Yıllardan beri Bandırma Vapuru'yla ilgili birçok efsane anlatılır, fakat bu bambaşka bir efsanedir.

Ne derece doğrudur bilinmez ama içeriğinde Trabzon ruhunu çok güzel anlatan önemli bir hikâye olması sebebiyle hoşumuza gitmiştir.

Kurmay Binbaşı Hüsrev Gerede, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıktığı sırada yanındaki kafilede yer alan en güvenilir subaylardan biridir ve aynı zamanda Mustafa Kemal'in Manastır’dan okul arkadaşıdır.

Millî mücadelenin teşkilatlanma aşamasında, Havza Bildirisi ve Amasya Genelgesi’nin hazırlanmasında, Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde alınan kararların belirlenmesinde önemli hizmetler vermiştir.

1884 Edirne doğumlu olmasına rağmen, ilginçtir ki son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne ve Ankara’da kurulan ilk TBMM'ye Trabzon milletvekili olarak seçilmiştir.

Misak-ı Millî kararlarının alınmasında önemli roller üstlenmiş, İstanbul'un işgal edilip Meclis'in feshedilmesi üzerine Ankara'ya dönmüş ve TBMM'nin açılışına Trabzon mebusu olarak katılmıştır.

(Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Milli Savunma ve Dışişleri komisyonlarında görev almış; Bolu ve çevresinde genel müfettişlik (komutanlık) yapmıştır.

Nisan-Mayıs 1920’de Gerede’de çıkan ayaklanmanın bastırılmasındaki başarılarından ötürü Atatürk kendisine “Gerede” soyadını vermiştir.

Kurtuluş Savaşı devam ederken çıkan iç isyanların bastırılmasında önemli rol oynayan Hüsrev Gerede, Cumhuriyet döneminde Budapeşte, Sofya, Tahran, Tokyo, Berlin ve Rio de Janeiro Büyükelçiliklerinde görev yapmıştır.

Mustafa Kemal, Hüsrev Gerede'ye çok güveniyordu. Karadeniz’e açılan Bandırma Vapuru'nda güven duyduğu kişiler arasında Hüsrev Gerede de vardı.

Hüsrev Gerede planı yapmıştı: Bandırma Vapuru’nun ilk istikameti Trabzon'du. Osmanlı Mebusan Meclisi'nin son Trabzon milletvekili ve TBMM'nin ilk Trabzon milletvekili olması sebebiyle Trabzon, onun için çok şey ifade ediyordu.

Büyük Önder Mustafa Kemal Paşa'nın 16 Mayıs 1919'da büyük mücadelenin ilk adımını atmak için yola çıktığı Bandırma Vapuru'nda, kendisi gibi vatan sevgisiyle gözünü karartmış, tarihin kaderini değiştiren 22 kurmay subay ve 25 erbaş bulunuyordu.

Anadolu için, Cumhuriyet için, vatanın kurtuluşu için, bu vatanın evlatlarıyla Boğazlardan Karadeniz'e açılan Bandırma Vapuru'nu İngiliz zırhlısı adım adım takip ediyordu.

Bir yandan da hava muhalefetiyle karşı karşıya kaldılar. İzlerini kaybettirmek için karartmaya gitmişler, kıyıya çok yakın bir şekilde ilerlemeye başlamışlardı.

Tehlike büyüktü! Bandırma Vapuru’nun tecrübeli kaptanı İsmail Hakkı Durusu, gemiyi yönetiyordu.

(Fotoğraf: Miralay Hüsrev Gerede ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Gazi Paşa kamarasında istirahate çekilmişti. Güverteye, İsmail kaptanın yanına çıkan Hüsrev Gerede, "Ne oluyor İsmail kaptan? Bir yandan hava muhalefeti, diğer yandan İngiliz zırhlısının takibi nedeniyle zor durumda kalmadan acilen ne yapmalıyız?" diye sorunca, İsmail kaptan, "Önümüzdeki Samsun limanına çıkmamız mecburidir," diye yanıt verdi. Nihayetinde Samsun limanına yanaşmaya karar verdiler.

Bu sırada Samsun limanına yanaşırken hava muhalefeti dolayısıyla gemi sarsılınca uyanan Gazi Paşa, "Neler oluyor?" diye merak edip güverteye çıkınca Hüsrev Gerede'yi ve İsmail Hakkı Durusu'yu telaşlı görmüş.

İsmail Kaptan’a hitaben, "Kaptan, burası Trabzon değil. Neden bu limana yanaşmak zorunda kalıyoruz?" deyince, İsmail Kaptan, İngiliz zırhlısının takibi ve hava muhalefeti nedeniyle Samsun limanına çıkmak zorunda kaldıklarını ifade etmiş.

Gazi Paşa, İsmail Kaptan’a şu tarihi cevabı vermiştir:

“Farketmez, bize her yer Trabzon...”

Bu hikâye tarih kitaplarında yer almasa da yerelde çok konuşulan, bizi anlatan, önemseyen en güzel hikâyedir.

Trabzonspor'umuzun özellikle deplasman maçlarında bu söylem birinci sloganımız olmuştur.

Yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimizde gittiğimiz yerlerdeki anıları ölümsüzleştirmek istediğimizde, fotoğraf çekilirken birinci önceliğimiz olan üzerinde “Bize Her Yer Trabzon” yazan bordo mavi atkımızı taşımak bizlere her zaman gurur vermiştir.

Abartmadan söyleyebilirim ki, dünyanın neresine gidersek gidelim “Trabzonluyum” deyince açamayacağımız kapı yoktur.

Özellikle ben bunu gittiğim yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimde defalarca yaşadım.

Bu memleketin havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez ama hakikaten farklılığımızla “Bize Her Yer Trabzon…”

(Fotoğraf: Trabzon Milletvekili Hüsrev Gerede)

Bugün, 10 Kasım 2024, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 86. ölüm yıldönümü.

Her karış toprağı işgal edilmiş Anadolu'yu yedi düvele karşı savaşarak kurtaran, bu toprakların yetiştirdiği büyük komutan ve devlet adamı, Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını ve bu vatan için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmiş şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın.

Kalın sağlıcakla...