Trabzon ilinin kırsalı ile sahil kuşağında bulunan ilçeler ve köyler arasında iletişim,gelişmişlik,üretim, erişim, demografik yapı ,göç ve sektörlerin dağılımı ile ihtiyaçlar açısından ciddi farklılıklar bulunmaktadır.

Genelde geçim kaynağı fındık olmakla birlikte kısmen çay ve yaklaşık dört ilçeye(Tonya, Maçka, Düzköy ve Şalpazarı) sıkışmış hayvancılık yapılmaktadır.Eskisi gibi yaylacılık ve mera kullanımı gibi faaliyetler önemli ölçüde azalmış küçük baş hayvancılıkta bitme noktasına evrilmiştir.

Bu bağlamda kırsalda ekonomik şartlar gittikçe ağırlaşırken yeni jenerasyonda köyleri terketmekte ve yaşlı kesimde gittikçe yanlızlaşmakta haliyle üretime yönelik gelir kaynaklarıda azalmaktadır.

Fındık ,çay ve kısmen hayvancılık hane bazlı geçimi temin etmekte kifayetsiz kaldığı gibi üretim kültürüde gittikçe azalmakta ve bu süreç göç gibi toplumu sarsan, istenmeyen travmayı önümüze koymaktadır.

1935 yılında Trabzonun nüfusu 359791 iken 2022 yılı sonu itibariyle tam 88 yılda 818023 olarak 458232 kişi artmıştır.Bu husus ilimizin insan kaynağı yapısını bozarak belli bir ölçüde katma bütçeden alacağı parasal imkanıda azaltmış ve özellikle sanayi yönünden gelişme olmamış halada bu anlamda her türlü sanayi ürünü dışardan gelmektedir.

Halbuki Trabzonun varlıkları(Havaalanı, Lıman ve Karayolu) bölge illerinden fazla olmasına karşın bu imkanlardan özellikle deniz taşımacılığı çok atıl durumda kalmıştır.Daha açıkçası ilimizin gelişimine yönelik planlamalar zamanında yapılmsmış şimdi ise Trabzon kendi içine kapanmıştır.

Ülkemizde 1/25000 ölçekli haritalar 1924, 1960 ve 1980 yıllarında çekilmiş olup, bu haritalar incelendiğinde bir çok orman ve benzeri fundalıkların sökülerek fındıklık, çaylık ve tütün alanı olarak kullanıldıģı görülmektedir.Bu güne gelindiğinde ise özellikle mera, çayır alanı ve tütün alanlarının ağaçlık ve ormana dönüştüğünü görmek mümkündür.

Sadece bu kadarı ile kalmamış hayvancılıkta üretim rezerv alanlarının  elden çıkmasıyla önemlı ölçüde azalmış, süt ve süt ürünleri artık ilimize dışarıdan gelmektedir.Yani Trabzonda zor şartlarda elde edilen GSMH tamamen Trabzonun dışına çıkmaktadır.Bunun en barizi ve güncel olanı fındıkta yaşanmakta ve üreticisinden tüccarına kadar ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Bu hususların yanında en önemlisi bir kuşağın hayatını verdiği üretim kültürüde yokolma tehlikesiyle karşı karşıyadır.Yıne kırsal kesimin geleneksel üretim kültüründen olan aile tavukçuluğu bitmiş ve artık herkes yumurta ihtiyacını marketlerden almaktadır.

Yine mikro klima bölgesi olan Akçaabatta harika zeytin üretim bahçeleri yokedilmiş ve zeytin bile dışardan gelmektedir.Dahası Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhanenin sebze ihtiyacı Trabzondan karşılanırken artık bu imkanlarda yokolmuş ve ilimiz bilinçli bir şekilde tarımdan uzaklaştırılmıştır.Sahil kuşağındaki arazilerin tamamı Giresun sınırından Rize sınırına kadar konut alanı olarak kullanılarak önemli ölçüde toprak kaybetilmiş, yine ildeki bir çok tarımsal kurum, kuruluş ve üretim alanları satılarak Tarımsal üretim yönünden Trabzon yetim bırakılmıştır.

Küçük bir sektör olan kültür balıkçılığı HES inşaatları dolayısıyla bitme noktasına gelmiş, deniz kafesleri için gerekli olan yavru ihtiyacı il dışından karşılanmaktadır.Bu durum istihdamı sınırlarken Trabzon insanı elindeki üretim enstrümanlarını kaybetmeye devam ederek yerinde karnı doymayan bu kesim ili terketmektedir.

Çok derin sosyolojik bir misyonu olan ilimiz insanı bu mağduriyeti kesinlikle hak etmemrktedir. Zira her insan gibi Trabzonlununda kendi doğduğu topraklarda doyma ve geçinme gibi bir insanlık hakkı vardır.Onun içindirki geçmişte tarıma dayalı geçimi mutlu bir şekilde yaşayan insanlarımızın bugün nerelerde cebelleştiğinden kimsenin maalesef haberi bile yok. Bu vahim manzara durdurulmaz ve üretim yeniden ayağa kaldırılmazsa, ilimizde daha derin bir çöküntü kaçınılmaz olacaktır.

Artık Trabzon eski yıllardaki TARIM EKONOMİSİ ALANINA MUHAKKAK YENİDEN KAVUŞTURULMALIDIR.ZİRA BU YÜKÜMLÜĞE HERKESİN BORCU VARDIR.