Trabzon Ortahisar Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Yavuz Şanver bugün bir basın toplantısında Ortahisar Belediyesi personel durumu ile ilgili tartışmalarla ilgili konuştu.
Ortahisar Belediyesinin borç durumu ve geçmiş dönemde yaşanan tartışmalar hakkında da konuşan Şanver şu ifadeleri kullandı:
“Borç ve alacak kalemleri düşüldüğünde toplam borç 442 milyon 300 bin TL civarında görülüyor. 31.03 tarihi itibarıyla TOKİ’ye olan borç da 176 milyon TL civarında. TOKİ borcunu da eklediğimizde belediyeyi yaklaşık 618 milyon 450 bin TL borçla devrettik. Alacakları düşmeden değerlendirirsek borç yaklaşık 800 milyon TL seviyesine çıkıyor.
CHP döneminde ise belediyenin sorumluluğunda bulunan ORKENT ve ORBEL borçları toplamda 1 milyar 140 milyon TL civarında. Belediyenin alacakları ise 406 milyon TL seviyesinde. Bu rakam düşüldüğünde kalan borç yaklaşık 735 milyon TL’ye denk geliyor. Ancak ne yazık ki TOKİ borcu, 2024 yılı faaliyet raporunda önceki dönemlerde olduğu gibi belirtilmemiştir. Dolayısıyla TOKİ borcunun net tutarını bilemiyoruz.
TOKİ borcunun mahsuplaşma yöntemiyle, bazı alanların devredilmesi suretiyle kapatılacağı yönünde daha önce bir anlaşma olduğu ifade edilmişti. Fakat arazi devirleri gerçekleşmediği için 176 milyon TL olan borç tutarının 200 milyon TL’nin üzerine çıktığı bilgisine ulaşıyoruz. Konu son meclis toplantısında yeniden gündeme geldi ve TOKİ ile çözüm noktasına yaklaşıldığı dile getirildi.
Sayın Cüneyit Bey, basına verdiği son röportajında ‘Ortahisar Belediyesi’nde şirketler dahil yaklaşık 857 milyon TL yük tespit ettik’ demiştir. Yani CHP döneminde belediyeye devredilen borç rakamlarının üzerine 293 milyon TL daha eklenmiş durumda.”
2024 yılında Ortahisar Belediyesi SGK ve vergi olarak 1 kuruş dahi ödeme yapmamıştır. Aralık ayı sonunda yeni çıkan kararname ile İller Bankası’ndan gelen paylardan, Türkiye’deki tüm belediyelerin gelirlerinin belli bir kısmının —yüzde 40’ı aşmamak şartıyla— güncel ve geçmiş dönem borçları için tahsil edilmesine ilişkin kanun yürürlüğe girmiştir. Bu doğrultuda tüm belediyelerden kesinti yapılmaktadır.
Söylediğimiz hiçbir şey lafla değil, resmi ve imzalı belgelere dayanmaktadır. Alışkanlık hâline getirdikleri yalanlamaları ve itirazları burada tekrar göreceğimizden eminim. Ancak bu, kendi verdikleri evrakları inkâr etmeleri anlamına gelir.
Halkımız belediyelerden hizmet bekliyor. Biz de halkımız gibi bu polemiklerden yorulduk. Fakat tarafımıza yöneltilen suçlamalar nedeniyle bu açıklamaları yapma zorunluluğu hissediyoruz. Bu vesileyle devletimizin ilgili resmi kurumlarına da bir çağrı yapmak istiyorum:
Türkiye genelinde benzer tartışmaların yaşanmaması için, yıl sonlarında ve seçim dönemlerinde belediyeler ve belediye iştiraklerinin tüm bilançoları, gelir-gider tabloları ve personel bilgileri net şekilde açıklanmalıdır. Paylaşılacak veriler aynı tarih ve dönem aralığını kapsamalı, kamuoyu doğru ve şeffaf bilgiye ulaşabilmelidir.





