NATO'nun önde gelen ordularından biri olan Türkiye, askeri ittifakın güney kanadı için hayati bir öneme sahip. Ancak Ankara'nın izlediği dış politika, diğer müttefikleriyle ayrı bir yol izlemesine neden oluyor. Politico dergisi, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik süreçlerinde Türkiye'nin itirazlarının yüksek sesle dile getirildiğini ve bu nedenle Türkiye'nin NATO'nun "baş ağrısı" olduğunu belirtti.
Derginin Türkiye analizinde, Türkiye'nin Finlandiya'nın katılımına onay vermesine rağmen İsveç konusunda henüz adım atmadığına dikkat çekildi. Jens Stoltenberg ise Türkiye'nin birçok nedenle NATO için önemli bir müttefik olduğunu ifade etti. Türkiye'nin Boğaz'ı donanma gemilerine kapatarak, Rusya'nın Karadeniz ve Kırım çevresindeki varlığını güçlendirme kabiliyetini azalttığını söyledi.
Ancak Türkiye'nin dış politikası diğer müttefiklerden farklı. Türkiye'nin NATO'ya sağladığı "güvenlik yastığı"na rağmen dış politikasıyla diğer müttefiklerden ayrıldığı belirtildi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarını kınayan Türkiye, Ukrayna'ya yardım sağlamasına rağmen Moskova'ya yaptırımlara katılmadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile savaş başladığından bu yana düzenli telefon görüşmeleri yaptığı ve birçok kez yüz yüze görüştüğü de ifade edildi. NATO'nun Türkiye'ye ihtiyacı olduğu ve bu nedenle Türkiye'yi safta tutmak için tavizler vermeye hazır olduğu belirtilirken, Türk yetkililerin ülkelerini Batı'nın doldurmaya çalıştığı köprü kurma rolünü üstlenebilecek bir NATO müttefiki olarak gördükleri ifade edildi.
Öte yandan bir Türk yetkilinin, "Hiç kimse, ittifakta aykırı olduğumuzu iddia edemez. Hayati ve varoluşsal güvenlik endişelerimize duyarsız olan bazı müttefikler var." sözleri de dikkat çekti.