Bir zamanlar Trabzon! Kuzeyin yadigarı...

BİR ZAMANLAR TRABZON

Kuzeyin Yadigarı...

Papa külahına benzediğinden,
Pontic Alp dağlarının eteğinde,

Son Bizans,
Rumeli,
Roma başkenti,

Tapınak şövalyelerinin
Kutsal Kâse'yi ararken uğradıkları,

Pers savaşında Anadolu'da kaybolan,
Atinalı savaşçıların dört yıl sonra Zigana tepelerinden suyu gördüklerinde
Thalasa, deniz diye bağırdıkları,

Dünya tarihini değiştiren
Cihan padişahlarının, şehzadelerinin yetiştiği,

Cumhuriyetin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün üç defa ziyaret ettiği,

Doğal limanının yanı sıra
Altı bin yıllık Hadrian limanı ile tarih boyu ipek yolu geçiş noktası olan jeopolitik özelliğiyle Trabzon.

Trabzon deyince eskiye dair aklımıza neler neler geliyor değil mi?

Sadece Trabzon'umuza mahsus olan,
Günlük yaşamımızda bile kullandığımız eski, antik Yunan'dan dilimize yer edinen kelimeler ve anlamlarından bazılarını aşağıdaki satırlarda okuyunca sizlerin de,

Evet doğru, hakikaten çok doğru, iyi hatırlıyorum, diyeceğinize adım gibi eminim.

Sotha: Eski Liman,
Ortahisar: Aşağı, yukarı, orta hisarlar,
Soğuksu: Hipodrom tepesi Pazarlar, Pera - Frenk

Yabancılar Mahallesi:
Zeytinlik, Tekke, Kızlar Manastırı, Boztepe, Derviş Tekkesi (Maşatlık),

Ganita: Kale ucu fener,
Gümrük binası, liman.

Abanges: Beceriksiz, akılsız
Abomolis: Zorlukla, son anda,
Abosimas: Ekili tarlanın yağmurdan zarar görmesi,
Aboskevaris: Çevreyi toplama,
Absimon: Ateş,
Absimat: Kıvılcım,
Absimisa: Ateş böceği,
Abuskal: İnsanın kendine iş edindiği şey,
Adohab: İri, büyük,
Afana: Bereketsiz, verimsiz, harap,
Afgurmak: Havlamak, edepsizce konuşmak,
Aftoz: Yar, sevgili, canan,


Ziniya: Tavuk pisliği,
Zinok: Deniz derya,
Zinos: Martı kuşu,
Zipka: Karadeniz'e özgü körüklü şalvar,
Zizil: Toprak içine gömülmüş solucan,
Zifin: Ormanlarda yetişen sarı renkli bir bitki,
Zot: Bıçak bilemek,
Zizoli: İlkbaharda yetişen taze otlar,
Zubun: Entari,
Zuluf: Fındık veya fasulyenin tanelerini kaplayan kabuk,
Zipga: Bacakları dar, ağı geniş, geleneksel Laz pantolonu,
Ziza: Yanmış, çok sıcak,


Zobazorina: Zoru zoruna, kaba güç kullanarak,
Zot: İnatçı, aksi,
Potisiya: Ayakkabı,
Purtul: Paçavra,
Pul: Süs,
Pulim: Yavrum, mini miniğim, tavuğum,
Pupu: Para,
Pusi: Küçük çam fidesi,
Ragraga: Gürültü,
Rahna: Örümcek,
Rama: İplik,
Reiz: Kaptan,
Reyha: Koku,
Rivaoban: Orak,
Sagan: Tabak,
Sakirga: Yapışkan adam,
Salahana: İşsiz, güçsüz adam,
Salahor: Serseri,


Sargan: Zargana balığı,
Sele: Çamaşır sepeti,
Semelek: Kalın kafalı,
Sevdaluk: Sevgi, aşk,
Siksara: Hızlı oynanan erkek horonu,
Sifte: İlk defa, önce,
(Sifte yapmak)
Sinor: Sinir, arazi hududu,
Seya: Çamaşır,
Gurut: Süzülmüş yoğurtla yapılmış bir çeşit peynir,
Kuş lastiği: Sapan
Kuymak: Mısır unundan yapılan bulamaç,


Kuza: Siğil,
Külür: Bezelye,
Labaza: Kuzukulağı benzeri bir bitki,
Lamesli pide: Pazı veya ıspanak katılarak yapılan pide,
Kuzika: Kızım,
Kuzine: İçinde yemek pişirilen soba,
Laska: Boşvermiş,
Lazut: Mısır,
Likarbe: Ormanda yetişen nohut büyüklüğünde siyah mayhoş meyve,
Liver: Tabanca,
Longoz: Dere ile denizin birleştiği yerde oluşan girdap,
Lutriya: Kelepir,
Makel: Kazma,
Makena: Araba, tabanca,
Manya: Çocuk oyunlarında tayin edilen hedef (anya, manya, şampanya, bir şişe kolanya),
Maraz: İllet, hastalık,
Mareslemek: Rehavet çökmek,
Margo: Erkek kedi,
Martin: Tüfek,
Marzalak: Yalan yanlış sözler,
Mayhoş: Ekşi,
Mavroşkil: Bir nevi balık,
Melemet: Palamut,
Memsa: Ayakyolu, hela,
Mereb: Mera, otlak,
Bolaki: Belki, keşke.

Yüzyıllar geçse de sadece yüksek köylerimizde değil,
Günlük yaşantımızda ve hayatımızın her alanında kullandığımız
Geçmişten bizlere miras kalan kelimeleri kullanırken
Başka anlamlar yüklemek isteyenlere müsaade etmemeliyiz.

Bu topraklarda binlerce yıldır kardeşçe yaşayan insanların, (kültürleri ve etnik kökenleri ne olursa olsun)
Dillerinin günümüze kadar ulaşabilmesi, ne kadar zengin bir mozaik'e sahip olduğumuzu göstermektedir.

Bu kutsal topraklar bizlere atalarımızdan ve Cumhuriyet'imizden kalan mirasımızdır.

Zaman,
Yaşamın içinde akan, her anı bir öncekine bağlayan görünmez bir akıştır
Ve zamanın geçişi,

Hayatın bir hikâye gibi ilerlediği bir yolculuktur.

Günden güne, aniden, mevsimden mevsime, değişen bu kavram,
Hayatın dokusunu örüp geçer.

Kalın sağlıcakla...

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }