Geldiği günden bu yana eleştirilen Muci, deyim yerindeyse attığı gollerle takımını adeta ipten alırken, son nefeste attığı gol ise jeneriklikti. Ne bu gol ne de bu maç uzun süre hafızalardan silinmeyecektir diye düşünüyorum. Maçın hemen başında 10 kişi kalan Başakşehir karşılaşması kolay maça dönüşür göründüyse de evdeki hesap çarşıya uymadı! Ha, çok zor oldu ama bordo-mavililer kazanmasını bildiler. Bu rutin ifade ile buraya kadar eyvallah!
Yalnız, kolay maçı zora sokan nedenleri ve eksiklikleri atlarsak işimi yapmamış olurum. Bir başka ifadeyle düzene ve dümen suyuna uymuş olurum ki buna ne Trabzonsporluluğum ne de yapım müsaade etmez. Takımımızın eksikliklerini, hatalarını görüp söylememek de hiçbir Trabzonsporlu’ya yakışmaz. Onun içindir ki Trabzonspor Türkiye’nin 4 büyüğünden biridir. Bu unvanı böylesine eleştiriler sayesinde almıştır. Taraftarı hiçbir zaman bahane aramadığı için almıştır, böyle de kalacaktır.
Şimdi daha fazla yoğurmadan gelelim sadede…
Önce, on beş maçtır tıkı olmayınca eleştirilen Muci… Hayranları “Ben dememiş miydimciler” dün geceki maçtan sonra takımını galibiyete taşıyan Muci’yi övgülere boğdular. Tamam da düne kadar Muci’yi eleştirenler, “Aferin sana, takıma katkı ver” diye değil de “Ye, iç, yat; onun için mi aldık?” mı deselerdi? Yahu Allah aşkına siz Trabzonsporlu musunuz, Muci’ci misiniz? Sahi, kimdensiniz!
Gelelim diğer faktörlere… Dün koca bir ilk yarı, bir Mustafa varsa diğerleri ne iş yapar! Hem bu Mustafa’yı artık bek oynatmaktan vazgeçip kaleye yaklaştırın. Başka bir müzmin eksiklik var ki mâna vermek mümkün değildir. Ey efendiler, maçın ilk bölümünde iki metrelik kuleye iki orta mı attınız yoksa üç mü? Yoksa bu oyuncuyu penaltı attırmak için mi sahada tutuyorsunuz! Asistçilerin biri bek Mustafa, diğeri stoper Batagov; hem de sakat sakat… Gerisini siz düşünün.
Forvet oyuncuları, başta Zubkov ve diğerleri, “Ben atayım!” dercesine bencillik yapacaklar; biz de eleştirmeyeceğiz, öyle mi? On kişilik takımdan ağır aksak, hızla oynayıp üç gol yiyeceksiniz; “Neden yediniz?” diye sormayacağız, öyle mi! Bakın beyler, Okay’la, Ozan’la gibilerle olmuyor. Sinekten yağ çıkmaz; ısrar etmenin bir âlemi yok! Biraz da etrafınıza dönün de bakın.
Son sözüm: Herkes işini yapacak, bahanelere sığınmayacak. Onun için varsınız, vesselam!