ÖZEL - KUZEYANADOLU.NET

Trabzon hem Asya-Avrupa ulaşım ağının bağlantı noktasında bulunması, hem de Kafkasya üzerinden Doğu-Batı göç yolu üzerinde yer alması, bölgenin kontrol edilmesi girişimlerini de beraberinde getirmiştir. Nitekim Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethedip Bizans İmparatorluğu’na son vermesinden sonra 1461’de Trabzon’u alarak Komnenos Krallığını ortadan kaldırması da bu stratejik düşüncenin sonucudur.

Emperyalizmin Şark Meselesi adını verdiği Osmanlı Devletinin parçalanmasının son aşaması ise Birinci Dünya Savaşı ile sahneye koyuldu. Savaşın başlangıcında, Osmanlı toprakları İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında yapılan gizli anlaşmalarla paylaşıldı. Bu paylaşımda, Boğazlar bölgesinin yanında Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’in bir kısmı, Çarlık Rusya’sına bırakıldı.

Bu sürecin sonunda 18 Nisan 1916’da Trabzon Rus ordunsun işgaline uğradı. İşgal kuvvetlerinin Trabzon Rumları tarafından sevinç gösterileri arasında karşılanması, yüzlerce yıldan beri birlikte yaşayan Müslüman Türklerle Rumlar arasındaki bir arada yaşama iradesinin bozulma sürecinin başlangıcı oldu. Trabzon Müslüman Türklerinin batıya doğru göçe başlamasına neden oldu. Bu gelişmelerle birlikte, Açlık, sefalet ve salgın hastalıklarla mücadele etmeye çalışarak canlarını kurtarmaya çalışan muhacirler, Giresun, Ordu, Samsun, Amasya ve Tokat başta olmak üzere Batı Anadolu’ya doğru zorlu bir yolculuğa çıktı. Her türlü olumsuzluğa rağmen ayakta kalma mücadelesi vermeye çalıştılar.

1917’de Rusya’da yaşanan Bolşevik devrim sonunda işbaşına gelen yeni yönetimle 18 Aralık 1917 tarihinde Erzincan Protokolü imzalandı ve Rus ordusunun geri çekilme süreci başladı. Bölgede meydana gelen otorite boşluğunu, kendileri açsısından yeni bir fırsata dönüştürmek isteyen Rum ve Ermeni çeteleri, savunmasız ve güvenlikten yoksun Türk köylerini basarak katliamlara başladılar. Yeni bir mezalime fırsat vermek istemeyen Türk birlikleri, Harşit’in batısından hareketle Trabzon’a doğru ilerledi ve 24 Şubat 1918 tarihinde Trabzon’u kontrol altına aldılar. Ardından iki yıla yakın bir süre evlerinden- barklarından uzaklarda yaşam mücadelesi veren Trabzonlular memleketlerine geri dönmeye başladılar.