AK Parti Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, altın arama girişimlerine ilişkin ÇED sürecinin de sonlandırıldığını kamuoyuna duyurdu. Bu açıklama, uzun süredir bölgede yaşanan gerilim ve belirsizlikten dolayı endişeli olan ilçe halkında büyük bir sevinç yarattı.

Karadere Vadisi ve Yaylaları Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği Başkanı Şener Şengün, süreci yakından takip eden isim olarak önemli değerlendirmelerde bulundu. Şengün, şirketin bölgeden çekilmesi ve ÇED sürecinin kapatılmasının kendileri açısından “olumlu ve kritik bir gelişme” olduğunu belirtti.

Şengün, eski Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun yaklaşık on gün önce “ÇED sürecini sonlandırdık, ocağı da kapatacağız” yönündeki açıklamasını hatırlatarak, bu beyanın kendilerine “resmi yazı gelmese de güçlü bir taahhüt niteliği taşıdığını” söyledi. Dernek olarak bu resmi belgeye ulaşmak için çalıştıklarını kaydetti.

Sondaj Sahasında Ciddi Hasar Var

Şengün, bölgede yapılan sondajların doğada belirgin bir tahribat bıraktığını dile getirdi. “Hasar olmaz mı? İnanılmaz bir hasar var. Buna rağmen şükrediyoruz çünkü daha kötüsü de olabilirdi.” ifadelerini kullanan Şengün, valilik ve ilgili komisyonun daha önce teminat aldığını ancak bunun 4 milyon 800 bin liralık yetersiz bir güvence olduğunu vurguladı.

“Orada makinenin iki kere deposu dolar bu parayla” diyen Şengün, bozulan yayla toprağının binlerce yılda oluştuğunu ve eski hâline gelmesinin mümkün olmadığını söyledi. Buna rağmen dernek olarak teminatın ağaçlandırma için kullanılması yönünde girişim yapacaklarını açıkladı.

2026’da Daha Yoğun Sondaj Endişesi

Şengün’ün dikkat çektiği bir diğer nokta ise MTA’nın sondaj faaliyetleri için ayrılan bütçe oldu. 2024’te 1 milyar TL olan ödeneğin, 2026 için 49 milyar TL’ye çıkarılmasını kaygı verici bulduğunu belirten Şengün, “Bu demektir ki 2026’da Türkiye genelinde olağanüstü bir sondaj faaliyeti olacak. Yaşamın ve insanın olduğu her yerde biz bu çalışmalara karşıyız.” dedi.

Erikli Yaylası’nda sürecin sonlanması bölge halkı için önemli bir kazanım olarak değerlendirilirken, çevre örgütleri Türkiye genelindeki sondaj ve maden projelerine yönelik daha geniş kapsamlı bir mücadele gerekliliğine dikkat çekiyor.

Gelişmelerin resmi olarak teyit edilmesi ve bölgenin rehabilitasyon sürecinin başlatılması bekleniyor.