Aynı zamanda Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı Afet Yönetimi Uzmanlığı ile Afet Eğitmeni unvanları bulunan Kiriş, Yaz aylarında artış gösteren ve özellikle bölgede yaygın şikâyete konu olan rutubetin yangın riskini azalttığını söyledi.

YANICI MADDELERE DİREKT ETKİSİ VAR

Acil Durum ve Afet Yönetimi ile Sivil Savunma-İtfaiyecilik Teknikerliği programlarında özellikle

profesyonel itfaiyeci yetiştirme merkezi olarak Türkiye’nin sayılı meslek yüksekokulları arasında yer

alan Şalpazarı MYO’dan gündeme ilişkin önemli tespit ve açıklamalar geldi. Mülkiyet Koruma ve

Güvenlik Bölümü Öğretim Görevlisi Recep Kiriş, son yıllarda bazı afet türlerindeki artışın tüm insanlığa

endişe verdiğini belirterek, kısa zamanda afet boyutuna ulaşarak fazlaca can ve mal kaybına neden

olan yangınların daha sık oluşmasının nedenlerini açıkladı. Kiriş, Karadeniz Bölgesi’nin havadaki

sürekli yüksek nem sayesinde yangınlardan diğer bölgeler gibi etkilenmediğini bildirdi. Özellikle Yaz ve

Sonbahar mevsimlerinde ülkemizin birçok bölgesinde büyük hasarlara neden olan orman

yangınlarıyla daha fazla karşılaşıldığını ifade eden Öğr. Gör. Recep Kiriş, “Yangınların çıkış nedenleri

olarak birçok etmen var; bunlar kasıt, ihmal, kaza, dikkatsizlik, terör gibi antropojenik etkenler ve

doğal etmenlerdir. Son zamanlarda yangınların artmasının sebeplerinin başında ise iklim değişikliği

geliyor. İklim değişikliği etkisi ile genel hava sıcaklık yükselmekte, havadaki bağıl nem oranı düşmekte,

bu gibi meteorolojik durumlarda gerçekleşen değişiklikler ne yazık ki ormanlık alanlarda kolayca

yangın çıkabilecek ortam hazırlamaktadır. Sıcak havalarda havadaki nem oranının düşmesi yangın

çıkma ihtimalini artırıyor. Havada bulunan nem oranı yanıcı maddelerin nem oranlarını etkiliyor. Nem

oranı düştükçe yanıcı maddenin yanma oranı yükseliyor. Yangın bakımından incelendiğinde havadaki

nem oranının yüksek olması yangını önleme bakımından olumlu durumdur” dedi.

YILLIK YAĞIŞ MİKTARININ ‘HAVA’YA ETKİSİ

Bütün afet türleri için yapılması gerektiği gibi orman yangınlarına karşı da afet yönetiminin doğru

uygulanması gerektiğine işaret eden Kiriş şöyle devam etti: “Tüm kamu kurumları, özel sektör, sivil

toplum kuruluşları ve toplumdaki her birey, afet yönetiminin doğru ve başarılı şekilde yönetilebilmesi

için üstüne düşen görevleri yapmalı. Bölgede bulunan ağaç türleri, orman türleri ve bölgenin

topografik yapısı iyi anlaşılmalı. Karadeniz yıllık yağış miktarı fazla olması sayesinde birçok bitki türüne

ev sahipliği yapıyor. Ülkemizde görülen bitki türlerinin neredeyse yarısı Karadeniz ormanlarında bir

arada görülüyor. Sık ve gür ağaçların bulunduğu ormanlara sahibiz. Karadeniz’de iğne yapraklı

ormanlar, geniş yapraklı ormanlar, karışık ormanlar gibi farklı orman türleri var. Doğu Karadeniz’in

alçak kısımlarında ise daha çok Kayın, Gürgen, Kestane, Kızılağaç gibi yaprak döken ağaçların

görüldüğü ormanlar, yüksek kısımlarda Doğu Ladini, Doğu Karadeniz Göknarı, Sarıçam gibi iğne

yapraklı ağaçların görüldüğü ormanlar ile karışık yüksek dağ ormanları görüyoruz. Bu bölgede

ormanların sık ve gür ağaçlara sahip olmasından kaynaklı çıkan yangınlar kısa zamanda büyüyebilir.

Ormanlık alanların yüksek ve engebeli araziler olmasından kaynaklı da çıkan orman yangınlarına müdahale etmek ve söndürmek oldukça zor olabilir. Orman yangınlarına müdahale etmenin yolu,

doğru risk yönetiminden geçer. Bölgede orman yangınlarına sebep olabilecek unsurların ortadan

kaldırılması önemli. Bir başka deyişle yangının başlama ihtimali minimum düzeye düşürülmeli.

