Ortahisar Belediyesi önündeki meydanda düzenlenen "Trabzon Buluşması", büyük bir kalabalığın katılımıyla gerçekleşti. Meydan, vatandaşlar tarafından tamamen doldurulurken, CHP’nin Trabzon’daki üst kademe yöneticileri, Doğu Karadeniz bölgesinden milletvekilleri, il başkanları ve belediye başkanları da programa katılarak İmamoğlu’na destek verdi.
TRABZON’DA BÜYÜK COŞKU
İmamoğlu’nun sahneye çıkışından önce alanda toplanan kalabalık, Karadeniz türküleri ve marşları eşliğinde büyük bir coşku yaşadı. Program kapsamında Trabzon Halk Oyunları ekibi de sahne alarak yöresel dans gösterisi sundu.
İMAMOĞLU’NDAN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMALAR
Ekrem İmamoğlu, Trabzon’da gerçekleştirdiği konuşmasında önemli mesajlar verirken, ön seçim sürecine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Katılımın yüksek olduğu mitingde, Trabzonlu vatandaşların ilgisi ve coşkusu dikkat çekti.
“TRABZON’UN YİĞİT EVLADI SENİ CUMHURBAŞKANI YAPACAĞIZ”
Trabzon Buluşmasına katılan vatandaşlar ellerinde “Aklın yolu İmamoğlu”, “İmamoğlu’na oy ver, Türkiye’ye güç ver”, “Seninleyiz”, “CHP Başaracak, Türkiye kazanacak”, “Trabzon’un yiğit evladı, seni Cumhurbaşkanı yapacağız” şeklinde bir çok pankart taşıdığı görüldü.
Miting havasında geçen Trabzon Buluşması, daha sonra saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başladı. Ardından ise programa katılan CHP İl Başkanları sahneye çıkarak vatandaşları selamladı.
İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, özetle şu şekilde konuştu:
“Sizler Karadeniz’in hırçın dalgaları kadar cesur, emekçi ve mücadeleci vatandaşlarımızsınız. Sizler benim canımsınız. Sizlerle aramıza hiç kimse giremez. Hiçbir siyasi kavram giremez. Sizleri öyle kucaklıyorum ki buradan, benim doğduğum mahalleden, bütün Karadeniz’e selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Bu sıcak selamımı Karadeniz’in her iline götürün…
Burada bütün dostlarımla bir aradayım. Sizlerin arasında olmak beni çok mutlu ediyor. Ben sadece Trabzon’un değil, Ordu’nun, Giresun’un, Sinop’un, Samsun’un evladıyım. Ben Karadeniz’in evladıyım. Bu topraklar, bu canım topraklar, bu cennet vatanın her yerini seviyorum. Bu memleketin bütün topraklarını, bütün insanlarını candan seviyorum.
86 milyon insanımızı tam da şu benim çocukluğumun geçtiği, doğduğum mahalleden söylüyorum. Hiçbirini birbirinden ayırmadan seviyorum. Ama elbette Karadeniz’in yeri ayrı. Özellikle bu bölgeyi zihnime koyduğumda aklıma gelen ilk olarak İlkadım geliyor. O İlkadım, Kurtuluş Mücadelesi’nin başlangıcını, Mustafa Kemal Atatürk’ün Karadeniz’e, Samsun’a attığı İlkadım’dan bahsediyorum.”
BENİ BU SOKAKLAR YETİŞTİRDİ
Ben şanslı bir insanım. Ben Trabzon’da doğdum. Burada büyüdüm, burada okudum, çok şanslıyım. Bu şehirde, tam da şu bulunduğumuz bina var ya, Ortahisar Mahallesi…
Şimdi ilçenin adı oldu ama tam karşımız. Yoldan aşağısı Pazarkapı Mahallesi. Binamız Ortahisar Mahallesi’nde, iş yerimiz bu binanın tam köşe başıydı. Hemen bu binanın arkasında dedemin ticarethanesi vardı. Kereste ticarethanesi. Babam inşaat malzemecisi, toptancısı. Buranın taşlarını bilirim.
