günleri çağrıştırdığını belirtti.
Deve Oyunu’nun kendisinin başında olduğu bir ekiple halen yaşatıldığını hatırlatan Yazıcıoğlu, özel günlerin aranan etkinliği Deve Oyunu’nun Bayburt kültüründe her daim var olması gerektiğine vurgu yaptı.
Deve Oyunu’nun her kesimden ilgi çeken geleneksel bir oyun olduğunu söyleyen Dede Korkut Dernek Başkanı Ufuk Kalekahyası, "Elimizde portatif bir devemiz var. Bu devemizin bizim için güzel anıları var. Devemizi, Tarihi İpekyolu Anısı’na bir oyun gösterisi olarak her zaman oynatırız. Özellikle Ramazan aylarında, Ramazan Bayramı’nda, Kurban Bayramı’nda gösteri yaparız. Devenin altına iki genç kardeşimiz girer, davul-zurna eşliğinde, saz eşliğinde çalan türkülerle oynarlar. Deve Oyunu her yaştan, her kesimden insanın beğenisini, sevgisini kazanmış bir geleneksel oyundur. Bu oyunu biz Tarihi İpekyolu Anısı’na geçmişten bugüne kadar devam ettirdik. Büyüklerimizden bildiğimiz, dinlediğimiz kadarıyla bir Murat amcamız varmış, o deveyi oynatırmış. Ondan sonra Fehim amcamız, daha sonra da Mustafa abimiz deve oynatarak, Deve Oyunu’nu bugüne kadar ulaştırdılar. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Deve Oyunu umarım bizden sonraki nesillere aktarılarak devam eder. Bizden desteğini esirgemeyen herkese saygılarımı, teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.