Bayraktar inşaatın 50 yıllık serüvenini anlatan belgesel ile başlayan program Erdoğan Bayraktar’ın konuşması ile devam etti.
Bayraktar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bayraktar, yaptığı konuşmada, şirket olarak 50 yılda önemli başarılara imza attıklarını söyledi. Bayraktar, "50 yıl boyunca çalıştığımız tüm işlerde güvenilir olmayı temel çalışma prensibi olarak benimsedik. Bu sayede, müşterilerimizin güvenini kazandık ve bugünlere geldik" dedi.
EKSİKSİZ TAMAMLADIKBayraktar, şirketin kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği projeleri de anlattı. Bayraktar, "İstanbul'da Fatih, Şehremini, Topkapı, Kaleiçi, Lunapark çevresi olmak üzere; Kocamustafapaşa, İkitelli, İSTOÇ ve Eskişehir'de de konutlar, tatil siteleri, sanayi siteleri, kooperatifler gibi birçok projeyi eksiksiz tamamladık" dedi.
ÖNEMLİ GÖREVLERDE BULUNDUMBayraktar, 1995 yılında KİPTAŞ Genel Müdürlüğü'ne atanmasıyla şirket faaliyetlerinin yavaşladığını ancak şirketin sektör içinde kalmaya devam ettiğini söyledi. Bayraktar, "Devlette görev yaptığım yaklaşık 18 yıllık süre içinde, TOKİ Başkanlığı ve Emlak Konut Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundum" dedi.
İNŞAAT SEKTÖRÜNE ODAKLANDIKBayraktar, son 10 yılda ise tekrar Bayraktar İnşaat'a odaklandıklarını söyledi. Bayraktar, "Ankara'da Etlik Şehir Hastanesi karşısında 3000 konutluk bir proje yürütüyoruz. Ayrıca İstanbul'da da muhtelif inşaatlarımız var" dedi.
BAYRAKTAR AİLESİ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE DEVAM EDECEKBayraktar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bayraktar, konuşmasında, aile olarak inşaat sektöründe devam edeceklerini söyledi. Bayraktar, "Şirketimiz bünyesinde üç şirket bulunuyor. Ayrıca kardeşim Rahmi Bayraktar ve yeğenim Abdullah Bayraktar da BAYER İnşaat adı altında faaliyet gösteriyorlar. Damadım Barış Mandev de Ziya Yapı ismi ile inşaatçılık yapıyor. “Biz esasında aile olarak inşaatçıyız; mühendislik ve mimarlık fakültelerinde okuyan iki torunumu da sayarsak ailede sekiz mimar ve mühendis var. dedi.
GÜVENİLİR OLDUKBayraktar şu şekilde devam etti: "Bugün meslekteki 50 yılımızı idrak ediyoruz, tecrübelerimizi gözden geçiriyoruz, şirket hafızası oluşturmaya çalışıyoruz.
Kıymetli misafirler 50 yıllık çalışma hayatımda elbet yanlışlarım ve hatalarım olmuştur ama çok da gayretim oldu. Esas itibarı ile güvenilir ve aranılır olmak için çok dikkatli oldum. Yarım asırlık gayretli bir çalışmanın tanıtımını yapmak istedim; aile kütüğümüze, aile tarihimize not düşmek istedim. Arzu ettim ki yakınlarım, yakın dostlarım bizim yaptıklarımızı bilsin. Bunun için yakın arkadaşlarımı, akrabalarımı davet ettim.
