Eğitimde derinleşen sorunlar
Muhammet İkinci, eğitimde nitelik kaybının arttığını vurgulayarak, özellikle eğitim emekçilerinin çalışma koşullarının giderek ağırlaştığını ifade etti. Boş kadrolara rağmen eğitim kurumlarına genel idari hizmetler, teknik personel ve yardımcı hizmetler sınıfında memur alımı yapılmadığını söyleyen İkinci, temizlik ve hijyen hizmetlerinin geçici personel istihdamı üzerinden sağlandığını ve bunun sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Ekonomik krizin etkileri
İkinci, ekonomik krizin etkilerinin öğrenciler üzerinde derin bir şekilde hissedildiğini dile getirerek, öğrenme geriliği ve yoksulluk sorunlarına dikkat çekti. Ayrıca, okullarda her öğrenci için bir öğün sıcak yemek ve temiz içme suyu sağlanmasının acil bir ihtiyaç olduğunu, ancak bu konuda adım atılmadığını söyledi.
Çocuk işçiliği ve MESEM'ler
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna atıfta bulunan İkinci, son bir yıl içinde 66 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini ifade etti. MESEM’lerin (Mesleki Eğitim Merkezleri) çocuk işçiliği ve ucuz emek sömürüsünün bir kaynağı haline geldiğini belirterek, çocuk emeğinin sömürülmesini engelleyecek düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğini vurguladı.
Eğitimde dinselleşme ve özelleştirme eleştirisi
Eğitim sistemindeki dinselleşme uygulamalarının arttığını söyleyen İkinci, ÇEDES gibi projelerle okulların laiklik ve bilimsellikten uzaklaştırıldığını ifade etti. Eğitimde özelleştirme ve ticarileşme politikalarının okul masraflarını artırarak, düşük gelirli ailelerin eğitim erişimini tehdit ettiğini belirtti. Okullarda kayıt parası, bağış ve kermes gibi uygulamalarla merkezi bütçeden aktarılan ödeneklerin yetersizliğinin üstünün örtülmeye çalışıldığını dile getirdi.
Kalıcı yaz saati eleştirisi
Kalıcı yaz saati uygulamasının eğitim süreçlerini olumsuz etkilediğini belirten İkinci, bilimsel ve pedagojik açıdan faydası olmayan bu uygulamanın yalnızca elektrik şirketlerinin kârını artırmaya yönelik olduğunu savundu. Kalıcı yaz saati uygulamasının sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim emekçilerinin durumu
Eğitimde artan şiddet olaylarına değinen İkinci, MEB’nin bu sorunun arkasındaki nedenleri analiz ederek, eğitim emekçilerinin can güvenliğini sağlaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, ücretli öğretmenlerin güvencesiz koşullarda çalıştığını ve özel okullardaki eğitimcilerin ağır sömürü altında düşük ücretlerle yaşamaya çalıştığını ifade ederek, kamusal eğitimin güçlendirilmesi için kadrolu ve güvenceli istihdamın sağlanması gerektiğini söyledi.
Muhammet İkinci son olarak, mevcut eğitim politikalarıyla çağın ihtiyaçlarına cevap veren bir eğitim sisteminin mümkün olmadığını belirterek, laiklik, bilimsellik ve kamusallık ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınması gerektiğini vurguladı. Özelleştirme ve ticarileşme uygulamalarına son verilerek, eğitim emekçilerinin ekonomik ve sosyal haklarının artırılmasının başarıya giden yol olduğunu ifade etti.