Karadeniz Bölgesinde Sonbahar ve Kış aylarında, kısa süreli fön rüzgarların neden olduğu yüksek

sıcaklıklar ve düşük bağıl nemle birlikte, ormanlık bölgelerde yanıcı maddeler hızla kurur ve yangın

riskini artırır. Bu sebeple Sonbahar ve Kış aylarında orman yangınlarına karşı daha dikkatli olmamız

lazım. Orman yangını çıkması durumunda da müdahaleyi kolaylaştırmak adına yangın öncesinde

ormanlık alanlarda gerekli çalışmalar yapılmalı.”

SARIÇAM VE KOZALAKLARDAKİ TEHLİKE

Açık yangın bölgesinde yanmamış yanıcı maddeler ortamdan uzaklaştırıldığında yangının sönmeye

başlayacağını, kapalı alanlarda da ortamın oksijen düzeyi yüzde 15’in altına düşürüldüğünde hiçbir

nesnenin yanmayacağını söyleyen Öğr. Gör. Recep Kiriş, “Yangın meydana geldikten sonra yangına

sebep olan yanıcı madde, oksijen ve ısıdan en az birinin ortamdan uzaklaştırmak için tedbirler

alınmalı. Orman yangınlarını önlemek ya da azaltmak için halktaki orman bilincinin geliştirilmesi çok

önemli. Halkın ormanlık alanı kullanım şekli, ormanlık alanda dikkatli davranma düzeyi, bölgede

şüpheli davranışlara verilecek reaksiyon orman yangınlarının çıkmadan önlenmesine veya çıktıktan

sonra kısa zamanda fazla hasara uğramadan söndürülmesinde çok etkili olabiliyor. Orman

yangınlarının çıkış nedenleri arasında dikkatsizlik ve ihmalkârlık başı çekiyor. Bu sebeple bölgede

özellikle Güz aylarına girerken daha dikkatli olmalı ve yangına sebep olacak eylemlerden daha çok

kaçınılmalıyız. Yaygın ağaçlardan Sarıçam gibi kozalaklı ağaçların kozalakları orman yangınlarında

tehdit unsurudur. Ağaçlarda bulunan kozalaklar kuruduklarında dökülmekte ve orman altını tamamen

ölü örtü ile kaplamaktadır. Bu durum da yangın çıkmasına uygun ortam hazırlayabiliyor” uyarılarını

yaptı. Kiriş; yangınlarda görev başında vefat eden şehit itfaiye ve orman çalışanları ile gönüllü

vatandaşları anarak sözlerini tamamladı.

Yangın Riskine Karşı Alınacak Tedbirler

- Yangına sebep olacak eylemlerden kaçınılmalı. Sigara izmaritleri yere atılmamalı, yanmış maddeler

tamamen söndürülmeden köz halinde bırakılmamalı. Afetlerle ilgili gönüllülük faaliyetlerine katılım

sağlanmalı. En küçük yangın şüphesinde ilk müdahale öğrenilmeli, yetkili birimlere haber verilmeli.

Yangın çıkan bölgede yangının sirayet etmesine yol açacak faaliyetlerde bulunulmamalı. Orman

yangınının gidiş yönünde bulunan bölgelerde tüm canlılar güç birliği içerisinde tahliye edilmeli. Yangını

büyütebilecek yanıcı maddeler, tüp gibi patlayıcı maddeler yangın bölgesinden hemen uzaklaştırılmalı.

Yangın müdahale araç ve aygıtları ile bağlantılı sistemlerin bakımları tam ve zamanında yapılmalı.

- Önemli eşyalar kolayca alınıp götürülebilecek şekilde konumlandırılmalı. Yanıcı-patlayıcı maddelerin

bağlantıları sırasında standart bağlantı aparatları kullanılmalı. Tahliye sırasında hayvanların içgüdüsel

davranışları kavranmalı. Ormanlık alanlarda bulunan un, buğday, talaş vb. ürünlerin depolandığı silo

alanları patlamaya karşı korunaklı olmalı. Yangın sırasında silo alanlarından uzak durulmalı. Orman

yangınlarının müdahale edilmesi hakkında bilgi sahibi olunmadığı durumlarda yangın bölgesinde

durulmamalı, görevlilerin işleri zora sokulmamalı. Orman yangınları sonrasında bölgenin iklim

koşullarına uygun yanma ihtimali az olan ağaç türleriyle bölgede ağaçlandırılma çalışmaları yapılmalı.