MÜCADELE ETMEK ÇOK ÖNEMLİDİRAzimli, gayretli ve istikrarlı bir çalışmanın; Tek başına mücadele veren bir insanı, nereye, hangi noktaya taşıdığını, taşıyabildiğini siz kıymetli misafirlerle paylaşmak istedim. Mütevazi bir şekilde kendimi anlatayım istedim. Kendi mazimize not düşebilir miyim, iz bırakabilir miyim, bilmiyorum. Örnek alan, hisse alan, rol model olarak benimseyen olur mu? Bilmiyorum. Fakat böyle bir toplantı bir daha ya nasip! Kalabalık çocuklarım, kalabalık torunlarım, kalabalık yeğenlerim oldu. İş adamlığında bir yerlere geldim. Devlet kademelerinde üst düzeylere geldim. Bu süreçte, hayatım boyunca çok net anladım ve müşahede ettim ki; hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabıra göre ve her şeyin varken sergilediğin tavıra göre, yer tutarsın. Hayatım boyunca bu ifadeyi doğrulayacak çok olaylar gördüm, çok örnekler gördüm. Bana kiminle dost olmak istersin diye sorsalar; Allah’ını seven, Allah’ından korkan, yalan konuşmayan, kibirli olmayan, ekmek parası için çalışan, namazını dosdoğru kılan ve hangi şartlarda olursa olsun arkadaşını satmayacak insanla dost olmak isterdim”
İLK DENEYİMLERİM BENİ PİŞİRDİ“Şunu da paylaşayım sizlerle; makam sahibi iken sana dost olmak isteyen, yakın olmak isteyen birçok kişi makamdan düşünce ortadan kayıp oluyor. Maalesef bu dünya; menfaat dünyası gibi görünüyor. 11 yaşımdan itibaren çalışıyorum, bu çalışma serüveni içindeki 5 yıllık icra takipçiliğini ayrıca paylaşmalıyım. İcra takipçiliği çok zor bir iştir. Borcunu ödeyemeyecek durumda olanın malını haciz edip kaldırmak, haciz edip satmak zor iştir. Hangi sebeple olursa olsun, acze düşmek, çaresiz duruma düşmek zor iştir. Bu durumlarla karşı karşıya gelmek, uğraşmak; beni pişirdi, meslek hayatına hazırladı”
1973 YILINDA BAŞLADIK“İnşaatçılık da kolay iş değil, hele yap-satçılık daha da zor. 1973 yılında inşaatçılığa başladık. 1974’de Kıbrıs Barış Harekâtı oldu, satışlar bıçak gibi kesildi. O günden bugüne hep krizlerle uğraştık. Bugün de ciddi satış sıkıntısı var; Ankara’da devam eden inşaatımız epeyce büyük, arsa sahibi kooperatife 1290 konut vereceğiz. Üyeler bir an önce evlerin bitip kendilerine teslim edilmesini bekliyorlar. Toplamda 3000 konut ve 2 çarşısı olan bir inşaat, güzel bir proje. 2500 konutun yapımına başladık. Bugüne kadar 300 kadar daire sattık. Biz de inşaatı kaliteli yapmak ve bir an önce bitirmek istiyoruz. Tabi ki bu satış yapabilmemize bağlı, piyasa malum…
* Yine İstanbul’da Kartal Samandıra Kavşağı’nda çok müthiş bir eğitim kompleksi yaptık bitirdik. Değerlendirmek istiyoruz.
* Koşuyolu’nda ofis binası yaptık bitirdik ve satışa çıkardık.
* Silivri Selimpaşa’da 17 villa yapıyoruz.
* Kırklareli-Demircihalil köyünde tarımsal üretim ve büyükbaş süt hayvancılığı yapıyoruz. Mevcut kapasitemizi arttırmak ve çiftliğimizi daha geliştirmek için çabalıyoruz.
* Trabzon merkezde, Ortahisar Pazarkapı’da bitirme aşamasına getirdiğimiz cami ve külliye bizim en önemli sorumluluğumuzdur.
Yaptığım çalışmalar ve yaşadığım tecrübeler konusunda hiç mütevazi değilim. Zorlukları çekerek edindiğimiz tecrübeler var, uygulama yaparak, üretim yaparak edindiğimiz tecrübeler var. Doğrusu ömrüm çalışmakla geçti. Uzun süreler masanın iki tarafında da bulundum; özel sektör, devlet sektörü. Mühendis olmanın yanında iyi bir ameleyim, iyi bir teknisyenim. Yine 5 yıl hukuk bürosunda çalışmış olmakla, iyi başlangıçlar yapabilme yeteneğim var. İyi bir takım kurma konusunda da tecrübelerim var.
