DEREYİ GÖRMEDEN...

Trabzonspor, Samsunspor rezaleti ile birlikte üzerindeki ölü toprağını atarak, uzun bir uğraştan sonra "yana, geriye, olmadı en geriye" gibi ucube bir anlayıştan vazgeçtiğini teyit edercesine, önüne çıkan her takıma aynı tarifeyi uygulamaya başlamasıyla dikkat çekti. Önce takım bütünlüğüyle birlikte mücadeleci, presli, coşkulu bir anlayışla kazanılan her topta aklı rakip kalede olan; çok daha önemlisi bu isteği rakibe hissettiren ve istediğini yaptıran bordo-mavililer, deyim yerindeyse taraftarlarını dün akşam hop oturup hop kaldırdılar! Kusursuzdular, hatasızdılar kelimeleri abartılı olur; fakat takımın performansı gerçekten etkileyiciydi.

Hele hele bazı "iyi gün dostları" var ki, dereyi görmeden paçaları sıvarcasına "kitabı yazılacak, heykeli dikilecek" demeye başladılar. Kardeşim, hiç mi ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor? Bir durun, bekleyin, sonra konuşursunuz. Kim istemez futbolcusunu ya da takımını övmeyi? Neyse, geçelim. Bakın, şunu söyleyeyim: Farklı skorlarla alınan son galibiyetler nefes alıcıdır, gurur okşayıcıdır. Ancak çok daha önemlisi, tacı bile geriye oynayan Trabzonspor takımının takım olma yolunda fersah fersah yol katetmiş olmasıdır. İskeletini de nihayet tamamladı.

Şenol Güneş, sahada "patron benim" dercesine sistemiyle, futbolcularıyla anlaşarak birleşti ve bütünleşti. Artık bundan böyle Trabzonspor, kendine yakışır bir oyunla dik duracak ve dikine oynayacak! Bundan sonrası teferruattır bence. Nasıl olsa kaybedilen kaybedildi; öyle veya böyle, ders almak lazım. Sadede gelirsek, alınan bir oyuncu ve alınacak iki oyuncu ile birlikte bu yıl en az Türkiye Kupası’nı müzesine getireceğinden kuşkum yok! Hani derler ya "zararın neresinden dönülse kârdır" diye, işte bu!

Hep diyordum, bilirsiniz: Koca çınarı bu duruma düşürenler utansın. Ve yine diyordum ki, o düştüğü yerden kalkmasını da bilir! Çünkü o bir **"FUTBOL İHTİLÂLCİSİ"**dir. Çünkü o, Türkiye'nin dört büyük takımından birisidir.

Penaltı atışı, futbolun bir temaşa oyunu ise, günde özel ise, olur derim. Tarihimizde var: Liverpool’a karşı penaltı atışını Kadir Özcan'ın yerine Cemil Usta atmıştı. Yok, "hayır, bu bir yol olur" diyenlerin görüşlerine de saygı duyarım. Diyeceğim odur ki, keşke yaşanmasaydı.

Bu vesile ile sevgili Uğurcan’ı tebrik eder, bebeğine sağlıklı, mutlu ve uzun ömürler dilerim.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }