Suiçmez açıklamasında; ”Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin TRAMAR adlı sosyal market açılışı elbette ki toplumumuzun ihtiyaçlarına bir yanıt verme çabasıdır. Yıllardır halkın gerçek ihtiyaçlarını görmeyen, bu iihtiyaçlara uygun projeler yapmayanların Ortahisar Belediye Başkanımızın kent lokantası açmasını örnek alarak sosyal market açmasını olumlu buluyorum. Ancak, bu tür projeleri alkışlamadan önce bu ihtiyaçların neden oluştuğunu, kimlerin bu zorunluluğu doğurduğunu da sorgulamak zorundayız.
AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç TRAMAR’ın açılış konuşmasında, “50 liralık çorbayı konuşmuyoruz” diyerek halkın temel ihtiyacı olan sıcak bir öğünü küçümsemesi, aslında ülkemizde yaşanan yoksulluğu ne denli göz ardı ettiklerini gözler önüne sermektedir. Anlaşılan odur ki sayın Vekil kent lokantasıyla ilgili ya yanlış bilgilendirilmiş, yada kent lokantasının hizmet ruhunu anlamamıştır. Kent lokantasında 50 TL’ye sadece çorba verilmemekte, dört çeşit sağlıklı yemek verilmektedir. Buradan sayın Vekili, Ortahisar Kent Lokantasını ziyaret etmeye davet ediyorum. Orada halkın memnuniyetini gördüğünde Ortahisar Belediye Başkanımıza teşekkür edeceğini düşünüyorum. Kent Lokantalarımızı küçümseyen bu anlayış, halkın boğazından bir tas çorbanın nasıl zor geçtiğini ya göremiyor ya da görmek istemiyor. Bizim açtığımız Kent Lokantaları, günlük 40-50 liraya vatandaşlarımızın doyduğu yerlerdir. Yani bu ülkenin milyonlarca insanının, asgari ücretle ya da emekli maaşıyla hayatta kalma mücadelesi verdiği gerçeğini esas alır.
Evet, gıdaya ulaşmak kolay değil. Ama zorlaştıran, yanlış tarım politikalarıyla çiftçiyi üretimden uzaklaştıran; ithalata bağımlı hale getiren; Türk lirasını değersizleştirerek halkın alım gücünü her geçen gün eriten sizin iktidarınızdır. Bugün vatandaşın temel gıdaya erişimde bu tür sosyal marketlere ihtiyaç duymasının bir sebebi var: AKP’nin 21 yıllık ekonomi ve sosyal politikalarının yarattığı yoksulluk düzeni.
Kendi yarattıkları krizin çözümünü sunuyormuş gibi övünmek yerine, asıl sorunları çözmek için çaba harcamaları gerekirdi. Sosyal devlet, insanları yoksullaştırıp sonra “bakın size uygun fiyatlı market açtık” diyerek değil, vatandaşın refah seviyesini yükselterek, kimseyi bu tür yardımlara muhtaç etmeden kurulur.
Halkımızın şunu çok iyi bilmesini isteriz: Bizim siyasetimiz, milletimizin boğazından geçen bir tas çorbayı küçümsemek değil; o çorbanın hak ettiği saygınlıkla her sofrada yer almasını sağlamaktır. İktidarın görmezden geldiği gerçekleri halkımız görüyor. Bu yoksulluk düzeni kalıcı değildir. Ülkemizin kaynaklarını, halkımızın emeğini adil bir şekilde paylaşacağımız bir düzeni hep birlikte kuracağız.” ifadelerini kullandı.