“Ticari literatüre baktığımızda..., ekonomik geçmişi analiz ettiğimizde..., aile şirketlerinin zor kurumsallaştığını görüyoruz ve birçoğu kısa ömürlü oluyor. Diğer yandan bugün dünyada ve ülkemizdeki en eski ve en kurumsal şirketlerin yine aile kökenli şirketler olduğunu görüyoruz”
“Değerli misafirler, tabi ki eğitim çok önemli, çocukluğumda yani 1950’li yıllarda babamın kitapları arasında büyüdüm. Babamın defterleri, yazıları benim için büyük ilham kaynağı oldu. O günün şartlarında bizim köyden hatta Of’tan lisede okuyan, liseyi bitiren çok azdı. O devirde Of’ta lise de, ortaokul da yoktu. 3 yıl olan ilkokulu 5 yıla tamamlama okulu vardı.Babam ve arkadaşları Of’taki 2 yıllık eğitimden sonra, ortaokulu Bayburt’ta ve Gümüşhane’de, liseyi ise Trabzon’da ve Eskişehir’de tamamladılar”
EN BÜYÜK DAYANAĞIM SORUMLULUĞUM OLDU“Ezcümle ve esas itibarıyla, bugün buradaysam, bizler buradaysak, aile efradım ve çocukları ile birlikte bu noktada isek; bu önce Allah’ın lütfudur, sonra da Anamın sayesinde olmuştur. Anamın azmi, bitmek tükenmek bilmeyen mücadele gücü, çalışkanlığı ve cesareti en büyük dayanağım ve sorumluluğum oldu. Anamın mekânı cennet olsun. Sizlerin de bütün geçmişlerinize Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Bana bu yolda yardımcı olan herkese teşekkür ediyorum. Mustafa İnan ve eşi Hanife halaya, Rauf Durmuş’a, anneanneme; Fevzi, Fehmi ve Rahmi dayılarıma Allah gani gani rahmet eylesin. Sariye Durmuş abladan ve Asiye İnan abladan Allah razı olsun. Çocukluktaki en yakın arkadaşlarım Orhan Eren, Şakir Kumaş ve Necim Saraçoğlu’na Allah rahmet eylesin”
ŞİRKETLER KURDUM“Rahmi dayımın da hayatımın şekillenmesinde önemli katkısı var. Bugün teşrif eden kıymetli arkadaşım, kıymetli kardeşim, eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Sayın Hüseyin ÇELİK’in rahmetli babası Van’da dayımın iyi bir dostu idi.
Değerli misafirler 50 yıllık inşaatçılık hayatımda birçok ortaklarım oldu, birçok ortaklıklarım oldu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile ve yabancılarla şirketler kurdum”
ZORLUKLAR İNSANI PİŞİRİR“Öğrendiğim ve öğretmek istediğim birkaç hususu sizinle paylaşmak istiyorum. Zorluklar insanı pişirir. Çalışarak öğrenmek, uygulama yaparak öğrenmek, üreterek öğrenmek çok verimlidir. Konuşmasını bilenler, iyi hatip olanlar, sunum yapabilen ve özgüveni yüksek olanlar daha kolay üst makamlara gelebiliyorlar. Değişen ve gelişen dünya şartlarına ayak uyduramayanların silindiğini gördüm. İstişare yapmadan, kafasına göre iş yapanların tosladığını gördüm.
