Beşiktaş maçının yorumuna girmeden önce, bir tespit yapalım.
70’li hatta 80’li yılların sonuna kadar; futbol futbol olarak oynanırdı.
Ne zaman 90’lı yıllarda küresel sermaye futbolu keşfetti..
-Tüm özellikleri ile futbol mantığı köleleşti.
70’li 80’li yıllarda her şey futbol kulüplerinin kontrolündeydi.
Şimdi küresel sermayenin çağdaş kölesi futbolcuların elinde.
Öyle ilginç, sözleşme maddeleri var ki… Offf duyduğunda şaşırıyorsun.
Mesela bonuslar.
Ne bonusu diyemiyorsun.
Çağdaş köle futbolcuların silahı
Adam atacağı gol, yapacağı asiste bile para istiyor.. Alıyordu.
Küresel sermaye futbolcuyu odak noktasına koydu.
Öyle ki dev gibi şirketler, statta reklam panolarına topu taşıyan futbolcuyu rüşvet bile veriyor… Öyle sağlam alışveriş ki kimse bir şey diyemiyor..
Çağdaş kölelerin, futbol takımı olmadan rolleri sıfır.. Bunu bildikleri için oynadıkları takıma oynadıkları sürece damardan mesajlar veriyorlar.
Sonra, Sörloth gibi çekip gidiyorlar.
Sermaye, Sörloth’a bu imkanı sağlıyor.. Trabzonspor’un da yeşil dolarlar gözünü boyuyor.
Demek o ki..
Küresel sermayenin teslim aldığı futbol, Trabzonspor’u da esir aldı.. Sörloth’u da para esiri yaptı.
Küresel sermayenin bu çağda esir alamadığı tek bir şey var..
Taraftar…
Onun için taraftar şu kampanyayı başlatsın..
Hep birlikte.
Aldığımız formaya kendi ismimizi yazdıralım. Hiçbir futbolcunun adını değil.
Ancak küresel sermayeye böyle dik durabiliriz..
Bir maçın anatomisi..
-Sorloth travması yaşandı
-Maça motivasyon yoktu
-Oyun desen, hiç yoktu
-Ruhsuzluk çoktu
-Yeni transferler uyum sorunu yaşıyor
Bu takımın toparlanması zor.
Oyun kaptanı Abdülkadir Ömür, ağır yük altında eziliyor.
Satılan tüm futbolcular aranıyor.
12 Eylül şehitleri..
Trabzon’da da karanlık sokaklarda ülkücüsünden devrimcisine kardeş kardeşi katletti.
Sokaklar parselendi.
Mahalleler işgal edildi.
Okullar bölündü.
Yurtlar ayrıştırıldı.
Atapark, ülkücülerin obasıydı.
Kimsenin can güvenliği yoktu.
Darbe olduğuna oh dedik.
Kurtulduk diye sevindik.
Sonra darbecilerin o iğrenç yüzü çıktı ortaya.
Ülkücüler, davamız düşüncemiz iktidar biz zindanlardayız diye şaşırdı.
Devrimciler, işkencelerden geçti.
Cinayetlerin işlendiği silah, hem ülkücüyü hem de devrimciyi şehit ettiği öğrenilince, gençlik titredi kendine geldi.
Kahraman Ezber, devrimci has Trabzon çocuğuydu.. Öldürüldü.
Ganita’nın yiğit evladı, Zeki Öztürk, devrimciydi katledildi.
Kadir Boz, Efreil Elvan pusularda devrildi.
Doç Dr Necdet Bulut, KTÜ kampüste çapraz ateşle şehit oldu..
Kadir Pirasoğlu..Kadir Boz, şehrin devrimci çocuklarıydı.. Kuytu köşelerde kanları yere aktı.
Şehit ülkücüler.
Trabzon’un ülkücü şehitleri
Toprağa düşen ilk bozkurt; Ümit Yaşar Beyazoğlu
Daha lise öğrencisiyken koridorda bıçaklanarak şehit edildi..Hamit Şahin… Mekanın cennettir inşallah
Ahmet Çebi, ülkücü şehidini memleketine uğurladıktan sonra Tabakhane’de şehit edildi..
Yıllar aktı ve sonunda, şartlar olgunlaşsın, kardeş kardeşi biraz daha katlettin diye bekleyenler 12 Eylül’de darbeyi yaptıklarında, bir sağdan bir soldan idamları gerçekleştirdi.
Aradan 40 yıl geçti…Acılar hala yüreğimizde kor halinde..
12 Eylül’ün bende bırakan en önemli anısı şu.
Şimdilerde iyi bir dostu olduğumuz ülkücü bir arkadaşım eğer darbe olmasaydı, sen de ölüm listesindeydin demesidir.
O nedenle darbeyi duyduğumda, ilk gün ohhh dedim…Kurtulan canlar için.. Süreç içinde ise lanet okudum, işkencede, dar ağacında kaybettiklerimiz için..
Yakın kuşağa 12 Eylül filmler..!
İşte önereceğim bir kaçı;
Av zamanı
Babam Askerde
Babam ve Oğlum
Beynelmilel
Bu son olsun
Eylül fırtınası..
12 Eylül darbe..
ZAYTUNG
Sergen Yalçın'ın korona testinin pozitif çıkması üzerine, bahis sitelerinde kuponlar yarıya indi...