İnsan dünyaya geldikten sonra hayat boyu ruhen, bedenen, zihnen sürekli bir gelişim ve değişim içerisindedir. Bu gelişimin, hayat boyu düzenli olması ve sürekli iyiye doğru olması çok önemlidir.

İki günü eşit olan ziyandadır düsturu ile her insan bilinçli olmalı, sürekli yeni bilgi ve beceriler ile kendisini geliştirmelidir. Her insan kendinde var olan zayıf yönlerini, yıllar içinde oluşan hoşlanmadığı ama alışkanlık haline gelmiş bazı davranışlarını değiştirmek istediğinde zorlanır hatta bazen umutsuzluğa kapılır, çünkü alışkanlık haline gelmiş davranışları değiştirmek için zaman, çok sağlam-güçlü bir irade gerekir. Her insan kendisinde hoşuna gitmeyen davranışlarını değiştirmek için dönem dönem az ya da çok çaba gösterir. Bazen bu çaba sonucu değişimler etkisini gösterir ancak çabayı uzun zaman sürdürmek, değişimi kalıcı hale getirip alışkanlık hatta refleks haline getirmek hiç de kolay bir şey değildir. 

Mübarek Ramazan-ı Şerif, insana normal zamanda yapmakta çok zorluk çekeceği ciddi değişimlerin aslında zor olmadığını, güçlü bir irade ve destek ile hayatta birçok değişimi çok kısa sürede yapabileceğini gösterir. Her insanın aylardır süren günlük yaşam şekli bir anda hatta bir gecede değişime uğrar: akşam teravih namazı, gece sahur yemeği, gündüz oruç, mukabele, akşam iftar sofrası. 

İnsan, normal zamanda sabretmekte zorluk çekeceği açlık, susuzluk gibi birçok şeye Ramazan ayında kolaylıkla sabredebildiğini ve iradesini ortaya koyduğunda ne büyük şeyler başarabileceğini Ramazan ayı vesilesiyle yaşayarak öğrenir

Ramazan ayı birçok özellikle ve güzellikle gelir. Özellikle de oruç ibadeti içinde gösterişi hiç barındırmaması itibariyle mükâfatı çok büyük olan bir ibadettir.  Hiç kimse gösteriş olsun diye oruç tutmaz. Oruçlu olduğunu iddia edebilir ama oruç tutmaz. Çünkü bir insanın oruç tutup tutmadığının kontrolü imkânsız olup oruç kişiyle Yüce Yaratıcı arasındadır. Bu sebeple oruç ibadetinde riya ve gösteriş olması imkânsızdır.  Öyle ki bütün ibadetlerin sevapları Cenabı Hakk’ın görevlendirmiş olduğu melekler vasıtasıyla verilirken oruç ibadetinin sevabını Yüce Allah yalnızca “Ben veririm” buyurarak orucun Rabbimizin katında nasıl bir erişilmez kıymete sahip olduğu haber verilmektedir.   

Orucun manevi ecri çok büyük olduğu gibi maddi-bedeni faydaları da çok büyüktür. Oruç bedeni rahatlatan, koruyan ve ruhi-bedeni birçok hastalıkta en etkili tedavi şekillerinden biridir. Oruç; ağır ve sert öfke patlamalarına, ani duygusal davranışlara, ürperti ve gerilmelere karşı sinirlerin gücünü, kuvvetini, kabiliyetini artırır. Sabır duygusunu geliştirerek sabırlı olmak gücünü, kuvvetini kişiye kazandırır. Cesaret ve gayretini geliştirir, vücutta hormonsal dengeleri düzeltir, psikolojik sıkıntıları teskin eder ve birçok rahatsızlığın ilerlemesini önler, fikri rahatlatır, iç şuuru kuvvetlendirir. Orucun, endişe-kaygı fazlalığı ve sinir bozukluklarından meydana gelen psikolojik hastalıkların tedavisinde etkili olduğu da ortaya çıkmıştır.