Ramazan ayını çok severim. Bir camide teravih namazı kılar, sabahlara kadar sokakları arşınlar, sabah namazında bir başka camiye giderdik. Ertesi gün işimiz varsa işimize, okulumuz varsa okulumuza giderdik.
Bu şehirde spor yaptık. Kanuni Sultan Süleyman İlkokulu’nda okudum. Orada beni yetiştiren Naci Karadeniz’in ellerinden öpüyorum.
Beni bu sokaklar yetiştirdi. Esnaf çocuğuydum, çalışırdım. İşçi nedir, amele nedir bilirim, çünkü onlarla çalıştık. Üretmek nedir bilirim, çünkü annemle köyde büyüdüm. Tasarrufu, yaşamayı bilirim. İşte bu şehir bana bunları öğretti. Ramazan ayını neden seviyorum? Çünkü geceyi bitirmeyi sevmediğim için. Vallahi isterseniz sizinle burada sahura kadar kalırım.
HER TRABZONLU GİBİ İYİ BİR TRABZONSPORLUYUM
Tabii, ben de her Trabzonlu gibi iyi bir Trabzonsporluyum. Trabzonsporlu olmak, benim çocukluk hayalimde tribünlerde olmak değildi. Trabzonsporlu olmak, ben açıkçası Şenol Güneş’in yerine göz dikmiştim. Onun yerine kaleci olacaktım. Allah nasip etmedi. Ama başka bir şey nasip etti. 31 yaşında, Allah nasip etti, Trabzonspor’da yöneticilik yaptım. Benden büyük futbolcular vardı. Daha sonra Allah nasip etti, Trabzonspor Basketbol Takımı’nın kurucularından oldum, başkan yardımcılığını yaptım. Ve yine burada spor ve kültür yaşamıyla ilgili hayallerim oldu.
FATİH TEKKE’YE BAŞARILAR DİLİYORUM
Yöneticiyken, sporcumuz ve kaptanımız olan Fatih Tekke’ye Trabzonspor’un başında başarılar diliyorum.
Ben çok şanslı bir insanım. Böyle eşsiz bir yerde, böyle güzel bir coğrafyada; insanı, tabiatı ayrı güzel, tarihi ayrı güzel bu şehrin değerleriyle yetiştim.
FATİH TEKKE’YE BAŞARILAR DİLİYORUM
— 61saat (@61saat) March 15, 2025
Ekrem İmamoğlu: "Yöneticiyken, sporcumuz ve kaptanımız olan Fatih Tekke’ye Trabzonspor’un başında başarılar diliyorum. Ben çok şanslı bir insanım. Böyle eşsiz bir yerde, böyle güzel bir coğrafyada; insanı, tabiatı ayrı güzel, tarihi ayrı güzel… pic.twitter.com/nfeeHKJLB3
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’UN CUMHURİYETE YÜKLEDİĞİ MİSYON
İstanbul’da, dünyanın en güzel şehrinde belediye başkanlığı yapıyorum. Bu bahsettiğim yolculuğun kahramanı kim, biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu’nu Akçaabat’ın Cevizli Köyü’nden Pazarkapı Mahallesi’ne, Trabzon’dan Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan İstanbul’a götürerek dünyanın en güzel şehrinde belediye başkanı yapan duygunun adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Beni o koltuğa oturtan, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’e yüklediği misyondur.
Yoksulun üstüne basa basa zenginleşme derdindeler. Ülkenin doğal kaynaklarını çarçur etme peşindeler. Emeklinin ikramiyesinden ne kadar kısarım da cebimi doldururum bakış açısındalar.
Onlar iyiliği sevmiyorlar, iyiliğe kötü bakıyorlar. Vicdana düşmanlık yapıyorlar. Doğayı, suyu sevmiyorlar. Toprağı, doğayı, suyu talan ediyorlar. Onlar aslında bu cennet vatandan, milletten uzaklaştılar.
