İMPARATORLUK ŞEHRİ VE ONU YÖNETENLER

İMPARATORLUK ŞEHRİ VE ONU YÖNETENLER

Trabzon… 

Sadece bir şehir değil, bir medeniyetin mirası. 

Burası, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın saygıyla baktığı bir tarihi merkezdir. 

Trabzon’un tarihinden kısaca bahsedelim de bu şehri çok özet olarak anlayalım…
 
Trabzon;

M.Ö. 7. Yüzyıldan başlayalım…

Oysa Kolkhlar, Driller, Makronlar gibi yerli kavimler Trabzon’da yaşamıştır.

Perslerin egemenliğinde bulunmuştur.

Pontus sınırlarında olmuştur.

Roma yönetiminde bulunmuştur.

Trabzon bu dönemlerde “ünlü” ve “zengin” kent tanımlamasıyla tarihçilerin kitaplarında yer almıştır.

Gotların saldırına uğramıştır.

Trabzon’da 1204 yılında bağımsız olarak Komnenos Krallığını kurulmuştur.

Osmanlı 1461 yılında Trabzon’u ele geçirmiş ve Komnenosların egemenliğine son vermiştir.
Rusların saldırına uğramıştır….

Birinci Dünya Savaşının en ağır darbesini gören illerden biri de Trabzon olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet fethetmiştir,

Yavuz Sultan Selim yönetmiştir,

Kanuni Sultan Süleyman bu topraklarda doğmuştur.

Ulu Önder Atatürk ise Cumhuriyet döneminde Trabzon’a üç kez gelmiştir…
 
Ayrıca bu şehir;

Ankara ve İstanbul'dan sonra ilk üniversite kurulan şehirdir,

Bölgeye başkentlik yapmıştır,

Bölgenin en eski limanı kurulmuştur,

Türkiye’nin ilk olimpiyat kenti olmuştur…
 
Tabi Trabzon’un tüm detaylarını yazsak buralara sığdıramayız…
 
Bu kadim şehri, Trabzon’u yönetmek, sıradan bir görev değil; bir sorumluluktur, bir emanettir. 
 
Bu emaneti taşımak, bu şehrin geçmişine, kültürüne ve insanına layık olmakla mümkündür.
 
Tarihinin yanı sıra bugün Trabzon, yalnızca geçmişiyle değil, eşsiz doğası, turizmi ve kültürel zenginliğiyle de öne çıkıyor. 

Uzungöl, dünyanın dört bir yanından turist çeken bir doğa harikası. 

Sümela Manastırı, yalnızca Hristiyan dünyası için değil, insanlık tarihi için bir miras. 

Doğu Karadeniz’in en güzel sahil şeritlerinden biri bu şehirde. 

Yağmuru da var, güneşi de.

Karı da var, yaylası da, denizide. 

Doğasıyla, havasıyla, suyuyla adeta cennetten bir parça…
 
Tarım ve ekonomi açısından da Trabzon, Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri. 

Fındık üretiminin ve ihracatının başkenti olan bu topraklar, dünya pazarına yön veriyor. 

Balıkçılığıyla Karadeniz’in can damarı, ticaretiyle tarih boyunca liman şehri olmanın avantajlarını taşıyor.

Taa Çin’e kadar bu şehir balık gönderiyor. 

Bugün de Orta Doğu’dan Kafkasya’ya kadar birçok ülkenin ilgiyle takip ettiği bir ekonomik merkez konumunda.
 
Peki, Trabzon sanattan uzak mı? 

Elbette hayır! 

Karadeniz müziğinin kalbi burada atıyor. 

Kazım Koyuncu’dan, Volkan Konak’a, Fuat Saka’ya kadar birçok sanatçı, Trabzon’un müzikal ruhunu Türkiye’ye taşımıştır.

Edebiyat alanında Hamamizade İhsanbey’den, Şakir Şevket’e, Oktay Rıfat’tan, Nihat Genç’e, Sunay Akın’a, Nazan Bekiroğlu gibi onlarca ünlü isim bu topraklardan ülkeye nam saldı. 

Spor’un futbolun başkenti...

Spor denince akla yine sadece bölgede değil tüm ülkede Anadolu’nun ağabeyi, dünyada Avrupa devleri Barcelona’yı, İnter’i, Aston Villa’yı, Liverpool’u, Lyon’u, Bochum’u Athletic Bilbao’yu devirmiş sadece İstanbul takımlarının değil futbolda dünyanın gıpta ile baktığı Trabzonspor…

Ve bu şehirden çıkan onlarda Avrupa hatta Dünya şampiyonu sporcularımız. 
 
Folkloru, horonu, kemençesiyle kültürel kimliğini asırlardır koruyor.
 
Şunu anlatmaya çalışıyorum…

Bu şehrin bir yöneticisi olmak, sıradan bir makam sahibi olmak değildir.

Trabzon’a belediye başkanlığı, vekillik, bakanlık yapan herkes, bu mirasın farkında olmalıdır.

Çünkü Trabzon, sıradan bir şehir değildir.

Bir imparatorluk şehridir. 
 
Adını taşıyan herkese güç ve itibar kazandırır ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk yükler. 
 
Trabzon’u yönetmek, bu şehri anlamakla başlar. 
 
Onun tarihini bilmekle, kültürünü yaşatmakla, doğasını korumakla, insanına layık olmakla mümkündür.
 
Trabzon’a hizmet eden herkes, bu şehrin ağırlığını taşımalıdır.

Bu şehir kendisini anlamayanları,  boş laf üretenleri çok sırtında taşımaz…

Çünkü Trabzon, yalnızca bir şehir değil, bir ruhtur, bir kimliktir, bir tarihtir.

Ve bu tarih, onu taşıyabilecek güçlü omuzlar ister…

Ben tarihteki Trabzonu yönetenlere baktığımda ‘Çok iyi konuşurdu, çok iyi giyerdi, iyi tartışma çıkarırdı, halkını çok severdi’ diye hatırladığım yönetici var mı derseniz yok ama hizmetleriyle hatırladığımız çok sayıda milletvekili, bakan, vali, belediye başkanı ve hatta il müdürü ve sade siyasetçi bile yazabilirim.

Özetle;

Trabzon’a yöneticilik yapanları bu tarih yazmaya devam edecek. 

Ama bu geçmişe sahip olan şehrin tarih satırlarında nasıl yer alacağınıza yaptığınız işlerle yine siz karar vereceksiniz… 

BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ…