ZMO Yönetim Kurulu Adına Cemil Pehlevan açıklamalarda bulundu.

Pehlevan açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

İnsanoğlu yaratılışından bu yana her zaman istilacı böcekler ile mücadele etmek durumunda kalmıştır.

Bu istilacı yabancı türler, hem doğal hem de tarımsal ekosistemler üzerinde çok sayıda olumsuz etkiye neden olmakta, ciddi ekonomik kayıplara ve olumsuz çevresel etkilere yol açmaktadır. Dünya’da 500 istilacı böcek ve akar türü bulunmaktadır. Bunların çoğu bitki zararlıları olarak tanınmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de her geçen gün yeni yeni istilacı ve yabancı türler ortaya çıkmaktadır. Bu böceklerin yıllık ürün kayıpları 13 milyar doları bulmakta ayrıca mücadele kapsamında da milyarlarca dolar harcanmaktadır.

Türkiye'nin Kuzeydoğu sınırını Gürcistan'dan doğal yollarla ülkemize 2017 yılında geçiş yapmış ve şu anda, hemen hemen tüm Doğu Karadeniz Bölgesine yayılmış durumdadır. Kahverengi Kokarca için uçuş mesafesinin 70-80 km olduğu düşünüldüğünde yayılış hızı oldukça fazladır.

Kahverengi kokarca 1 ila 5 generasyona sahip olmasına rağmen Türkiye’de 1 yada 2 generasyon görülmektedir. Kışı ergin döneminde, ağaç çatlaklarında, evlerde, ağırlarda, depolarda geçirir. İlkbaharda havaların ısınmasıyla mart sonu nisanın ilk haftalarında kışlama alanlarını terk eder. Mayıs / Haziran aylarında beslenme ve üreme alanlarında görülür. Dişiler Haziran-Ağustos aylarında uygun konukçulara yumurta koyarlar.1. generasyonun iklim faktörlerine bağlı olarak 65-95 günde tamamlanmaktadır. Temmuz sonu, ağustos başı gibi başlayan 2. generasyon Eylül ayının sonunda tamamlanıp böcek ergin olarak kışı geçirmektedir

Konukçu bitki türlerine bağlı olarak, her bir dişi ergin 20-30 lu gruplar halinde 200-400 yumurta bırakabilmektedir. Yumurta kümeleri daha çok bitkide ortada kalan yaprakların alt yüzeylerine bırakılmaktadır. Bir dişi değişik bitkilere haftalarca yumurta bırakabilmektedir. Yumurtadan çıkan 1. dönem nimfleri ve 2. dönem nimfler toplu olarak bir arada beslenir. 3.4. ve 5. dönem nimfleri dağınık olarak beslenmektedir.

Dünya üzerinde en zararlı türler içerisinde yer almaktadır. Baş belası tür olarak ta bilinmektedir….

Bir diğer zararı da, kış aylarına yaklaşırken (kasım sonu aralık) evlere yönelerek ev içine girip hane halkını psikolojik olarak da etkilemektedir. İnsanlarda alerji oluşturabilir. Salgıladığı pis kokudan rahatsız olunabilir.

Ülkemizden görüntüler. 2023 yılında böceğin bitkisel zararından daha çok kışlamak için evlere gittiği gündem olmuştur. Eve girmemesi neler yapılabilir!

En çok beslendiği türler arasında; kayısı, kiraz, şeftali, erik, elma, armut, turunçgiller, dut, hurma, kivi, fındık, ahududu, böğürtlen, üzüm, fasulye, bakla ve bezelye, şeker pancarı, mısır, akçaağaç, söğüt, kelebek çalısı, hanımeli, leylak, domates, salatalık, biber yer almaktadır.

Kahverengi Kokarcanın hem erginleri hem de nimfleri bitkide zarar oluşturmaktadır.

Kahverengi Kokarcanın ergin ve nimfleri konukçularının bitki öz suyunu emerek zarara neden olmaktadırlar. Meyvelerde beslenmesi sonucu yaralanma izleri, çukurlar, şekilsizlikler ve renk değişimleri meydana gelmekte, sonuçta bu ürünler pazarlanamamaktadırlar.

Ayrıca beslenme esnasında salgıladıkları sindirim enzimlerinin etkisiyle meyvelerde acılaşma meydana gelmektedir.

Kahverengi kokarcanın hem ergin hem de nimflerinin zararı ilkbaharda başlayıp ekim ayına kadar (7 ay boyunca) devam etmektedir.

Fındıkta yaptığı emgi zararından başka bakteriyel hastalıkları da taşımaktadır. Fındıkta acılaşmaya da neden olmaktadır. Değer kaybına uğrayan fındıklar sadece fındık yağı olarak tüketilebilmektedir.

Dünyada Uygulanan Mücadele Yöntemleri Kültürel Mücadele: Kahverengi Kokarca kışı geçirmek için kesilen ağaçların çatlaklarını kullanabilir. Bu ağaçlar tespit edilerek imha edilmektedir. Tuzak bitkilerinin kullanımı, çekici tuzak bitkilerini temsil eden ayçiçeği ve soya gibi bitkiler kullanılıp, böcekler çekilerek yakalanarak imha edilmektedir

Bioteknik Mücadele: Kahverengi kokarcayı çekip tuzaklarla yakalamak amcıyla, erkek bireylerinin ürettiği ve dünyada etkili olduğu belirlenen feromonlar (metil (2E, 4E, 6Z) – decatrienoate; PHER) ve ışık tuzakları kullanılabilir. İki bileşenli olan bu feromonlar hem ergin hemde nimflerde etkilidir.

Biyolojik Mücadele: Dünyada bu zararlı türle yapılan bilimsel çalışmalarda Kahverengi Kokarcanın birçok doğal düşmanı olduğu belirlenmiştir. **Carabidae, Reduviidae, Cantharidae, Coccinellidae, Forficulidae, Tettigoniidae, Cachcinellidae, Forficulidae, Tettigoniidae, Cachcinellidae takımlarına mensup bir çok böcek türü Kahverengi Kokarcanın doğal düşmanıdır. Ancak, en etkili olan grupsa yumurta parazitoidleridir (Eupelmidae (Anastatus spp.) ve Platygastridae (samuray arısı)

Kimyasal Mücadele: Kahverengi Kokarcaya karşı dünyanın birçok ülkesinde geniş spektrumlu insektisitler sıkça kullanılmaktadır. Kimyasal kullanımı üretim maliyetlerini, sekonder zararlı böcek salgınlarını, insektisit direncini, sağlık ve çevre risklerini de artırmaktadır. Azadirachtin gibi organik ilaçların da bu türe karşı %70 oranında etkin olduğu bilinmekte ve bu türe karşı bu ilaçlar önerilmektedir.

Ülkemizde Uygulanan Mücadele Yöntemleri Dünyada uygulanan tüm yöntemler ülkemizde de uygulanmaktadır. Bazı alanlarda çiftçiler dal silkeleme ile böcekler toplanmaya çalışılmaktadır.

Bioteknik mücadele Tarım il müdürlükleri personeli tarafından yürütülmekte olup bazı bölgelere yapışkan ve bidon tipi feromon tuzakları asılmaktadır.

Biyolojik Mücadele 2023 yılında TAGEM bünyesinde üretilen Samuray Arıları (Trissolcus japonicus) Artvin ilinden başlanarak salınmaya başlamıştır.

Kimyasal Mücadele Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünce belirlenen bazı ilaçların bu zararlıya karşı atılmasını önerilmektedir.

Kışlak İlaçlaması son yıllarda ülkemizde bu konuya önem verilmeye başlanmış. Tarım il müdürlüklerinin bu konuda yaptığı faaliyetler mevcuttur.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Kahverengi Kokarcanın organik tarımdaki yönetimi çok zordur. Ve uzun yıllar alabilir. Karadeniz Bölgesinde tüm sebze ve meyveler bu böceğin tehdidi altındadır.

Kahverengi Kokarcanın populasyon yoğunluğunun fazla olduğu alanlardaki doğal düşmanların bu türü baskı altına alması uzun yıllar alacaktır.

En kısa sürede sonuç alınabilecek mücadele yöntemlerine öncelik verilerek vakit kaybetmeden mücadeleye başlanmalıdır. Mücadelede tek bir metod yerine Entegre Mücadele yöntemi olarak birden fazla metod bir arada kullanılmalıdır. Böceğin kışı geçirdiği mekruh binalar, çatılar, kömürlükler gibi alanların ilaçlanması önem arz etmektedir. Buna yönelik mücadele uygulamaları tüm alanlarda yaygınlaştırılmalı, böcek erken ilkbaharda kışlaktan çıkmadan önce yapılmalıdır. Bu kapsamda Feromon tuzaklarına ağırlık verilmesi önemlidir. 1 tuzak 4 dolar bir ücretle satılmaktadır. Erken ilkbaharda böceğin uçuşuyla birlikte asılması ve böceklerin yumurta koymadan önce yakalanması önem arz etmektedir. Kolay ve ucuz bir yöntem olan karton kutularının içerisine kağıt, eski elbise, dalaş vd. koyarak kışlamak için toplandıkları kolaylıkla imha edebiliriz.

Mücadele sadece çiftçiye bırakılmamalıdır. Eylem planı revize edilerek çiftçiyi de mücadele uygulamalarına katacak projeler üretilmelidir. (Tuzağın benden, ilacın benden kampanyası vd) Ayrıca sosyal Medya bu amaçla mutlaka yaygın kullanılmalıdır.

Bu türle yapılacak kimyasal mücadelede ise;ergin ilaçlamasında farklı, nimf ilaçlamasında farklı formülasyon kullanılmalıdır. Aynı alanda hem ilaçlama hem de biyolojik mücadele yapılacaksa böceğin biyolojisi ile ilaçlama zamanı örtüşmelidir. Yumurta döneminde ilaç ATILMAMALIDIR. Böceğe atılacak ilacın, formülasyonu, dozu ve nerelere atılacağı iyi bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki; fındıkta sadece bu böcek zarar yapmıyor. Alanda zararlı böcekler üzerinde etkili olan doğal düşmanların da öleceği unutulmamalıdır.

İlaçlama uygulamaları mutlaka denetim altında ve kontrollü yapılmalıdır. İrdelenmesi gereken İnsansız Hava Aracı (İHA) ile ilaçlama UYGUN MU? AŞIRI DOZ ZARARLIMI? İLAÇLAMA ZAMANI UYGUN MU?

Kahverengi kokarca ve diğer böceklerle mücadelenin Milli sorumluluk olduğu, yapılacak bireysel mücadeleler yerine toplu olarak mücadelenin teşvik edilmesi gerekmektedir. Üniversiteler, Araştırma kuruluşları, Kamu, STK, çiftçi örgütleri, çiftçiler hatta toplumun her bireyinin Üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir konu. Düşünmek bile istemiyorum, aksi bir durumda arzu etmesekte sivrisineklerle nasıl ki yaşam alanlarımızı paylaşıyorsak bu böcekle de maalesef yaşam alanlarımızı paylaşmak zorunda kalacağız.

Kahverengi Kokarcasız GÜNLER DİLEĞİYLE…