23 yıldır bu ülkeyi yönetenlere soruyorum: Samsun kocaman bir şehir. Artvin’den Rize’ye, Giresun’dan Trabzon’a, Ordu’ya kadar bu kadar cennet parça neden işsizliğin en yoğun olduğu iller arasında? Neden gençler buradan koşarak, kaçarak gidiyor? Neden sadece emekliler, o da geçinebilmek için buralara geliyor? Karadeniz’in gençleri, çiftçisi, esnafı neden ayakta duramıyor?
Bir avuç insan neden zenginleşiyor? Karadenizli neden zor durumda? Yatırım yok, refah yok. Milletin refahı bunların derdinde değil. Karadeniz’in kaynaklarını bile peşkeş çekiyorlar. Trabzon, Rize’nin derelerini HES projeleriyle kuruttular.
Bu kadim ülkenin en güzel tabiatını perişan ettiler. Perişan etmeye devam ediyorlar.
İşte tam da bu yanlışlar karşısında dimdik ayakta duruyoruz ve çözüm üretiyoruz. Peşinen söz veriyorum: Sadece Karadeniz’de değil, tüm Türkiye’de tabiatımızı mahveden projelere izin vermeyeceğiz. Doğamızın dengesini bozan projeleri iptal edeceğiz. Suyu kamu yararına yöneteceğiz. Suyun özelleştirilmesini engelleyeceğiz. Yağmur suyu hasadı projeleriyle şehirlerde tasarruf sağlayacağız.
Karadeniz’in dereleri özgür akacak. Suyumuzu bir avuç rantçıya teslim etmeyeceğiz. Rize’nin sanayisini ve iş gücünü yeniden ayağa kaldıracağız. Çay üreticisinin emeğini yabancı şirketlere peşkeş çekmeyeceğiz. Sağlık ve eğitimi güçlendireceğiz. Karadeniz’in tamamındaki şehirler, eğitim başarısında Türkiye’nin en gerisindeki iller arasında. Bu çok kötü...
23 Mart’ta, tam da Cumhuriyet’in özünde, demokrasinin ruhunda olduğu gibi, seçilmişlerin değil, seçenlerin dediği olacak. Gelecek hafta pazar günü, dünyanın bu tarafındaki en büyük demokrasi şöleni bu topraklarda yaşanacak. Demokrasi neymiş, demokratik katılım neymiş göstereceğiz.
Demokrasiden korkan korkaklar da bizi izleyecek. Onlar bir avuç insan. İşte o gün CHP’liler tek yumruk olacak. Türkiye’nin dört bir yanında, büyük davanın neferleri omuz omuza verecek. Partimiz bunu yapmak zorunda.
Bu ülkenin artık kaybedecek zamanı kalmadı. Bu ülke yeniden kalkınma ve refah istiyor. Onun için bu demokrasi devrimi önemli. Bu demokrasi devrimi milletimize diyecek ki, “Tek kişinin isteğinin kıymeti yok, milletin istediği önemli.”
Biz, milletin evlatları ile yürüme konusunda kararlıyız. Bu millet yeniden iş, aş ve özgürlük istiyor. Yeniden istikrarlı ekonomi, sözüne güvenilir bir yönetim istiyor. Bu ülkenin her bir vatandaşı, kendi devletinden korkmadan, özgürce yaşamak ve adil fırsatlara sahip olmak istiyor. Dilediğince çalışmak, üretmek istiyor. Bizim davamız bu davadır, bizim çabamız işte bunun içindir.
Sandığa attığınız her oy, tek adam anlayışına karşı mücadelemizi gösterecek. Sandığa attığınız her oy, tarihe yön verecek. O gün, iktidar için ne kadar azimli olduğumuzu göstereceğiz. O gün, Türkiye’yi bu kâbustan kurtarmak için sırt sırta, omuz omuza verdiğimizi bütün dünya görecek.
O gün gerçekleştireceğimiz demokrasi şöleni, malum kişilerin reddettikleri, milletin iradesini yok saydıkları ortamda, milletimizin ona en yakın zamanda gerçekleşecek genel seçimde atacağı büyük demokrasi tokadının ilk şamarı olacak.
Onlara göstereceğiz.
