Bahçeli, Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen "Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu"nda konuşma yaptı.
Bahçeli, Türk düşünce dünyasında iz bırakan isimleri anarak, “Türklüğün yaşaması ve varoluş onurunda hizmeti geçen, emeği ve eserleriyle fikir ve vicdan hayatımıza ışıklar salan büyüklerimize Allah’tan rahmetler diliyor, hayatta olanlara müteşekkir olduğumuzu ifade ediyorum,” dedi.
Toplumun bilmek ve tanımak yolundaki eksiklerine değinen Bahçeli, “İnsanoğlu bildiğinin dünyası, bilmediğinin düşmanıdır. Gözlerine kara perde inenlerin, gönülleri kaskatı kesilenlerin, görüş açıları sıfırla kesişenlerin bilmek ve tanımakla merakı yoktur. Biz bilmenin ve tanımanın davetkar, lütufkar izindeyiz,” sözleriyle bilgiye olan vurgusunu yeniledi.
Bahçeli ayrıca Ziya Gökalp’i anarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminin çalkantılarını iliklerine kadar hisseden bir münevver olarak tanımladı ve Gökalp’in hayatını anmanın ve fikirlerini topluma yansıtmanın önemli bir sorumluluk olduğunu ifade etti: “Hakikatli bir münevver, okkayla mürekkebi beyaz sayfalarda buluşturan müttefiktir. 48 yıllık hayatını şükranla hatırlamak ve sosyal siyasal hayatımıza yansıtmak herkese düşen bir sorumluluk olsa gerektir.”
Bahçeli şu ifadelere yer verdi:
"KÜRTLERİ SEVMEYEN BİR TÜRK VARSA TÜRK DEĞİLDİR"
Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir. Bin yıllık ortak tarihleri var, bugün ortak tehdit var. İlk olarak millet coğrafi bir zümre değildir. Bir imparatorluk dahilinde müşterek siyasi hayat yaşayanların mecbu değildir. Milletin teşekkül ve tekamülünde diğer mühim unsurların yanında işaret eden odur. Damıtılan millet tanımı şudur: Dil bakımından müşterek olan kültürel zümredir.
Bozkurt Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Milli mücadelede ikinci ergenekon sürecidir.
Hapishane köşeleri, sürgün yılları, haksız eleştiriler, asılsız suçlamalar merhum Gökalp'i davasından vazgeçirememiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilhamının arka planındaki kahramanıdır.
Türk milletinin vicdanını, dayanışmasını, tarihsel ilkelerini, dilini, töresini sosyolojik disiplinle analiz etmiştir. Tarihten ders ve ibret almasını bilmiştir. Köksüz düşüncülere, kifayetsiz iddialara, yabancı hayranlığına karşı duran asaletin timsali olmuştur.