Trabzon’un kalbinde bir zamanlar bir stat vardı… Hüseyin Avni Aker. Kimi için çocukluğun sesi, kimi için gençliğin çığlığıydı. Yıkıldığında şehir hüzünlenmişti ama sonrasında aynı alanda yeşeren bir umut doğmuştu: Hüseyin Avni Aker Millet Bahçesi.

2021’de açıldığında, şehrin merkezinde nefes alınacak, dinlenilecek, spor yapılacak bir cennet gibiydi. 60 dönümlük yemyeşil bir alan, koşu yapanlar, çocuk sesleri, kitap okuyan gençler… Kısacası Trabzon’un en güzel yüzlerinden biriydi.

Ama dört yıl geçti. Zaman, ilgi görmeyen her şey gibi, burayı da yormuş. Önce yeşil zemin bozuldu, sonra koşu pistinin yüzü çatladı. Bir zamanlar koşanların ayak sesleriyle yankılanan pist, şimdi sessizliğe bürünmüş durumda. Üstelik yalnız pist değil, çevresindeki bölümler de yıpranmış.

Bir ara orada bir sentetik buz pisti vardı. Hani çocuklar kışın orada kayardı ya… O da artık sadece bir “iyi fikir” olarak hatıralarda kaldı.

Trabzon Büyükşehir Belediyesi aslında elini taşın altına koymuş. Geçtiğimiz aylarda yeşil alanı canlandırmak için bir çalışma yapılmış. Fakat yaz aylarında düzenlenen etkinlikler, o çabayı da gölgede bırakmış. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, yoğun kullanımın verdiği zarar belli.

Şimdi belediye yeniden harekete geçmiş. Etkinliklerin sona ermesini bekliyorlar. Sonrasında büyük bir tadilat planı devreye girecekmiş. Yürüyüş yolları, koşu pistleri, yeşil alanlar… Hepsi elden geçirilecek. Tadilat ihalesiyle birlikte Millet Bahçesi’nin ilk günkü görünümüne — hatta belki daha da güzel bir hâline — kavuşması hedefleniyor.

Dört yıl… Kısa gibi görünebilir ama bir kenti ayakta tutan şey yalnız binalar değil, bakımdır, ilgidir, sevgidir. Hüseyin Avni Aker Millet Bahçesi de bunu hatırlatıyor bize. Şimdi sıra, o eski enerjiyi, o huzurlu yürüyüşleri geri kazanmada.

Umarız bu kez sadece açılışta değil, her mevsimde aynı özenle bakılır oraya. Çünkü Trabzon’un kalbi, yeniden nefes almak istiyor.