Karadeniz kıyılarındaki deniz suyu yüzey sıcaklığındaki artışın, endişelenecek düzeyde olduğunu aktaran RTEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Ağırbaş, balıkçılık faaliyetlerini olumsuz etkileyeceğini belirterek, “Doğu Karadeniz kıyılarında 25 ile 27 santigrat derece arasında sıcaklığın seyrettiğini, yer yer 29 santigrat dereceye kadar çıktığını görmekteyiz. Bu, sucul ekosistemler için endişe verebilecek bir durum” diye konuştu.
Türkiye’yi etkisi altına alan sıcak hava dalgası ve küresel iklim değişikliği, deniz suyu sıcaklıklarını da arttırdı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün paylaştığı verilere göre; 1979 yılında ölçülen ortalama deniz suyu sıcaklığı 15,1 santigrat derece iken, 2022 yılında 16,3 santigrat derecelere yükseldi. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyelerinin Karadeniz'de yürüttükleri izleme çalışmalarında, deniz suyu sıcaklığının 1970-2022 yılları arasındaki temmuz ayı ortalaması 22,9 santigrat derece olurken, bu yıl 25 ile 29 santigrat derecelere ulaştığı gözlemlendi. Karadeniz kıyılarındaki deniz suyu yüzey sıcaklığındaki artışın, deniz ekosistemindeki canlıların yaşamsal faktörlerini etkilediğini belirten uzmanlar, balıkların göç etme alışkanlıklarını değişeceğini söyleyerek balıkçılık faaliyetlerinin olumsuz etkiyeceğini ön görüyor.
RTEÜ Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Ağırbaş, Karadeniz’de son 53 yılın en yüksek sıcaklık değerinin ölçümlendiğini kaydederek, “Halihazırda yürüttüğümüz projeler kapsamında deniz suyu yüzey sıcaklığını ve diğer parametreleri yakından takip etmekteyiz. 2023 temmuz ayı kayıtlara geçen en sıcak ay oldu. Bu durumu gerek atmosferik hava sıcaklıklarında gerekse deniz suyu sıcaklıklarında kayda geçti. 2016 yılında kayıtlara geçen rekor sıcaklıkları geçerek kayıtlara geçen bir yıl oldu. Ortalamalara baktığımız zaman deniz suyu yüzey sıcaklıkları 20,96 santigrat dereceye kadar ulaşarak son 53 yıllık dönemin en yüksek sıcaklıkları olarak kayıtlara geçti. Karadeniz özelinde değerlendirdiğimizde özellikle sıcaklıkların kıyısal kesimde daha da artığını ölçümlerde görmekteyiz. Halihazırda son bir haftalık yapılan ölçümlere baktığımız zaman, Doğu Karadeniz kıyılarında 25 ile 27 santigrat derece arasında sıcakların seyrettiğini yer yer 29 santigrat dereceye kadar çıktığını görmekteyiz. Bu durumda sucul ekosistemler için endişe verecek bir durum” dedi.
‘ENDİŞELENMEMİZ GEREKEN BİR DURUM VAR’Atmosferik sıcaklıkların deniz suyunun ısınmasına neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ağırbaş, “Maalesef ortada endişelenmemiz gereken ciddi bir durum var. Biz çalışmalarımızda 10 yıllık periyotlarda değerlendiriyoruz. 10’ar yıllık periyotlara baktığımız zaman, Karadeniz’in ortalama deniz suyu sıcaklığı 15,6 santigrat derecelerden 16,3 santigrat derecelere çıktığını görüyoruz. Aylık ölçekte değerlendirme yaptığımızda ise temmuz ayı ortalaması son 10 yıllık dönemde 22,5- 23 santigrat derecelerinde iken şu an 24- 25 santigrat derecelerin üzerinde seyretmekte. Ağustos ayına baktığımızda bu ayda yine ortalamanın üzerinde devam edecek gibi gözüküyor. Atmosferik sıcaklıklar deniz suyu sıcaklığına hemen yansımasa bile zamanla paralel bir seyir göstererek deniz suyunun ısınmasına da neden oluyor” diye konuştu.
'BU ARTAN DENİZ SUYU SICAKLIKLARI CANLARIN GÖÇ ETMESİNE NEDEN OLABİLİR'Deniz suyu sıcaklıklarının artması sonrası canlıların göç etmesine neden olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ağırbaş, “Artan deniz suyu sıcaklıkları su klonu içeresinde birçok biyokimyasal olayın değişmesine neden olmakta. Sıcaklığa bağlı olarak tabakalaşma meydana geliyor. Bu durumda oksijen girdisi azalıyor. Ortamın oksijensiz hale gelmesine neden oluyor. Tabakalaşma beraberinde ortamın besin tuzu dinamiğini de etkiliyor. Bu durum ortamda bulunan canlı gruplarının etkilenmesine neden olmakta. Değişen ekosistem koşullarına uyum sağlayan canlılar yaşamalarını sürdürürken, uyum sağlayamayan canlı grupları ise kendileri için daha iyi ortamları tercih ederek göç ediyorlar. Artan deniz suyu sıcaklıkları canların göç etmesine neden oluyor. Aynı zamanda ticari olarak avlanan balık miktarı da direkt olarak bu durumdan olumsuz etkileniyor” dedi.