Türkiye birkaç gündür, bebek katili "Yenidoğan Çetesi"nin akıllara durgunluk veren, şeytanı bile şeytanlığından utandıran kötülüğünü konuşuyor. Yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ölümlerine neden olan bu çete hakkında kan donduran yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Sağlıklı yeni doğan bebeklerin ölümüne ya da ölmek üzere olan bebekleri, ailelerinden daha fazla para almak için zorla yaşatan bu çete, insanlığımızın ne hale geldiğini göstermesi açısından ibretlik bir tabloyu önümüze koyuyor.

Bir insan doktora, hemşireye güvenemeyecekse kime güvenecek? Şeytan, düşmanı olan insanın yaptıklarını görünce şeytanlığından utanıyor. Hiç kimsede Allah korkusu kalmadı. Bebekleri öldürüp, ailelerden aldıkları paralarla alem yapmaya gidebileceklerini ifade edebiliyor bu arsızlar. Üstüne bir de olayın üzerine giden savcıyı ölümle tehdit ediyorlar. Bundan daha büyük bir skandal olabilir mi ki ülkede? Bebeklerin hayatlarıyla oyuncak gibi oynayıp ceplerini dolduran ve paraları alemlerde yiyen bu insanlık düşmanları, bir ay öncesine kadar serbestçe aramızda dolaşıyor, doktor ve hemşire olarak saygı görüyordu.

KAÇ BEBEĞİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDULAR?

Daha buzdağının görünen kısmı ortaya çıktı. Kim bilir kaç bebek bu şekilde hayatını kaybetti. İnsan hayatı bu kadar ucuz muydu? Bu iğrençlikleri yapanlar bir gün kendilerinin de öleceklerini hiç akla getirmiyorlar mı? Hiç mi Allah korkusu taşımıyorlar? Allah korkusu taşımayan, şeytana pabucunu ters giydirmiş, insanlıktan nasibini almamış bu adi suçluları Allah’ın adaletinin tecelli etmesi için hak ettikleri şekilde cezalandırmak bu devletin ilk görevi olmalıydı. Böyle insanların yaşaması onlara verilmiş bir ödül. Ama idam cezası kalktığı için bu hayvanları hapislerde beslemek zorunda kalacağız.

Meselenin bir diğer boyutu da Türklerin nasıl bu kadar aşağılık fiillerde bulunan bir topluluk haline geldiğidir. Büyük çoğunluğunun Müslüman addedildiği bir ülkede, son bir ayda yaşanan cinayetlere, tacizlere, tecavüzlere, hırsızlıklara, mafya hesaplaşmalarına, çetelerin para için bebeklerin hayatına kıyan eylemlerine bakan bir insan, ülke insanlarının Müslümanlardan değil satanistlerden oluştuğu izlenimine kapılır. Bu bir abartı söylem değil, gerçeğin ta kendisi... Bu ne rezilliktir! Biz bu hale nasıl geldik? Nasıl bu kadar kötü olabiliyoruz? Nasıl bu kadar kötü insanları içimizde barındırabiliyoruz? Bu ülkeye şeytan hükmediyor. Acı bir gerçek bu... Şeytanlaşmış insanlarız. Dünyanın her açıdan en berbat sayılı iki-üç ülkesi arasına gireriz. Her geçen gün bir vahşet, kan, cinayet... Her geçen gün tecavüz, taciz, hırsızlık, dolandırıcılık haberleri ile dolup taşıyor internet siteleri, gazeteler...

YAPILANLAR TESADÜF MÜ?

Allah aşkına, Osmanlı döneminde bu coğrafyaları ziyaret etmiş Avrupalıların ne yazdıklarına bir bakar mısınız?

Tanınmış yazar Edmondo de Amicis, Osmanlı halkını bir kitabında şöyle anlatır: “Tetkik ve tespitlerime göre İstanbul’un Türk halkı Avrupa’nın en nazik ve kibar topluluğudur. Koca şehrin en ıssız sokaklarında dahi bir yabancı için hiçbir hakaret ve zarara uğrama tehlikesi yoktur. Halk arasında küstahça bir bakış şöyle dursun, fazla meraklı bir bakışa bile hiçbir zaman tesadüf edilmez. Sokakta kavga eden ayak takımı da enderdir.”

Türkiye Seyahatnâmesi ile meşhur bir Fransız gezgini olan Du Loir, toplumsal yapımızı inceledikten sonra 1650’lerde kaleme aldığı bir yazısında şu ifadelere yer verir: “Hristiyan memleketlerinde pek yaygın olan küfürbazlık, öfke, intikam hissi Türklerde yoktur. Çünkü bunlar, içki ve kumarın kışkırttığı alışkanlıklardır. Osmanlılar için ise içki ve kumar meçhuldür.”

İngiliz sefiri Sir James Porter, 1740’ların İstanbul’unu şöyle tasvir eder: “Gerek İstanbul’da gerekse imparatorluğun diğer şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde ispat etmektedir ki Türkler çok medeni insanlardır.”

GERİYE KALAN PİSLİK YIĞINI NE OLACAK?

İnanılır gibi değil, öyle değil mi? Son bir asırda memleket ve memleket insanı ne hale geldi? Osmanlı döneminde ülkede emniyet ve asayiş olayları yok denecek kadar azken, şimdilerde bebekleri para için öldürüp alem yapmaktan bahseden insanlar aramızda yaşıyor. Bu bizdeki atalarımıza karşı nasıl bir ihanettir? Bu Allah’a yönelik nasıl bir ihanettir? Allah’ın ihlaslı, samimi kullarıydık; şeytanın öz evlatları haline geldik! Sanki sihirli bir el, içimizden bize ait iyi, güzel, doğru ne varsa çekip aldı. Geriye de kötülük ve şeytanilik dolu bir pislik yığını bıraktı!