Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, ismi "Seher" olan ve Danimarka'da yaşayan bir kişi, yaşadığı ülkede adını değiştirdiğini, iki ülke kayıtlarındaki isim farklılığı nedeniyle sıkıntılar yaşadığını belirterek Türkiye'de de adının değiştirilmesi için dava açtı.
Yerel ve Bölge Mahkemelerinin Kararları
Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın reddine karar verdi. Mahkeme, davacının sosyal hayatında isim farklılığı nedeniyle sorun yaşamadığını ve talebin haklı bir nedene dayanmadığını belirtti. Kararın istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını hukuka uygun bularak başvurunun reddine karar verdi.
AYM'nin Kararı ve Gerekçesi
Davacı, hak ihlali iddiasıyla AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılmak üzere karar örneğinin yerel mahkemeye gönderilmesine karar verdi.
Kararın gerekçesinde, kişilerin isminin korunması ve kamu düzenini bozmadığı müddetçe değiştirilmesine imkan tanınması yönünde devletin pozitif yükümlülükleri bulunduğu bildirildi. Kişilerin isimleri üzerinde tasarrufta bulunmasının gerekli olduğu durumlarda Anayasa'nın 20. maddesinin geniş yorumlanması gerektiği vurgulandı. İsim değişikliği taleplerinin reddi durumunda ise ilgili ve yeterli gerekçeler sunulmasının gerekli olduğu kaydedildi.
Somut Başvuru Değerlendirmesi
AYM, başvurucunun Danimarka'da ismini değiştirmesi nedeniyle iki ülkeye ait kimlik ve belgelerindeki isminin farklı olması nedeniyle resmi işlemlerde sorun yaşayabileceğine dikkat çekti. Kararda, yargı makamlarının karar verirken "kişisel menfaat ile kamusal menfaat" arasında adil bir denge kurmadığı belirtildi.
Sonuç olarak, AYM, isim değişikliği konusunda çatışan menfaatlerin dengelenmesine yönelik somut başvuru özelinde değerlendirme yapılmaması ve ret kararının anayasal güvenceleri gözeten ilgili ve yeterli gerekçe içermemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Bu nedenle, Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği tespit edildi.
