Ancak bu tabloya bakarken birkaç hafta geriye gitmekte fayda var. O meşhur Karagümrük maçı... Son dakikalarda yenen iki gol, , 3 puanın keyfini çıkaramama.
O gün bu köşede yazmıştık: “Bu sezon böyle maçlar olacak” oldu da.
Trabzonspor genç, dinamik ama bir o kadar da kırılgan bir takım. Öne geçtiğinde dahi oyunu kontrol etme, tempoyu belirleme ve skoru koruma konusunda hâlâ eksikleri var. Buna rağmen ligde sadece bir mağlubiyetle, hem de Fenerbahçe deplasmanında, bu seviyede tutunabilmek ciddi bir başarı göstergesi.
Ancak gelin görün ki, tribün ve şehirdeki hava bambaşka. Taraftarın tepkisi, zaman zaman ölçüsünü fazlasıyla aşıyor. Eleştiri elbette olacak ama son dönemdeki sert ve agresif çıkışlar artık sağlıklı bir tartışma zemininden çıkıyor. Sosyal medya üzerinden yayılan karalamalar, oyuncuların ve teknik ekibin motivasyonunu baltalıyor.
Oysa bu takımın büyümesi için biraz sabır, biraz da inanç gerekiyor. Trabzonspor’un kimyasını bozan şey mağlubiyet değil, erken verilen reaksiyonlar. Henüz ligin üçte biri oynandı, takım gelişiyor. Her şeyden önce bu çocukların biraz nefes almaya ihtiyacı var. Taraftar, eleştirisini yapmalı ama sabırla, akılla, makulle. Çünkü Trabzon’da bir söz vardır: “Fırtına en çok, erken koparsa yıkar.”