TRABZON’DA SALON VERMİYORLAR
Bana Kastamonu için salon vermiyorlar, Ordu’nun oy kullanma günü için salon vermiyorlar, Trabzon’da salon vermiyorlar. Ya, o sizin vermediğiniz salon, benim şurada ablamın oturma odasından bile küçük gelir. Siz kim oluyorsunuz? Siz kendini bilmezlersiniz!
Sanırsınız kendi malını bize vermiyor. Ya, bu millet var ya, sizi öyle bir yollayacak ki, kaçacaksınız; kaçarken ayağınız takılıp yüzüstü yere düşeceksiniz. Kaçmayı bile beceremeyeceksiniz! Siz beceriksizlersiniz! CHP’ye salon vermeyecekmişsiniz. Aha size salon! Salona sığmaz zaten bu insanlar. Meydanda buluşur, tek yürek olur, sizi yener. Size ısrarla söyledim.
BURADAN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKARAK SÖYLÜYORUM
Yine söylüyorum. Benim hemşerilerim… Ben kumda top oynadım, dağlara çıktım bu şehirde, ben Trabzon Lisesi’nde okudum. Bu mahallelerde büyüdüm.
Buradan gözünün içine bakarak söylüyorum. O beni izliyordur. Sesimi Karadeniz’den duy! Yılmıyorum, korkmuyorum. Geri adım atmıyorum. Hakkımda ne planlar yaparsan yap! Sosyal medya trolleriyle çalışanlar… Sizi, sizi gidi sizi… Sizi korkaklar sizi!
İMAMOĞLU’NU SİYASETİN DIŞINA ATMAYA ÇALIŞIYORLAR
Televizyonlarda iftira atıyorlar. Ne yapıp edip İmamoğlu’nu siyasetin dışına atmaya çalışıyorlar.
Şimdi diplomama göz koydular. Diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Hem de saraydan ona buna telefon açtırarak, ona buna zorlayarak. Her yerden duyuyorum. Allah’tan dürüst insanlar bu ülkede hâlâ çok ki… Bunların hepsi var ya, hepsi cürümü kadar yer yakar.
6 SENEDE 1200 TEFTİŞ…
Her şey sizin gözünüzün önünde. Bizi havalimanının salonundan bile içeri almamaya çalıştılar. Seçimi elimizden aldılar. O günden bugüne muhtelif davalar açtılar. Hakkımda açılmış davalar, soruşturmalar… Ya, büyükşehir belediyesine 6 senede 1200 teftiş, denetim olur mu? Onların 25 senesinde 200 tane yok!
Bakıyorlar, bakıyorlar, bir yere gidemiyorlar. Hepsi temelsiz, kanıtsız, zorlama. Ama dertleri büyük! Şimdi yarım yamalak iddiaları dolduracaklar bir torbaya, Ekrem İmamoğlu’nu suçlayacaklar.
Ellerinden geleni ardına koymayacaklar. Kirli işler yapıyorlar. Siyaseten beni yenemiyorlar.
Sözüm ona bizi milletin önünde küçük düşürecekler.
Hayale sığmayacak şekilde yalan dolan projelerle, kafalarında dönen stratejilerle beni saf dışı bırakma peşindeler. Hatta bunu mümkünse 23 Mart’tan önce yapmak istiyorlar.
Dertleri koltuk, koltuk… İşin içinde savcılık var, mahkeme var diye kimse aldanmasın. Ortada hukuki bir mesele yok! Ortada, iktidardaki bir avuç insanın siyasi beka meselesi var. Muhalefetin elini kolunu bağlayarak seçim kazanma, koltuklarını koruma peşindeler. “Başınızı ağrıtacak aday kim? Ekrem İmamoğlu. Var mı başka? Bak, sonu bu olur!” diye gözdağı vermek istiyorlar.
2014’ten bu yana bu kardeşiniz onu 4 kez yendi.
Son seçimde kendisi, 17 bakanı İstanbul’u sokak sokak arşınladı. Her yerde mitingler yaptılar. Ne oldu? İstanbullu, 2019’un 23 Haziran’ında 806 bin oy fark atmıştı, şimdi 1 milyonu aştı. 1 milyon kez demokrasi tokadı vurdu.
