Meydan Parkı’nda Atatürk Anıtı önünde düzenlenen basın açıklamasında metni sendikanın şube başkanı Dilek Fidan tarafından okundu.
Fidan, “Bundan 65 yıl önce Dominikli kız kardeşlerin 25 Kasım 1960 yılında öldürülmeleriyle sonuçlanan, ancak o günden bugüne on yıllardır mücadelemizin içinde yaşayan kız kardeşlerimizin faşist diktatörlüğe karşı verdikleri mücadele, bugünkü kadın mücadelesini ateşleyen meşaledir. Tüm dünya kadınlarının özgürlük mücadelesinin simgesi olmuştur. Kadınlar 1981 yılından bu yana her 25 Kasım’da şiddete, tecavüze, kadın cinayetlerine, her türlü sömürüye karşı meydanları boş bırakmıyor, alanlara çıkıyor. 2025 yılında, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne girerken, özellikle Türkiye olarak bizim coğrafyamızda kadına yönelik şiddet günden güne tırmanıyor.” dedi.
“Türkiye’de geçtiğimiz yıl 394 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 258 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.” şeklinde sözlerine devam eden Fidan şu ifadeleri kullandı:
UTANÇ VE ÜZÜNTÜ VERİCİ
“2025 yılının ilk 10 ayında erkekler tarafından öldürülen 317 kadın ve 194 şüpheli kadın ölümü sayısı ile bu sayı geçtiğimiz yılı yakalamak üzere… Hemen hemen her güne 3 kadın cinayeti denk gelmektedir. Uluslararası verilere göre Türkiye, kadın şiddeti konusunda dünya liderliğini sürdürmektedir ve bu durum bizim için utanç ve üzüntü vericidir. Siyasi iktidarın hukuksuz biçimde İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekilmesine ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerinin gerektiği gibi uygulanmaması, kadın cinayetlerinin önünü açan en önemli etkendir. Şiddeti tırmandıran, failleri cesaretlendiren tutumuyla kadın cinayetlerinin artmasında en büyük neden siyasi iktidarın kadını yok sayan politikalarıdır. Sözde olan ama uygulanmayan ‘erkeği kadından uzaklaştırma’ kararları kadın cinayetlerini önleyememektedir. Ancak kadınlar, kadını yok sayan tüm politikalara karşı İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyor, vazgeçmeyecek! Kadın cinayetlerinin politikliğini haykırmaktan, ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demekten geri durmuyoruz. Biz kadınlar:
– İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmasını,
– Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesine ilişkin ILO 190 sayılı Sözleşme’nin hükümet tarafından imzalanarak etkin biçimde uygulanmasını,
– Güvencesiz çalışma yaşamları ve eşitsiz ücret politikalarına karşı eşit değerde işe eşit ücret verilmesini,
– Toplumsal cinsiyete dayalı istihdam açığının kapatılması için ev içi sorumlulukların kadınlar üzerinden alınarak nitelikli ve yaygın kamusal hizmetlerin artırılmasını,
– Kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdamın yaratılmasını
talep ediyoruz.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri karşısında cinsiyetçi ‘iyi hâl indirimi’ ve cezasızlaştırma politikalarından vazgeçilmesinin, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önüne geçilmesinde gerekli ve zorunlu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ
DİSK Dev Emekli-Sen olarak Mirabel kız kardeşlerin diktatörlüğe karşı mücadele ettikleri için öldürüldükleri gün olan 25 Kasım 1960 tarihinin yıl dönümünde mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyor, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması; kadınlara yönelik şiddet, taciz ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için erkek şiddetiyle mücadele eden tüm kadınları sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz!
Kadın, Yaşam, Özgürlük!”