Kıymetli misafirler. Aldığı işi müspet veya menfi bitirip teslim edenlere teşekkür ediyorum. Emaneti ehline verenlere ve aldığı emaneti lâyıkiyle taşıyanlara teşekkür ediyorum. “
GAZEL OKUYANLAEDAN ÇOK ÇEKTİM“Çok değerli misafirler, bir de sıkıntı veren tipleri ifade etmek istiyorum. Yalancılardan, kibirli insanlardan, haddini bilmeyenlerden ve hazır yiyicilerden çok çektim. Başkasının yetkisini ve gücünü kullanıp suistimal edenlerden Hak etmediği yerlere gelmek için türlü entrikalar yapıp, takla atanlardan Emek vermediği halde, emir vermeye çalışanlardan Dışarıdan gazel okuyan ve ahkam kesenlerden çok çektim…”
KÖYÜMÜ, GEÇMİŞİMİ UNUTMADIM“Çok kıymetli misafirler, geldiğim yeri biliyorum. Trabzon, Of’un Gürpınar (Mapsino) köyünden, Ahmet oğlu Erdoğan BAYRAKTAR’ım. Kısacası Zimşo’nun Erdoğan… Davet ettiklerimden gelemeyenler var ama bizim ortamımız bu salon, bizim yakın çevremiz sizlersiniz. Hepinize en içten ve tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Allah hepinize sağlık, mutluluk ve huzur versin. Cenabı Allah evlatlarınızın bahtını açık etsin. Kıymetli misafirler, samimiyetle ifade ediyorum; elimden geldiği kadar, gücümün yettiği kadar memleketimi unutmadım, köyümü unutmadım, köylülerimi, yakınlarımı unutmadım. Dostumu, düşmanımı tanımaya, ayırt etmeye çalıştım, fakat beni sevene de sevmeyene de yanımda olana da karşımda durana da iyilik etmek istedim. Hiç kimseye bilerek bir kötülük yapmadım”
DOST OLMAK İSTEYENLER MAKAMDAN DÜŞÜNCE ARKAMDAM KONUŞTULAR“Bazen iyilik yaptıklarımın, bazen de yapmadıklarımın bana kızdığını, küstüğünü ve sitem ettiğini gördüm. Makam, mevki sahibi iken çok yakınımda olmak isteyen kişilerden birçoğunun, makamdan düşünce arkamdan konuştuklarını gördüm. Özel sektörde çalışırken işime iyi sarıldım, başladığım her işi layıkıyla bitirdim. Devlet sektöründe çalışırken, mesai arkadaşlarım, çalışma arkadaşlarımla birlikte Vatan dedik, Bayrak dedik, üretim dedik. Devlet terbiyesi ve ciddiyetini önümüze alarak özel sektör dinamizmi ve üretkenliği ile çalıştık”
ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR“Şunu da vurgulamak istiyorum; çok çalışarak kazanmak ve ihtiyaç durumuna göre yardım etmek, harcama yapmak çok mutluluk ve huzur verici bir durum. Cömert olmak ne kadar iyi ise; savurgan olmanın da o kadar kötü olduğunu belirtmek istiyorum. Değerli misafirler; Bugün dünyanın bulunduğu konjonktür, Türkiye’nin bulunduğu durum; çok çok çok çalışmamızı gerektiriyor. Bugün görüyoruz ki zalim İsrail vahşet saçıyor. Bir soykırım uyguluyor, masum çocukları katlediyor. Müslümanlar olarak; bunu engelleyebilmek için bugün yeteri kadar silahımızın olması gerekirdi. Bugün Türkiye olarak; borcumuzun olmaması gerekirdi. Bugün Türkiye olara; kişi başı gelirimizin 20.000 doların üzerinde olması gerekirdi. O zaman biz İsrail’in bu vahşetine dur diyebilirdik. Tüm gençlerimizin, tüm insanlarımızın; daha çok çalışmalarını, vatanımızın; daha kuvvetli bir konuma gelmesini bekliyorum. Türkiye’nin gelişmesini diliyorum. Tekrar hepinize en içten sevgilerimi saygılarımı ifade ediyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum”
Bayraktar'ın konuşmasının ardından davetli konuşmaları ile program sona erdi.