Buradan, 23 Mart’ta bu yolculuğa çıkarken, büyük bir inançla 5. kez bana yol arkadaşlığı yapmaya, yarenlik yapmaya ve bu 5. kez yapacağımız seçimde bu iktidarı, bu düzeni, bu sistemi, artık bu rejimi Türkiye’nin tarihinden silmeye, demokratik parlamenter sistemi bu ülkeye getirmeye, bu yola çıkmaya bütün Karadeniz hazır mı?
Hep birlikte kazanmaya, milletimizi ikna etmeye, bu yolculuğa hep birlikte çıkmaya hazır mı? (Evet)
Önseçimde oy kullanmaya 1 kişi bile eksik kalmayacak diyerek, inançla demokrasi bayramı yaşamaya hazır mı? (Evet)
Ben buradayım, Trabzon’dayım...
Ne yaparsanız yapın, bu bilekleri 4 kez bükemediniz, hiç bükemeyeceksiniz.
Ben, Trabzon doğumlu Ekrem İmamoğlu, 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul’un belediye başkanı Ekrem İmamoğlu… Varlığımla ve icraatlarımla sizi korkutuyorum, korkutmaya devam edeceğim.
KAYA: “İMAMOĞLU KARADENİZLİ VE TRABZONLU”
Erdem’in konuşmasının ardından CHP’nin Trabzon’daki ilçe belediyelerini temsilen Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya konuştu.
Kaya, özetle şu şekilde konuştu:
“Trabzon bugün tarihi bir gün yaşıyor. Cumhurbaşkanı adayını karşılamak üzere buradayız, mutluyuz, gururluyuz, onurluyuz.
Sizlerin de bildiği gibi memleketin binlerce sorunu var. Ama bu ülkeyi yöneten iktidarın bir tane sorunu var: Yatıyorlar, kalkıyorlar Ekrem İmamoğlu ile uğraşıyorlar.
Oysa bu millet onlara dertlere çare olsun diye oy verdi. Ama onların bir tane derdi var: Ne yaparız da İmamoğlu’nun yolunu keseriz. Yazıklar olsun diyorum.
Bunu neden yapıyorlar, biliyor musunuz?
Çünkü Ekrem İmamoğlu bu memlekette 7’den 70’e herkesin gönlüne girmiş.
Biliyorlar ki Ekrem İmamoğlu erdemli bir insanoğlu, bundan korkuyorlar. Biliyorlar ki Ekrem İmamoğlu Karadenizli ve Trabzonlu, bundan korkuyorlar. Bilmiyorlar ki Ekrem İmamoğlu akıllı, çalışkan, namuslu, dürüst bir vatan evladı. Ve biliyorlar ki Ekrem İmamoğlu hepsinden genç, hepsinden mert… Bundan korkuyorlar.
Ama ne yaparsa yapsınlar, bu kutlu yürüyüşe engel olamayacaklar.
Nazım Hikmet’in dediği gibi: Haksızlıktan yüce, seni nefretten üstün, aydınlık karanlıktan üstünse çaresi yok Ekrem Başkanım, biz kazanacağız. Çaresi yok kardeşlerim, biz kazanacağız.
Kazanabilmek için hep birlikte kolları sıvıyoruz. Her birimiz bir Ekrem İmamoğlu’yuz. Her birimiz adayız. Bu anlayışla, bütün gücümüzle bu memlekete huzur gelinceye kadar, herkesin sofrasında bolluk ve bereket oluncaya kadar, birlikte üreten, adaletle bölüşen Türkiye’yi tesis edene kadar bizlere dur durak yok.
Yolumuz açık olsun…"
BAK: “YOLUN SONUNA GELDİKLERİNİ ONLARDA BİLİYORLAR”
İl Başkanları adına konuşan CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, özetle şu şekilde konuştu:
“Memleketimizin her köşesinden buraya akın akın gelen çok kıymetli misafirlerimiz, yol arkadaşlarım, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Son günlerde millet olarak zor günler yaşıyoruz. Bir yanda açlık ve sefalet sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmiş insanlar, diğer yanda ballı ihalelerle servetine servet katan yandaşlar.