Psikoloji alanında çalışanlar ibadet, dua, kuvvetli inancın; üzüntü, endişe ve korkunun zararlarını önlediğini tespit etmişlerdir. Hastalıkların önemli bir bölümü de bu üç duygunun kontrolsüz yoğunlaşmasından kaynaklanmaktadır. Meşhur Psikiyatrist Carl Jung: ruhi hastalık sebeplerinden birinin inançsızlık-inanç zayıflığı olduğunu söyler: 

-Ağır hastalık içerisinde olan hastaların içerisinde inancı kuvvetli olan hastalar çabucak iyileşiyorlardı demektedir. Psikiyatristler, sinirlerimiz gergin, canımız sıkkın olduğu anlarda, birisine derdimizi söyleyerek paylaşmanın bile ilaç yerine geçtiğini söylemektedirler. Kimseye söyleyemeyeceğimiz dertleri bile her şeyi duyan ve bilen, her şeye gücü yeten Allah’a arz etmek, ondan yardım dilemekten büyük şifa ve çare kaynağı olabilir mi?

Allah’ın rahmetinden ümidini keserse insan işte, asıl o zaman kendine güvenini yitirmiş, kötü bir vicdana sahip olarak mahvolmuş demektir. 

Oruç ibadetinin etkilerini maddeler halinde özetlersek:

1- İnanç duygusunun özümsenmesi ve yerleşmesi

2- Kişilik ve karakterin güçlenmesi. 

3-Toplu ibadetlerle sosyalleşme becerisini geliştirmesi

4- Beden-ruh sağlığı ve temizliği 

Oruç vesilesi ile insanlar yeme, içme, cinsellik gibi dürtülerini kontrol altına alır ve herkesin hayattaki farkındalığı yükselir. Düşünme becerisi gelişerek hem nimetlerin kıymetini bilme hem de hayatın anlamını, kendini sorgulama imkânı bulur. Ramazan ayı dışındaki dönemlerde sıradan hale gelen birçok alışkanlık değişime uğrar, zihinsel olarak yeni duygu, düşünce ve davranışlar ortaya çıkmaya başlar. Bu durum kişiye değişebilme özgüvenini kazandırarak yeni alışkanlıklar edinebilme becerisi kazandırır. 

Kişi oruçlu olduğunun sürekli farkında olarak yemek-içmekten uzak durup farkındalığını güçlendirdikçe bu durum günlük hayatta dikkat ve yoğunlaşma zorluğu çekenlerin dertlerine de derman olur.

Oruç, stres, endişe, gerginlik gibi problemlerde de rahatlama ve iyileşme gerçekleştirir. Aynı zamanda aç kalan mideden salgılanan açlık hormonları beynin öğrenme ve hafıza bölümünü pozitif etkilemektedir. Gelişen yeni sinir hücrelerinin dikkat sorunları, bunama, parkinson gibi hastalıkların oluşmasını da engellediği araştırmalarla saptanmıştır.

Oruçlu insan öfkesine çok daha kolay hâkim olur. Hatta inancımızda kendisini kızdıran kişiye “ben oruçluyum” diyerek karşılık vermemesi tavsiye edilmiştir. Oruç ibadeti ile insanların kişiliklerindeki aşırılıkları dengeleyerek, insanlara, olaylara farklı bakış açısı ile daha duyarlı, saygılı, sabırlı, affedici ve merhametli bakabileceği uzmanlarca vurgulanmaktadır. 

Oruç tutan insan bir yandan kendi iç dinamiklerini değiştirmeye çalışırken aynı zamanda diğer insanların iyiliği için de çabalamaya başlar. İftar davetleri, zekât, sadaka, fitre, fidye benzeri yardımlaşma ve dayanışmayı güçlendiren birçok uygulamalar ramazan ayında çok daha yoğun olarak yerine getirilir. Toplu şekilde yapılan ibadetler insani ilişkilerimizin gelişmesini sağlar. İnsanlara yardım duygularımızın gelişmesine, yapılan yardımlar, hoşgörü duygularımızın artmasına neden olmaktadır. Oruç, toplumsal vicdanı da harekete geçirir.

Kısaca Ramazan ayı ve oruç ibadetinde birçoğunu bilememiz mümkün olmayan çok büyük hikmetler bulunmaktadır. 

Bizler Yüce Allah’ın emirlerini şeksiz-şüphesiz yerine getirmekle sorumluyuz. Yüce Allah’ın her emri içerisinde nice hikmetler barındırmaktadır. Rabbim Ramazan-ı Şerif vesilesiyle rızasını kazananlardan olabilmeyi, bin aydan hayırlı Kadir gecesini idrak edip sağlık-afiyet içerisine bayrama ulaşmayı cümlemize nasip eylesin niyazıyla siz değerli okuyucularıma “Hayırlı Ramazanlar” diliyorum.

Kalınız sağlıcakla …