Trabzonspor galibiyet şansı tanıyanların oranı %1-5 arasında iken Fenerbahçe için bu oran %90-95 idi. Oysa, Fenerbahçe 48 saat önce UEFA Avrupa kupası maçı oynamış ve 1 gün bile dinlenme fırsatı bulamadan maça çıkmıştı.
GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ
Aslında, kendini dev aynasında gören Sadri Şener ve yeni iltifatçısı Tolunay Kafkas ta durumun böyle olacağını biliyorlardı. Karabükspor, Elazığspor ve Sivasspor'dan üç haftada 8 gol yiyen ve “0” puan çıkaran bir takımdan başka bir şey beklenemezdi. Gaziantepspor maçının şans eseri kazanıldığını ise yöneticiler ve şakşakçıları haricinde herkes dile getirdi. Yani “görünen köy kılavuz istemez” atasözü tam yerine oturdu.
YENİ BİR BÜLENT FACİASI
İlk yarıda Fenerbahçe kalecisi Volkan'ın uzaklaştırmakta zorlandığı bir topu Adrian akıllı bir vuruşla rakip kaleye gönderdi. Top kale çizgisini geçtiği halde golü Bülent'lerin ikincisi (ilki Bülent Demirlek) golü geçerli saymadı ve kendine tanınan misyonun gereğini yaptı.
TRABZONSPOR'UN ELİNDE BAMBA PATLADI
Adeta milli takımlarından Trabzonspor'u yok etmek üzere geri dönen iki yabancı oyuncudan biri olan Bamba (diğeri Zokora) sol yandan kaleye doğru gönderilen Fenerbahçe topunu kaleci Onur'dan daha atik davranıp bir Fenerbahçe forveti gibi Trabzonspor kalesine gönderdi. Bu olaydan kısa süre sonra bir başka pozisyonda da yine Bamba'nın sırtına çarpan top kaleciyi yanıltıp gol oldu.
İKİNCİ YARIDA SAHADA TRABZONSPOR YOKTU
Yorgun olması beklenen Fenerbahçe'li futbolcular, takım ruhu ile oynadılar. Oysa yıllardır mağdur edilen ve şampiyonluğu elinden çalınan Trabzonspor'dan bekleniyordu bu ruh. Ama nerdeee?. Birkaç yerli oyuncusu hariç hemen hiçbiri Trabzonspor taraftarı dahi olmayan, yöneticilerinden bazıları yönetimde değil iken maç skorlarını dahi merak etmeyen bir takımdan bu ruh beklenemezdi zaten.
1461 TRABZON TAKIMI DAHA İYİ DİRENMİŞTİ
Kupada Fenerbahçe ile aynı sahada çok daha az taraftar huzurunda karşılaşan 1461 Trabzon takımı 85 dakika boyunca rakibine sahayı dar etmiş, bir çok gol pozisyonu kaçırmış, son dakikalarda yediği iki şanssız gol ile yenilmişti. Bir de Sadri'nin kurduğu ve Tolunay'ın çok iyi dediği Trabzonspor takımına bakalım. Maç boyunca 5 dakika haricinde hakimiyeti rakibine veren, yorgun olan rakibine karşı sürklase olan bir takım.
Ben siz okurlarıma soruyorum: “siz teknik adam olsaydınız bu takımdan kaç kişiyi 1461 Trabzon takımında oynatırdınız”?. Ben hiç birini almazdım.
KÜME DÜŞME TEHLİKESİ BELİRDİ
Ligin en kötü futbol oynayan takımı konumundaki Trabzonspor için kümede kalma hesapları başladı. İnanın ki taraftarın önemli bir kısmı büyük takımlarla küçük takımlar oynarken büyük takımların galip gelmesini istiyorlar. Zira “bizim rakibimiz büyük kulüpler değil küme hattındaki kulüplerdir” diyorlar.
SADRİ ŞENER VE EKİBİ SEZON SONUNDA GÖREVİ BIRAKMALI
Daha önce de yazmıştım, yazıyorum ve bu yönetim gidene kadar da hep yazacağım. “Şayet Sadri Şener ve ekibi, maaşa bağladıkları yüzlerce Trabzonspor parazitinin menfaatlerini değil de kulüp menfaatlerini düşünüyorlarsa bu sezonun bitiminde yapılmak üzere olağanüstü genel kurul kararı almalıdırlar” ki ben böyle yapacaklarına inanıyorum. Gelecek yönetim ve Tolunay Hoca da “TRABZONSPOR TARAFTARI OLAN, TAKIMI YENİLDİĞİNDE AĞLAYABİLEN, GALİP GELDİĞİNDE SADECE ALACAĞI PİRİM İÇİN DEĞİL TAKIMI GALİP GELDİĞİ İÇİN DE SEVİNEN” bir ekip oluşturmalıdır. Trabzonspor kulübü kanını emen parazitlerden mutlak suretle kurtarılmalıdır.