Hikaye gibisin Hayat;
Okuması kolay yaşaması zor.
Yaşadığını sanıyorsun, sonra bir şarkı çalıyor, yaşayamadıkların geliyor aklına.
Hayallerin, özlemlerin, yarım kalanlar veya hiç başlayamadıkların.
Sonra mı ?
Sonrası ömürden hep ziyan.
Gidenler sanıyor ki; kalanlar her gün benim için ağlıyor, sen radyoyu kapattın diye şarkılar yarıda kalmıyor.
Hayat her ne olursa olsun bir şekilde kaldığı yerden devam ediyor.
Çok enteresan bir döngünün içerisinde yuvarlanıp duruyoruz.
Günlük işlerimiz bu kadar uğraşımıza rağmen hiç bitmiyor, aksine çoğalıyor.
Kendimize ayıracak zamanın kalmadığını ne zaman ki aynaya bakınca yaşlandığımızı görünce anlıyoruz.
Rahmetli babam göz görmez akıl görür derdi oğlum.
Ne enterasandır ki.
Görmüyoruz, duymuyoruz hissetmiyoruz da artık.
Bir çok şeyleri zaman içinde kaybettiğimizin farkına bile varamıyoruz.
Koskoca yaşam içerisinde aklımızda kalan sadece; anılarla dolu çocukluğumuz ve ilkleri yaşadığımız hikayelerimiz.
Geride kalan sadece teferruatlar değilmidir sizce de !!!
İşte bu bizim hikayemiz öyle saf öyle temiz
Kenetlenmiş ayrılamaz kalbimizde ellerimiz
Kanımda canımda dört yanımda
Senden başka hiç kimse olmasın
Birgün dönsen yeter bana gözlerim yolda kalmasın.
Ünlü sanatçımız
Rahmetli Ferdi Özbeğenin şarkı sözlerinde ifade ettiği gibi sizinde bir hikayeniz yokmu !!!
Hiç kimsenin şarkının sözlerinde anlatıldığı gibi bir hikayemiz yok diyeceğini zannetmiyorum.
Doğru veyahut yanlış olsa da hikayeyi yazan insanın kendisidir.
Uzun sandığımız, hiç bitmesini istemediğimiz hikayelerimiz bile zaman içinde yaşanmış bitmiş tükenmiştir maalesef.
Yıllar insanlara günlerin asla bilmediklerini öğretirlermiş.
Evet !!! yıllar geçtikçe geriye dönüş olmayınca insan kendini yanlız hissetmeye başlıyor.
Kalabalıklara alışmış, hayatı koşar adımlarla yaşamış insanlar olarak, nedense belli bir zaman sonunda kendimizle yanlız kalmayı tercih edebiliyoruz.
Evinizin penceresinden dışarıya doğru baktığınızda neler gördüğünüzü hiç düşündünüzmü.!!!
Düşünmeyin çünkü bir şey görmüyorsunuz dur. Sadece öylesine boş boş bakıyorsunuz dur.
İlkbaharda, kırlarda bayırlarda bir kelebek görürseniz onu tutmaya çalışan siz değil çocukluğunuz dur.
Anne baba sevgisini, merhametini bizler için yaptıkları fedakarlıkları hiç unutmadık değilmi.
Kazandıklarımızın kaybettiklerimizden daha değerli olmadığını zaman içinde çok daha iyi anlıyoruz.
Zaman her şeyin ilacıdır dedikleri şey insanların sabrıyla alakalıdır.
Sabır kara bir dikeni yutmak, içerinizden çekip çıkarmaya çalışırken de içeriniz
parçalansa da sesinizi hiç çıkartmamaktır.
Hiç bir şeyin tadı eskisi gibi kalmadı artık dediğimizde bile kendimizin de eskidiğini ve bizim de artık bir tadımızın kalmadığını idrak edemiyoruz.
Sebepleri ve sonuçları hep başkalarında aramaya çalışınca kaybediyoruz maalesef.
İnsan öncelikle kendisiyle sonra çevresiyle barışık yaşamalı.
Sonucunda barışarak büyürüz, savaşarak değil.
Kalın sağlıcakla...