Süper Lig’de iki maç haricinde her maçını kazanan Galatasaray, iyi günler geçirmeyen Trabzonspor’u ağırladı. Evinde Kasımpaşaspor ve Eyüpspor ile berabere kalan Okan Buruk’un takımı, üçüncü puan kaybını Şenol Güneş yönetimindeki Trabzonspor karşısında yapıp yapmayacağını herkes merak ediyordu. Favori Galatasaraydı. Lakin, dört büyük takım arasındaki mücadeleler her sonuca gebeydi.
Maç fırtına gibi başladı. Goller arka arkaya geldi. Tempo hiç düşmedi. Her iki takım oyuncuları kazanmak için her şeyi yaptı. Hakem Kadir Sağlam ve arkadaşları çaldığı ve çalmadığı düdüklerle mücadelenin önüne geçti. Trabzonsporlu oyunculara sarı kart göstermede çok cömert, Galatasaraylı oyunculara ise çok cimri ve nasihatkârdı. Yunus Akgün’ün kırmızılık hareketi, Muslera’nın ceza sahası içinde Simon Banza’yı alaşağı etmesine kör olan gözler Trabzonspor’un gözünün içine baka baka hakkını yedi. Trabzonlu bir TFF başkanının olduğu bir dönemde Trabzonspor’un dilim dilim doğranışı çok manidar. Ayrıca Galatasaray’ın bazı golleri öncesinde verilen verilmeyen kararlar maça direkt etki etti. Trabzonspor gibi oynayan Trabzonspor, sonuç hariç mücadelesiyle herkesi tatmin etti.
Trabzonspor yine kazanamadı. Bu sefer çok iyi oynayarak kaybetti. Hem de ligin zirvesindeki namağlup Galatasaray’a! Her şeye rağmen son bölümde Draguş golü atsa şimdi başka şeyler konuşuyor olacaktık. Trabzonspor aslında ezeli rakibine değil MHK’ye yenildi. Hakemlere yenildi. Hakem Kadir Sağlam ve saz arkadaşları Bordo Mavililer’i tabiri caizse budadı. Yine de maçı kazanabilirdi. Olmadı. Trabzonspor bu maçla yeni bir görüntüye büründü. Sezonun en iyi oyununu lidere karşı oynadı. Hem de çok fazla eksiği olmasına rağmen.