Dün geceki Samsunspor-Trabzonspor maçını izlemeyen birisi, müsabakanın istatistiklerine bakarak "Herhalde Trabzonspor farklı kazanmıştır!" der. İlk yarı değilse de ikinci yarı böyleydi. Peki neden böyle oldu, derseniz; hakem faktörü mü, VAR faktörü mü, "Herkese VAR da bize yok" faktörü mü? Bunlar her daim olduğu gibi bu maçta da vardı.

Ama realiteleri halının altına süpürmeden hepimiz—taraftarlar, yöneticiler, teknik heyet, ben ve her bir Trabzonsporlu—sesli düşünelim, hatta bağıralım: "Ne bu hâl?" diyelim ve sorgulayalım.

Ligde üçüncü olan takıma 13 transfer, hem de ne transferler, yapılarak dibine kibrit suyu dökülen Trabzonspor, her geçen hafta geriye gidiyor. Bakın Samsunlular, rüyalarında Trabzonspor'u üst üste iki kez yendiklerini görseler inanmazlardı.

Gelelim sadede. Kupalar ve ligin 17 maçında takımın en iyisi Uğurcan ise—ki kalitesine asla lafım yok—topu eliyle oyuna sokmaktan vazgeçmiş, hiç sevmediği işi yapıp topu kargalara yolluyorsa, bunun adına güvensizlik denmez mi? Koca Trabzonspor’un oyuncularının tek bir Samsunlu oyuncuya yenik düşmesine ne demeli? Hiç mi sıkılmadınız!

Şimdi takımın genel resmine iyice bakalım. Hâlâ takım olamadık, takımı renklerinden tanır hâle geldik. Oyuncular, topla fazla oynadıklarını ve oyunu önde tuttuklarını sanıyorlar ama işin aslı hiç de öyle değil! Üretkenlikten çok uzaklar. Takımda lider yok; topu ayağına alan, Nwakaeme’nin yüzüne bakıyor. O da adeta, "Ben yaşlandım, yoruldum artık" dercesine taleplere cevap veremiyor.

Daha fazla detay vermenin anlamı yok, ama benim asıl kahrolduğum nokta şu: Samsunsporlu oyuncuların bir Trabzonsporlu oyuncuya 3-4 kişiyle saldırmasına karşın, "Bunlar deli mi nedir?" dercesine futbolcularımızın bunu seyretmesi!

Bakın beyler, benim takımımın futbolcusu sorumludur, formasına sevdalıdır, yenilgiyi zul addeder. Rakibe geçilirse gurur yapar. Geçemezse de gurur yapar. Biz böyle gördük, böyle öğrendik. Bu takımın adı "Futbol İhtilâlcisi" ise bundandır.

Şimdi, Şenol Hoca’nın yapmak istediği değişime ve vermek istediği tedaviye cevap vermeyen, bunu sadece "sokma akıl" olarak algılayanlara soruyorum: İstediğiniz her şeyi alıyorsunuz da bizlerin sizden istediği, sıra dışı olan bu formanın hakkını neden vermiyorsunuz?