Lig ikincisi formda Trabzonspor, İstanbul'da konuk olduğu lig birincisi Galatasaray'a karşı 4-4-2 düzeninde çıktı sahaya! Maçın değerlendirilmesine geçmeden, kimine göre sahaya diziliş, bazılarına göre de sistem diye adlandırılan konuya kısaca değinmek istiyorum. Adı ne olursa olsun, bu bir görüntüdür.
Hiçbir fonksiyonu da yoktur. Nasıl başlarsanız başlayın, maç içerisinde pozisyonlara göre sayısız dizilişlere gebe olursunuz. Bunu anlatmak istedim. Önemli olan arzuladığınız skordur, gerisi teferruattır.
Şimdi gelelim maça; tempolu, keyifli, bol gollü, hop oturtup hop kaldıran bir maç bekliyordum ve de bekleniyordu haklı olarak. Öyle ya, biri birinci, diğeri lig ikincisi takımlar. Ancak beklentiler boşa çıktı.
Beklemekte kaldı. Maçın favorisi büyük çoğunluğa göre Galatasaray'dı. Ama bekler Mustafa, Pina bir de stoper Batagov yetti de arttı bile lig liderine. Ne Avrupalılığı kaldı ne de seyirci ve saha avantajı! Hatta 61 Saat'teki Serkan ve Cengizhan'a “Galatasaray'ı yenemezsek yazık olacak” dedim.
Şimdi bana, “madem öyle niye?” sorusunu sorar gibisiniz! Haklısınız da. Bordo-mavililer çok çalıştılar, yardımlaşmayı ihmal etmediler. Az hata için efor sarf ettiler. Çok daha önemlisi, inanmışlardı puansız dönmemeye. Ancak bu saydıklarım galibiyet getirecek gol için yetmedi. Çünkü sayısal ve asist için ihtiyaç duydukları başta Muçi, Zubkov ve Augusto'dan gerekli yardımı alamadılar da ondan. Bu önemli nedenden sonra, diğer maçlarda olduğu gibi Onuachu'nun forvetten çok orta sahaya ve defansa gelerek bitkin düşmesi apayrı bir nedendi.
Sonuç olarak, iki takımın da birer şutunun direkten dönmesi dışında ele avuca gelebilecek oyunun olmadığı derbide “dağ fare doğurmuş” oldu.
Not: Maça giderken metroda havasız bırakılan, adeta canlarıyla boğuşan değerli taraftarlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Ve kulübümüz tarafından gereken önlemlerin alınmasını da bekliyorum.