Bir yanda üniversitelerden en yüksek derecelerle mezun olup iş bulamayan gençler, diğer yanda torpilli atamalarla kendi çocuklarını mevki ve makam sahibi yapanlar.
Bir yanda çocuğuna defter, kalem alamadığı için intihar eden ana babalar, diğer yanda da çocuklarını yurt dışına gönderenler.
Birileri hâlâ kendi iktidarları derdinde.
Yolun sonuna geldiklerini onlar da biliyor. Artık ne emekliyi, çiftçiyi, esnafı, dar gelirliyi, kadınları, ne de gençleri dert ediyorlar. İlk seçimde iktidarı kaybedeceklerini isimleri gibi biliyorlar. İşte bu yüzden bugün belediye başkanlarımızı haksız ve hukuksuz gerekçelerle tutukluyorlar. İşte bu yüzden belediyelerimize kayyum atıyorlar.
Halkı için haber yapan gazetecileri hapse atıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen herkese soruşturma açıyor, gözaltına alıyorlar.
Bizler bu korkunun sebebini çok iyi biliyoruz. Bu korku, halkına yalan söyleyenlerin korkusudur. Bu korku, iktidarı kaybetmenin korkusudur. Bu korku, halkına hesap veremeyeceklerinin korkusudur. Bizler CHP olarak, Cumhuriyetin devrimleri ışığında hiç bıkmadan, usanmadan yolumuza devam edeceğiz.
31 Mart yerel seçimlerinde halkımız bizleri birinci parti yaparak iktidar olma görevi verdi. Şimdi bize düşen görev; haktan, hukuktan, emekçiden, emekten, onurlu bir yaşam ve hakça bir düzen için yeniden ayağa kalkma vaktidir.
Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, adaleti ve barışı tesis eden anlayışı yeniden hayata geçirmek için el birliğiyle zorlu mücadeleye başlıyoruz.”
BAK: İMAMOĞLU BAŞKANIMIZ İLE YOLA ÇIKIYORUZ
Bak, “Ekrem İmamoğlu Başkanımız ile yola çıkıyoruz. Tüm baskılara ve hukuk dışı saldırılara karşı dimdik ayakta duran “sizlere namus ve şeref veriyorum” ben bu savaşı kazanacağım diyen Ekrem İmamoğlu ile yola çıkıyoruz. Kazanacağız sevgili kardeşlerim. Halkımız içeni kazanacağız, gençlerimiz için, atanamayan öğretmenlerimiz için, çocuğuna okul önlüğü alamayan anneler babalar için kazanacağız. Açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilenler için kazanacağız.”
ERDEM: KARADENİZ HORONA DURDU
Bak’ın konuşmasının ardından kapsayıcı illeri temsilen gelen belediye başkanları, vatandaşları selamladıktan sonra Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem konuştu.
Erdem, özetle şu şekilde konuştu:
“Şimdi görüyorum burada mahşeri bir kalabalık var. Salon vermediler buranın evladına. Çünkü bu mahşeri kalabalık salonlara sığmaz, ancak meydanlara sığar.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber deyip yaktığınız meşale için bütün Karadeniz horona durdu.
22 yıldır gülmeyi unutan ülkemin bu ezilmiş, mağdur edilmiş, horlanmış insanları tekrar gülebilmesi için meydanlardayız. O yüzden Sayın Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı olsun diyoruz.
Bu seçim gençlerin, yoksulların, çiftçinin, emekçinin, köylünün seçimidir, ezilenlerin seçimidir. Üretip üretip fındığının, tütününün parasını alamayan fındık üreticisinin, tütün üreticisinin, çay üreticisinin seçimidir. Sayın Başkanım, İzmir’den, Ege’nin incisinden yaktığınız meşale şimdi tüm Türkiye’yi, ana yurdu sarıyor. Ekrem Başkan kazandığında Türkiye kazanacak.”